Logo

2. Hukuk Dairesi2024/388 E. 2024/8909 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Ölüme bağlı mal rejiminin tasfiyesi davasında katılma alacağı miktarının hesabı, aile konutu üzerinde mülkiyet hakkı tanınması ve kişisel mal denkleştirmesinde usulüne uygunluk hususları.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesinin bozmaya uygun olarak verdiği kararında, katılma alacağının hesabında ve aile konutu üzerinde mülkiyet hakkı tanınmasında hukuka aykırılık bulunmadığı, davalıların usuli kazanılmış hakları da gözetilerek karar verildiği anlaşıldığından, davacı ve davalı vekillerinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1917 E., 2023/2278 K.

KARAR : Kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen ölüme bağlı mal rejiminin tasfiyesi ile aile konutu üzerinde mülkiyet hakkı tanınması, değer artış payı ve katılma alacağı davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve davalı ... ve diğerleri vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile muris ...'in 26.02.2001 tarihinde evlendiklerini, murisin 08.05.2008 tarihinde vefat ettiğini, geriye mirasçıları olarak davalılar ile müvekkilinin kaldığını, evlilik birliği içerisinde 289 ada 4 parsel sayılı taşınmaz ile 134 ada 4 parsel sayılı taşınmazın satın alındığını, taşınmazlardan 134 ada 4 parselde kayıtlı taşınmazın aile konutu olduğunu, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 240 ıncı maddesi uyarınca bu taşınmazın aile konutu olarak müvekkili adına tescil taleplerinin olduğunu, ev olarak kullanılan bu taşınmaz üzerinde tadilatlar yapıldığını ve bu şekilde değerinin arttığını, taşınmazın artan değerinde de müvekkilinin katkısı olduğunu ileri sürerek; 134 ada 3 parselde kayıtlı evin müvekkili adına aile konutu olarak tapuya tescilini, mahkeme aksi kanaatte ise satış yoluyla tasfiyeden önce davalılar da kabul etmesi halinde dava konusu taşınmazların hisselerinin 1/2 sinin müvekkilinin adının tescil edilmesini, muvafakat olmaz ise katılma alacağına karar verilerek taşınmazların tasfiyesine gidilmesini, elde edilen bedelin 1/2 sinin faizi ile birlikte davalılardan alınarak müvekkiline ödenmesini, değer artış bedelinin yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak müvekkiline ödenmesini talep etmiş; davacı vekili 29.04.2022 tarihli dilekçesiyle talep miktarını toplam 131.228,00 TL'ye yükseltmiştir.

II. CEVAP

1. Davalılar ..., ... ve ... vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımının dolduğunu, taraf teşkilinin sağlanmadığını, 134 ada 4 parsel sayılı taşınmazda davacının oturduğunu, aile konutunun özgülenmesi talebinde hukuki yararı olmadığını, taşınmazın murisin annesinden aldığı borç altınlar, müvekkilleri ... ve ...'nun ırgatlık ve çobanlık yaparak kazandıkları paralar ve müvekkili ...'nun birikimleri ile aldığı altınlarla alındığını, murisin annesinden aldığı altın borcunun murisin vefatında sonra müvekkilleri ... ve ...'nun ödediğini, murisin evin alınmasına çok az katkısının olduğunu, müvekkilleri tarafından ödenen paraların kişisel mal olduğunu, 289 ada 4 parsel sayılı taşınmazın üzerinde tapu kaydında 3083 sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanunu (3083 sayılı Kanun) uyarınca şerh bulunduğunu, taşınmazın edilmiş mal olmadığını, murisin taşınmazı 2002 yılından önce edindiğini, taşınmazın 5 yıl ödemesiz 5 yıl ardından 10 yıl ödemeli olarak alındığını, murisin çok az ödeme yaptığını, davacının değer artış payı alacağı bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

