"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/662 E., 2024/408 K.
KARAR : Başvurunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 17. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/204 E., 2021/643 K.
Taraflar arasındaki aile konutu tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı müteveffa ... mirasçıları dahili davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın dava dilekçesinde özetle; taraflarının ortak murisi ve davacının eşi olan ...'ın 15.02.2019 tarihinde vefat ettiğini, mirasçıları olarak geriye davacı ile davalıların kaldığını, davacının oğlu olan davalı ... tarafından İzmir 7. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2019/1247 Esas sayılı dosyasında ortak miras bırakan ... adına İzmir ili, ... ilçesi, 37866 ada, 28 parsel, 1. kat, 6 nolu bağımsız bölümde tapuya kayıtlı olan taşınmazın satışının yapılması suretiyle ortaklığın giderilmesi istemiyle dava açıldığını ve bu davanın derdest olduğunu, söz konusu taşınmazın davacı ile muris eşi ...'ın 1971 yılından itibaren ortak olarak kullandıkları aile konutu olduğunu, davacının 74 yaşında olup, merhum eşi ile evlendikten sonra 1971 yılından itibaren dava konusu taşınmazda yaşadığını, başka bir evinin bulunmadığını, tüm bunlara rağmen davalılardan ... tarafından söz konusu aile konutunun satışı yolu ile ortaklığın giderilmesinin talep edildiğini, muris ...'ın vefatı ile birlikte ortak torun ... ile çocuk ... ... tarafından annelerinin barınabileceği bir evleri olması maksadı ile dava konusu taşınmaz üzerine müvekkili lehine intifa hakkı tanındığını, ...'ın emekli olup, çeşitli yan işler yaparak geçimini sağladığını, ayrıca bir evi ve bir arabası olduğunu, 30 yıldır hiçbir evlatlık görevini yerine getirmediğini, davacının parkinson dahil olmak üzere birçok kronik rahatsızlığı bulunduğunu, sağlık koşulları, yaşı ve ekonomik durumu itibariyle bu evin dışında yaşamını tek başına idame ettirmesinin mümkün olmadığını belirterek, davanın kabulü ile İzmir ili, ... ilçesi, 37866 ada, 28 parsel, 1. kat, 6 nolu bağımsız bölümde tapuya kayıtlı olan taşınmazın aile konutu olarak tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davalıların babası ...'ın vefat ettiğini, davacı ile evlilik birliğinin ölümle kendiliğinden sona erdiğini, davacının murisin ölümü ile mirasçılarına intikal eden evde tek başına yaşadığını, evin diğer paydaşları davaya konu evde kalmadığından dava konusu taşınmazın aile konutu sayılmasının mümkün olmadığını, davacının evlilik birliği devam ederken taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulması için müracaatta bulunmadığını, bu nedenle eşinin vefatından sonra aile konutu şerhi konulmasını talep edemeyeceğini, davalının aile konutu şerhi konulmasına muvafakatının olmadığını, evlilik birliğinin ölüm ile sonuçlanması üzerine sağ kalan eşe tanınan aile konutuna ilişkin intifa hakkının sadece evlilik birliği devam ederken aile konutu şerhi konulan taşınmaz için geçerli olduğunu, müvekkilinin en temel haklardan olan miras hakkını dilediği gibi kullanma özgürlüğüne sahip olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin davacı tarafın eşinin vefatı nedeniyle sona erdiği ancak davaya konu taşınmazın tarafların ortak murisinin vefatından önce davacı ile birlikte aile konutu olarak kullanıldığının tespitinde davacının hukuki yararının bulunduğu, davacının eşi, diğer davalıların ortak murisi ...'ın 14.02.2019 tarihinde vefat ettiği, davacının eşi ile birlikte vefat etmezden önceki dönemde uzun yıllardan beri dava konusu taşınmazda oturduğu, davacının halen oturmaya devam ettiği, davalılar ... ile ...'nin de bu iddiayı kabul ettikleri anlaşılmakla İzmir ili, ... ilçesi, 37866 ada, 28 parsel, 1. Kat, 6 nolu bağımsız bölümün muris ...'