"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1957 E., 2023/1836 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Mersin 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/404 E., 2021/565 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının davasının kabulüne, erkeğin davasının reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalı-davacı kadının ailesinin baskılarından kurtulmak amacıyla bu evliliği gerçekleştirdiğini, evlilik birliğinin kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediğini, müvekkilimizi adeta aile evinden çıkmak için bir kaçış kapısı olarak gördüğünü birçok kez sözlü olarak dile getirdiğini, müvekkili ile olan evliliğini sadece baskıdan kurtulmak amacıyla gerçekleştirdiğini, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ıncı maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ve ücret-i vekâletin karşı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili, cevap-karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin alkol bağımlılığı olduğunu, tüm kazandığını gece hayatında çarçur ettiğini, erkeğin başka bayanlarla güven sarsıcı davranışlar içerisinde olduğu, ortak evden ayrılıp gittiği, evine bakmadığı, eşi ve çocuğu ile ilgilenmediği, faturalar ödenmediğinden müşterek evin elektriği ve suyunun kesildiği, sorumsuz bir yapıda olduğu, sürekli olumsuz tutum ve davranışlar sergilediği kadının yıllarca eşinin şiddetine, hakaret ve tehditine maruz kaldığını, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, 2.000,00 TL tedbir/yoksulluk nafakasına hükmedilmesine, 200.000 TL maddî, 2.00.000 TL manevî tazminata hükmedilmesine, 50.000,00 TL değerindeki çeyiz eşyalarının, beyaz eşyalarının ve giysilerinin aynen iadesine, olmadığı takdirde bedellerinin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte iadesine hükmedilmesine, 1.00.000 TL değerindeki takıların aynen iadesine, ortak çocukları Mustafa'nın velâyetinin tarafına verilmesine ve aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasının davalı-davacı alınarak tarafına verilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı-davalı erkeğe yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davacı-davalı kocanın başka bayanlarla güven sarsıcı davranışlar içerisinde olduğu, ortak evden ayrılıp gittiği, evine bakmadığı, eşi ve çocuğu ile ilgilenmediği, faturalar ödenmediğinden müşterek evin elektriği ve suyunun kesildiği, sorumsuz bir yapıda olduğu, sürekli olumsuz tutum ve davranışlar sergilediği boşanmaya neden olan olaylarda davacı-davalı erkeğin tam kusurlu, davalı-davacı kadının kusursuz olduğu asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, asıl davanın reddine, davacı-davalı erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine,ortak çocuğun velâyetinin davalı-davacı anneye verilmesine, baba ile ortak çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk lehine aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile davalı-davacı kadın için aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 20.000,00'er TL maddî ve manevî tazminatın davacı-davalı erkekten tahsiline, davalı-davacı kadının ziynet eşyası davasının kısmen kabulü ile 4 adet 22 ayar üç telli bilezik (toplam 80 gr) 31.172,00 TL bedelli, 2 adet üçtelli bilezik (toplam 40 gr) 15.586,00 TL bedelli, 22 adet çeyrek altın 15.001,00 TL bedelli olmak üzere toplam (188,50 gr) 73.450,00 TL bedelli ziynet eşyalarının aynen iadesine, aynen iade mümkün olmadığı taktirde bedelinin dava tarihinden itibaren yasal faiz işleyecek şekilde davacı-davalı erkekten tahsiline, davalı-davacı kadının eşyalar ve giysi taleplerinin feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; asıl ve karşı davada, ziynet alacağı davasında, İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen kararın tüm yönleri ile kaldırılması yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarları, kişisel ilişkinin kaldırılması, eşya alacağı davasında hükmedilen vekâlet ücreti ve ziynet alacağı davasında reddedilen kısım yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava açıldığı tarihte kadının çalışmadığı, UYAP üzerinden yapılan incelemede, kadının 2023 yılı 2. ayında çalışmaya başladığı, 2023/9. ayı itibari ile aylık gelirinin 15.426,68 TL olduğu, çocuğu ile birlikte ailesinin yanında kaldığı, erkeğin ise aylık gelirinin 25.000,00 TL civarında bulunduğu, UYAP’ ta yapılan incelemede adına kayıtlı Mersin, Toroslar da 2 adet hisseli taşınmazın bulunduğunun anlaşıldığı, maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk ve iştirak nafakası miktarlarının az olduğu gerekçesi ile kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına, kadın için aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tüm, kadının sair yönlere ilişkin istinaf başvurularının ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; tazminatlar ile nafakaların miktarları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre kadının aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. O hâlde, Mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ve 6098 sayılı Kanun'un 50 inci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen hakkaniyet kuralları dikkate alınarak kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
3.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.İlk Derece Mahkemesi kararının (2), (3) numaralı paragrafta belirtildiği üzere temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat ve yoksulluk nafakası miktarları yönlerinden kadın yararına BOZULMASINA,
2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere kadının diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.