2.Davalı ...'e küçük olması nedeniyle temsil kayyımı atanmış olup kayyım cevap dilekçesi sunmamıştır. Davalı ... 11.11.2020 tarihinde reşit olmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, 289 ada 4 parsel sayılı taşınmazın 17.10.2002 tarihinde edinildiği, tescil nedeniyle yapılan borçlanmanın 2006-2015 yılları arasında yapıldığı, bu taşınmaz yönünden hesap bilirkişisi tarafından evlilik birliği içinde yapılan ödemeler dikkate alınarak yapılan hesaplamaya göre davacının davalılardan toplam 103.528,00 TL katılma alacağı olduğu; 134 ada 4 parsel sayılı taşınmazın da 15.09.2004 tarihinde edinildiği, taşınmazın aile konutu olduğu, bu taşınmaz yönünden de hesap bilirkişisi tarafından yapılan hesaplamaya göre davacının davalılardan toplam 27.700,00 TL alacağı olduğu, davacının 4721 sayılı Kanun'un 240 ıncı maddesine göre adına tescili için 20.775,00 TL depo etmesi gerektiğinin belirlendiği; her iki taşınmaz yönünden toplam 131.228,00 TL katılma alacağı olduğu, davacının depo etmesi gereken miktar katılma alacağından mahsup edildikten sonra davacının 110.453,00 TL katılma alacağı olduğu gerekçesiyle; davanın kabulüyle, 289 ada 4 parsel sayılı taşınmaz yönünden 103.528,00 TL, 134 ada 4 parsel sayılı taşınmaz yönünden 27.700,00 TL olmak üzere toplam 131.228,00 TL katılma alacağı bulunduğunun tespiti ile; 134 ada 4 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, 134 ada 4 parsel sayılı taşınmaz yönünden davacının depo etmesi gereken 20.775,00 TL'nin davacının toplam katılma alacağından mahsup edildikten sonra kalan 110.453,00 TL katılma alacağının, karar tarihi olan 16.06.2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar ... ve diğerleri vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 02.11.2022 tarih ve 2022/2400 Esas, 2022/2042 Karar sayılı kararı ile; 134 ada 4 parsel sayılı taşınmazın 15.09.2004 tarihinde satış nedeniyle, 289 ada 4 parsel sayılı taşınmazın da 17.10.2002 tarihinde 3083 sayılı Kanun kapsamında muris adına tescil ediliği, 289 ada 4 parsel sayılı taşınmaz için murisin sağlığında 3.007,00 TL, murisin ölümünden sonra yapılan ödemelerle birlikte toplam 12.526,09 TL ödeme yapıldığı, davacının taşınmaz için yaptığını iddia ettiği iyileştirmelerin murisin ölümünden sonra yapıldığı, mal rejimi sona erdikten sonra yapıldığı iddia edilen iyileştirmeler nedeniyle davacı lehine değer artış payı verilemeyeceği, davacının dilerse sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre genel mahkemede mirasçılar aleyhine dava açabileceği, davalıların 134 ada 4 parsel sayılı taşınmazın edinilmesinde kullanıldığını iddia ettikleri paralar yönünden davalıların sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre genel mahkemede açabilecekleri; 289 ada 4 parsel sayılı taşınmazın murisin sağlığında yapılan ödemelerin davalılar tarafından yapıldığının ispatlanamadığı gibi ancak sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre genel mahkemede açabilecekleri; davacının 4721 sayılı Kanun'un 240 ıncı maddesine göre mülkiyet hakkı talep ettiği, taşınmazın aile konutu olduğu ve davacının başkaca kullanabileceği taşınmazı da olmadığından davacının hukuki menfaati bulunduğu; davacının 289 ada 4 parsel sayılı taşınmazın evlilik birliği içinde yapılan ödemeler yönünde 138.033,00 TL, 134 ada 4 parsel sayılı taşınmaz yönünden 30.000,00 TL katılma alacağı olduğu, iş bu alacakların tereke borcu olması nedeniyle tüm mirasçıların miras hissesi oranında borçlu olduğu, davacının miras hissesi oranında alacaklı ve borçlu sıfatının birleştiği, o halde davacının toplam 168,033,00 TL katılma alacağından mirasçılara miras payı oranında ödenmesi gereken 22.500,00 TL'nin mahsup edildikten sonra bakiye 145.53,00 TL'nin mirasçılardan hisseleri oranında tahsiline karar verilmesi gerektiği, ancak davacının istinafı olmaması nedeniyle miktar yönünden davalılar lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu belirtilerek başvurunun kısmen kabulüyle İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüyle davacının 289 ada 4 parsel sayılı taşınmaz yönünden 138.033,00 TL, 134 ada 4 parsel sayılı taşınmaz yönünden 30.000,00 TL katılma alacağı olmak üzere toplam katılma alacağı 168.033,00 TL olmakla birlikte davalıların usuli kazanılmış hakkı gözetilerek 131.228,00 TL'den 134 ada 4 nolu parsel sayılı taşınmaz için davalıların miras hissesine düşen 22.500,00 TL mahsup edildikten sonra bakiye 108.728,00 TL katılma alacağı olduğunun tespiti ile, davalılar lehine