"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2059 E., 2024/180 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden hüküm tesisi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2023/9 E., 2023/18 K.
Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiştir.
Kararın davalı banka vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile kararın kaldırılarak kararda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra yeniden karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile ipoteğin kaldırılmasına ve davacı mirasçıları vekilinin ek karar talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararın banka vekili, ek kararın davacı mirasçıları vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ve 30.10.2023 tarihli ek kararının ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı mirasçıları vekili ve davalılardan banka vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ... ile davalı ... 'nın evli olduklarını, davalı kadın üzerine İstanbul ili, Kadıköy ilçesi, Erenköy mah., 2888 ada, 105 parselde bulunan taşınmazın kayıtlı olduğunu, taşınmaz üzerine ... Makine ve Motor San. Tic. Ltd. Şti. ile TET Makine-... firmalarının İş Bankası yararına ipotek tesis ettiğini, ayrıca müteselsil kefil sıfatıyla da sorumluluk yüklendiğini, taşınmazın aile konutu olduğunu ve taşınmaza ipotek konulurken davacı eşin rızası alınmadan ipotek tesis edildiğini, belirterek ipoteğin kaldırılmasına ve taşınmazın satışının durdurulmasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı .... vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle;oğlu ve torunun kredi borçlarına teminat için taşınmazlar üzerine ipotek tesis ettirdiğini, ayrıca kefil olduğunu, Kadıköy'deki taşınmazın davacı ile davalı eşin aile konutu olduğunu, ipotek ve kefalet sözleşmeleri için eş rızasının gerektiğini bilmediğini, zaten davacı erkeğin yıllardır parkinson hastası olup imza atabilecek durumda olmadığını belirterek ipoteklerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 15.09.2021 tarih, 2018/348 esas ve 2021/142 karar sayılı kararı ile, davacı tarafın iddiasına göre ipotek konulan taşınmazın aile konutu olduğu, davalı eşin diğer eşin rızasını almadan tek başına aile konutuna ipotek tesis edemeyeceği, yine davalı eşin diğer eşin rızasını almadan tek başına kefil de olamayacağı, kefalet konusunda eş rızası babında düzenlenen belgedeki imzanın davacı müteveffaya ait olmadığı, zira kendisinin uzun süredir parkinson hastası olduğu ve imza atamadığı, gerekli durumlarda imza yerine parmak bastığı, davalı eşin cevap dilekçesinde, 82 yaşında ev hanımı olduğunu, aile konutunun korunması hakkındaki yasal düzenlemelerden haberdar olmadığı gibi ipotek tesisi ve kefalet için eş rızasının gerektiğini bilmediğini, müvekilinin eşi olan davacının uzun yıllardır parkinson rahatsızlığı nedeniyle böyle bir imza atabilecek durumda da olmadığını, ipoteğin tesis edildiği sırada eş rızasının gerekli olduğuna dair herhangi bir uyarı ile de karşılaşmadığını adına kayıtlı bulunan apartman dairesinin eşi ile birlikte uzun yıllardır ikamet ettiği aile konutu olduğunu belirttiği, davacı tarafın iddiası üzerine eş rızasına ilişkin olarak düzenlenen belgedeki imzanın davacı müteveffa adına olup olmadığının tespiti için ATK dan rapor alındığı, alınan raporda sözkonusu imzanın davacı müteveffaya ait olup olmadığının tespit edilemediğinin belirtildiği dosyadaki deliller, davacı müteveffanın hastalığına ilişkin belgeler ve ATK raporu karşısında sözkonusu imzanın davacı müteveffaya ait olduğunun kesin olarak ispat olunamadığı, her ne kadar davalı banka vekili aksi yönde iddiada bulunmuş ise de, aile konutu olan taşınmazlar bakımından ipotek tesisi için eşlerin rızalarının gerektiği, bunun için tapuda aile konutu şerhi bulunmasının şart olmadığı, aile konutu olmasının yeterli olduğu, söz konusu taşınmazın ipotek tesisi tarihinde aile konutu olduğunun sabit olduğu, bu nedenle davacı müteveffa eşin de ipotek için rızasının alınması gerektiği, aksi şekildeki işlemin geçerli olmadığı gerekçesi ile davanın kabulü ile, dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılardan banka vekili kabul edilen dava yönünden istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 2022/442 Esas, 2023/649 Karar sayılı 10.05.2023 tarihli kararı ile: harcın kamu düzeninden olduğu eksik peşin harç tamamlanmadan yargılamaya devam edilerek karar verilemeyeceği, davalı bankanın istinaf talebinin diğer yönler incelenmeksizin kabulü ile, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; istinaf kaldırma kararı doğrultusunda eksik harcın yatırıldığı, aile konutu olan taşınmazlar bakımından ipotek tesisi için eşlerin rızalarının gerektiği, bunun için tapuda aile konutu şerhi bulunmasının şart olmadığı, aile konutu olmasının yeterli olduğu, dosyadaki deliller, davacı müteveffanın hastalığına ilişkin belgeler ve ATK raporu karşısında sözkonusu imzanın davacı müteveffaya ait olduğunun kesin olarak ispat olunamadığı, taşınmazın ipotek tesisi tarihinde aile konutu olduğunun sabit olduğu, bu nedenle davacı müteveffa eşin de ipotek için rızasının alınması gerektiği, aksi şekildeki işlemin geçerli olmadığı gerekçesi ile davanın kabulü ile taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiştir.
