"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Van Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/694 E., 2023/1290 K.
KARAR : Kararın kaldırılarak kısmen yeniden esas hakkında hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : Tatvan 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2023/49 E., 2023/95 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine karar verilmiştir. Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurularının kabulüyle kararın kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kadın vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle kararın kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının evlilik birliği boyunca önemli meselelerde dahi sürekli yalan söylediğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini, sürekli kök ailesinin evine giderek usun süreler kaldığını, evi terk ettiğini, erkeğin ailesinden olan kişileri darp ettiğini, onlara küfürler ettiğini, tarafların arasında daha önceden Bitlis Asliye Hukuk (Aile) mahkemesinde görülen boşanma davasını ret ile sonuçlandığını, ret kararının kesinleşmesinin üzerinden 3 yılı aşkın zaman geçtiğini ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, erkek yararına 20.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin kadını kovduğunu, ortak konuta gelmediğini, şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, ilgisiz davrandığını ileri sürerek asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına 50.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 26.01.2022 tarih ve 2020/212 Esas, 2022/27 Karar sayılı kararı ile taraflar arasında daha önceden erkek tarafından açılan boşanma davası olduğu, davanın reddine karar verildiği, ret kararının Yargıtay incelemesinden geçerek 20.03.2017 tarihinde kesinleştiği, kararın kesinleşmesinin üzerinden 3 yılı aşkın süre geçtiği, dosyanın yapılan incelemesinden erkek tanıklarının ifadelerinin görgüye dayalı olmadığının anlaşıldığı, erkeğin ise kadını ailesi ile görüştürmediği, ekonomik şiddet uyguladığı, "senin kızın hiç bir iş bilmiyor" şeklinde küçük düşürücü söylemde bulunduğu, kötü muamelede bulunduğu, "ablanızı boşayacağım, sizi Bitlis'te rezil edeceğim, şerefsizler, namussuzlar" diyerek hakaret ettiği, böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda davacı-karşı davalı erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, erkeğin manevî tazminat isteminin reddine, kadın yararına yasal şartları oluştuğu gerekçesiyle 25.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, kadının nafaka talebinin ise reddine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekilinin kusur belirlemesi, manevî tazminat talebinin reddi ile aleyhine hükmedilen tazminatlar yönünden; davalı-karşı davacı kadın vekilinin ise asıl davanın kabulü, maddî ve manevî tazminatların miktarı ile yoksulluk nafakası yönünden istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 12.01.2023 tarih ve 2022/701 Esas, 2023/75 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesinin karar gerekçesinde kadının tedbir nafakası talebinin reddedildiği, yoksulluk nafakası talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği, bu anlamda incelemeye tabi bir hüküm bulunmadığı gerekçesiyle tarafların istinaf itirazlarının kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesinin ilk kararında belirtilen kusurların sayılması suretiyle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, fiili ayrılık nedeniyle boşanma kararı verilebilmesine ilişkin hukuki şartların geçekleştiği gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulüyle 471 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına yasal şartları oluştuğu gerekçesiyle 25.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminat ile aylık 800,00 TL yoksulluk nafakası ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B.İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesiyle; İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, manevî tazminat talebinin reddi, kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesiyle; İlk Derece Mahkemesi kararının asıl davanın kabulü ile tazminat ve yoksulluk nafakasının miktarı yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C.Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusur derecelerine nazaran kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar ile yoksulluk nafakası miktarlarının az olduğu gerekçesiyle kadının bu yönlere ilişkin istinaf itirazlarının kabulüne, kadın yararına 50.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminat ile aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakası ödenmesine, kadının sair, erkeğin ise tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; tarafların reddedilen boşanma davasından sonra bir araya gelmediklerini ve erkeğe yüklenebilecek bir kusurlu davranışın gerçekleşmediğini, erkek tanıklarının sadece ayrı yaşamaya ilişkin beyanlarının alınıp kusura ilişkin beyanlarının alınmamasının hatalı olduğunu, kadın tanıklarının duyuma dayalı beyanlarına göre erkek aleyhine kusur yüklenmesinin hatalı olduğunu, kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasının hatalı olduğunu ve miktarların fahiş olduğunu ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, manevî tazminat talebinin reddi, kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar ile yoksulluk nafakası yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca fiili ayrılık nedenine dayalı olarak açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılmadığı, tarafların kusur durumlarına göre erkeğin manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olup olmadığı ile kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesine ilişkin koşulların oluşup oluşmadığı, oluştu ise miktarların fahiş olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri
.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.