usuli kazanılmış hak olması sebebi ile 108.728,00 TL katılma alacağının her bir davalının miras hissesine düşen 20.386,50 TL olarak her bir davalıdan İlk Derece Mahkemesinin karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ayrı ayrı tahsili ile davacıya ödenmesine, 134 ada 4 nolu parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili ve davalılar ... ve diğerleri vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 18.05.2023 tarih ve 2022/11407 Esas, 2023/2555 Karar sayılı ilamı ile; Bölge Adliye Mahkemesince davacı sağ kalan eşin belirlenen katılma alacağından davalıların iptal edilen hisse değeri mahsup edilmesi gerekirken, murisin payına düşen katılma alacağı miktarından davalıların hissesine düşen miktarın mahsup edildiği; o halde Bölge Adliye Mahkemesince, usuli kazanılmış haklar göz önünde bulundurularak davacı sağ kalan eşin belirlenecek katılma alacağı miktarından davalıların iptaline karar verilen hisselerinin değeri mahsup edilerek bakiye katılma alacağının tahsiline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hatalı hesaplamayla karar verilmesi hatalı olduğu belirtilerek taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının alacağın hesaplanması yönünden bozulmasına, bozma sebebine göre tarafların yargılama giderleri ve vekâlet ücretine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraf vekillerinin bozma kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 134 ada 4 parsel sayılı taşınmazda davalılar ..., ..., Muhammed ve ...'ın 3/16'şar hisse ile malik oldukları, kalan 1/4 hissenin davacının hissesine tekabül ettiği, davalıların hissesine düşen değerin 45.000,00 TL olduğu ve usuli kazınılmış haklar gözetilerek davacı lehine katılma alacağına hükmedildiği gerekçesiyle, davanın kabulüyle 289 ada 4 parsel sayılı taşınmaz yönünden 138.033,00 TL, 134 ada 4 parsel sayılı taşınmaz yönünden 30.000,00 TL katılma alacağı olmak üzere 168.033,00 TL katılma alacağı olduğunun tespiti ile, davalıların usuli kazanılmış hakkı gözetilerek 131.228,00 TL'den 134 ada 4 parsel sayılı taşınmazda davalıların iptaline karar verilen hisselerinin değeri olan 45.000,00 TL düşüldükten sonra sonuç olarak bakiye 86.228,00 TL katılma alacağı olduğunun tespiti ile 16.167,75 TL'nin her bir davalıdan İlk Derece Mahkemesinin karar tarihi olan 16.06.2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ayrı ayrı tahsiline, 134 ada 4 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalılar ... ve diğerleri vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde; hesaplama yapılırken 45.000,00 TL yerine 22.500,00 TL mahsup edilmesi gerektiğini, bozmaya aykırı karar verildiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı ... ve diğerleri vekili temyiz dilekçesinde; aile konutunun özgülenmesi talebinin reddi gerektiğini, 289 ada 4 parsel sayılı taşınmazın üzerinde şerh bulunduğunu, edinilmiş mal olmadığını, muris öldükten sonra yapılan ödemelerin dikkate alınması gerektiğini, muris ölmeden önce yapılan ödemelerin de müvekkilleri tarafından yapıldığını, müvekkilleri lehine vekâlet ücreti hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, alacak miktarının doğru belirlenip belirlenmediği, kişisel mal denkleştirmesinin doğru yapılıp yapılmadığı ve bu hususların ispatı, vekâlet ücreti, aile konutu üzerinde mülkiyet hakkı tanınmasının mümkün olup olmadığı, usuli kazanılmış hak noktasında toplanmaktadır. Dava, ölüme bağlı mal rejiminin tasfiyesi ile 4721 sayılı Kanun'un 240 nci maddesine göre aile konutu üzerinde mülkiyet hakkı tanınması, değer artış payı ve katılma alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi, 33 üncü maddesi, 190 ıncı maddesi, 323 üncü maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi, 326 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 373 üncü maddesi; 4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 220 nci maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 226 ncı maddesi, 227 nci maddesi, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası, 240 ıncı maddesi; 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 164 üncü maddesi, 168 inci maddesi, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13 üncü maddesi; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 09.05.1960 tarihli ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararı.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı ... ve diğerleri vekilinin ve davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.