2.İlk Derece Mahkemesinin 30.10.2023 tarihli Ek Kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davacı mirasçıları vekili tarafından, eksik hesaplanan vekâlet ücretine ilişkin hükmün düzeltilmesi talep ettiği, vekâlet ücretine ilişkin hatanın 'kısmen yazılma' niteliğinde olmadığı ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 305 inci maddesinin A bendi gereği talep gibi düzeltme yapılamayacağı, hüküm verilmekle el çekilen dosyada bir tarafa yüklenen hak veya borçların artması sonucunu doğuracak şekilde hükmün tashihinin de mümkün olmadığı gerekçesi ile talebin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen karara karşı davalılardan banka vekili; ek kararına karşı süresi içinde davacı mirasçıları vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı mirasçıları vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafa verilmesi gereken vekâlet ücretinin hesap hatası nedeniyle eksik yazıldığını, maddi hesap hatasının düzeltilmesi taleplerinin reddinin yanlış olduğunu belirterek ek kararın düzeltilerek karar tarihinde yürürlükte olan 2023 yılı avukatlık asgari ücret tarifesine göre yeniden hüküm kurulmasına karar verilmesi yönünden İlk Derece Mahkemesi ek kararının kaldırılarak talepleri yönünde karar verilmesi için istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı .... vekili istinaf dilekçesinde özetle; ipotek sırasında taşınmaz üzerinde aile konutu şerhi olmadığını, ipotek konulurken eş rızası alındığını, yargılama sırasında davacı eşin vefat ettiğini, bu nedenle davanın konusuz kaldığı dikkate alınarak karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin de yanlış olduğunu belirterek, kabul edilen dava yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın reddi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, dava konusu taşınmazın aile konutu olduğu, yine bankanın ipotek konulurken eş rızası almaya ilişkin rıza belgesi imzalattığını iddia etmesi karşısında taşınmazın aile konutu olduğunun banka tarafından da ipotek konulurken kabul edildiği, yine eş rızası almaya ilişkin belgedeki imzanın kesin olarak davacı eşe ait olduğunun ATK raporu kapsamında ispatlanamadığı dikkate alındığında dava konusu taşınmaz üzerine konulan ipotek usulüne uygun olarak eş rızası alınmadan konulmakla geçersiz olduğu, bu haliyle davacı taraf dava açmakta haklı olduğu, harç, yargılama gideri ve davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan vekâlet ücretinin davalılardan alınması gerektiği, asıl kararın kaldırılması kapsamında asıl karar üzerine verilen ek karar da kaldırıldığından davacı mirasçılarının ek karara yönelik istinaf talebi konusuz kaldığı gerekçesi ile: davalı banka vekilinin kabul edilen dava yönünden davacı mirasçıları vekilinin ise ek karara yönelik istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile; İlk Derece Mahkemesi kararı ve bu karara bağlı olarak verilen 30.10.2023 tarihli ek kararın tümden kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle, davacının vefatı nedeniyle dava konusuz kaldığından davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına davacı dava açmakta haklı olduğundan yargılama giderlerinin davalılar üzerinde bırakılmasına ve davacı yararına nispi vekâlet ücretine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılardan banka vekili ve davacı mirasçıları vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı mirasçıları vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacının vefatının geçersiz bir işlemi geçerli hale getirmeyeceği, aile konutu olarak kullanılan konutun sağ kalan eş tarafından kullanıldığını ve satılması halinde mağduriyete sebebiyet vereceğini belirterek; karar verilmesine yer olmadığı kararı yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı .... vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, müvekkilinin davanın başından itibaren kusurunun olmadığını, basiretli tacir gibi davrandığını belirterek; banka aleyhine hükmedilen yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı malik olmayan eşin ölümü ile aile konutu koruması kalkan taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılması davası hakkında konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığı kararının doğru olup olmadığı, yargılama gideri ve vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun(6100 sayılı Kanun) 331 inci, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci, 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 194 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı mirasçıları vekili ve davalı banka vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.