"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/105 E., 2018/200 K.
DAVA TARİHİ : 03.07.2014
KARAR : Bozma sonrası başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulması
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece kadın lehine hükmedilen tedbir nafakasının boşanma hükmünün kesinleştiği tarihe kadar devamına ve yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, 10.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde; boşanma davasının reddine, boşanmaya karar verilmesi halinde kadın lehine ayda 250,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası, 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin kadına karşı fiziksel şiddet uyguladığı, kadının ise güvensarsıcı davranışlarının bulunduğu değerlendirilerek evlilik birliğini sona erdiren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu, boşanmaya neden olan olaylarda eşit kusurlu olan davalının boşanma sonrası yoksulluğa düşeceğinin anlaşıldığı, davalının ihtiyaç durumu, tarafların ekonomik ve sosyal durumu ve hakkaniyet ilkesi göz önüne alınarak tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedildiği gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, kadın lehine aylık 150,00 TL tedbir nafakasının dava tarihinden itibaren davacıdan alınarak davalıya verilmesine, boşanma ilamının kesinleşmesinden itibaren nafakanın yoksulluk nafakası olarak devamına, tarafların maddî ve manevî tazminat talebinin koşulları oluşmadığından reddine karar verilmiştir
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde hüküm davacı erkek tarafından kusur belirlemesi ve nafaka yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemiz 12.10.2016 tarihli ilamında, davalı kadının eve erkek alarak sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışlar içerisine girdiğini ve boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı kadının ağır kusurlu olduğunun kabulü gerektiğini, bu nedenle kadın lehine yoksulluk nafakasına hükmedilemeyeceğini belirterek hükmün bozulmasına karar vermiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1.Bozmaya uyan Mahkemece verilen 16.02.2017 tarihli kararda, davalı eş için hükmedilen tedbir nafakasının boşanma hükmünün kesinleştiği tarihe kadar devamına, nafakanın yoksulluk nafakası olarak devamına ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
2.Karara karşı, süresi içinde davalı kadın yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
3.Dairemiz 19.12.2017 tarihli ilamında, Mahkemece kısa kararda kararın taraflara tebilğinden itibaren iki hafta içerisinde istinaf yoluna başvurulabileceğine, istinaf mercinin istinaf ilgili dairesi olduğuna, gerekçeli kararın hüküm fıkrasında ise kararın taraflara tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesine temyiz talebinde bulunabileceklerine karar verilmek suretiyle kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratıldığını belirterek hükmün bozulmasına, bozma sebebine göre temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davalı eş için hükmedilen tedbir nafakasının boşanma hükmünün kesinleştiği tarihe kadar devamına, nafakanın yoksulluk nafakası olarak devamına ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı kadın vekili istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi ve nafakalar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, bozma ilamı uyarınca karar verilip verilmediği, yoksulluk nafakasının reddi kararının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası. 4721 sayılı Kanun'un 169 uncu ve 175 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, Mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ve bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen yönlerin yeniden incelenmesinin hukuken mümkün bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı kadın vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
05.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.