ın sağlığında eşi davacı ... ile birlikte ikamet ettikleri aile konutu olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı gerekçesi ile davanın kabulü ile; davaya konu İzmir ili, ... ilçesi, 37866 ada, 28 parsel, 1. Kat, 6 nolu bağımsız bölümün davacı ile tarafların murisi ...'ın aile konutu olarak kullandığının tespitine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı ... vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmazın aile konutu olmadığını belirterek, verilen kararı usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek davanın kabulü yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı ...' vekili dosya istinaf aşamasında iken dosyaya sunduğu 26.01.2024 tarihli dilekçesinde; müvekkili olan davalı ...'ın 25.09.2023 tarihinde vefat ettiğini, ekli mirasçılık belgesine göre geriye yasal mirasçıları olarak eşi ... ve oğlu ...'tan kaldığını, davanın niteliği gereği yasal mirasçılarının davayı devam ettirme hakkı bulunduğundan, yasal mirasçılar ... ve ...'ın davaya dahil edilmesini talep ettiklerini beyan etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; somut olayda; toplanan delillere, tanık anlatımlarına nüfus kayıtlarına ve tüm dosya kapsamına göre; davaya konu olan İzmir ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 37866 ada, 28 parsel sayılı, 1. kat, 6 nolu bağımsız bölümde mesken niteliğinde tapuya kayıtlı taşınmazın daha önce tarafların ortak miras bırakanı ... adına tapuda kayıtlı iken onun 14.02.2019 tarihinde ölümü ile mirasçıları olarak davacı eşi ile davalı çocukları ... ve ... ile murisin kendisinde önce 17.05.2007 tarihinde ölen oğlu ...'tan olma torunu olan davalı ...'a intikal ettiği ve taşınmazın 09.05.2019 tarih ve 6779 yevmiye nolu kat irtifakı tesisi işleminden bu yana davacı ve davalılar adına 1/4'er paylı olarak tapuda kayıtlı olduğu, tapu 11.07.2019 tarih ve 10354 yevmiye nolu resmi senet ile davalılar ... ve ...'ın taşınmazdaki 1/4'er payları itibariyle bedeli karşılığında süresiz intifa hakkı tanıdıkları ve bu intifa hakkının tapu kaydına işlendiği, yine taşınmazın tapu kaydına İzmir 7.Sulh Hukuk Mahkemesinin 23.10.2019 tarih ve 2019/1247 Esas sayılı yazısına istinaden 23.10.2019 tarihinde paydaşlar arasında devri engellemeyecek şekilde 3. kişilere karşı her türlü devir ve temlikin önlenmesi için ihtiyati tedbir şerhinin işlendiği, davaya konu taşınmazın davacı ve muris eşi ... tarafından 40 yılı aşkın süre eşi ...'ın ölüm tarihine kadar aile konutu olarak kullanıldığı, davacının halen bu taşınmazda oturmaya devam ettiği, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (4721 sayılı Kanun)'nun 240, 255 ve 652 inci maddelerindeki yasal düzenlemelerdeki yasal haklarını kullanabilmesi için davacının davaya konu taşınmazın muris eşinin sağlığında birlikte oturdukları aile konutu olduğunun tespitini istemekte hukuki yararının bulunduğu, o halde Mahkemece davanın kabulü ile davaya konu taşınmazın davacı ile eşi (tarafların ortak miras bırakanı) ...'ın aile konutu olduğunun tespitine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile davalı ...'ın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde müteveffa davalı ... mirasçıları dahili davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B.Temyiz Sebepleri
Dahili davalılar vekili özetle; istinaf sebeplerini tekrarla kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; davanın kabulü yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davaya konu olan konutun murisin ölüm tarihinde davacı ve muris tarafından aile konutu olarak kullanılıp kullanılmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 194 üncü, 240 ıncı, 279 uncu ve 652 nci maddeleri; 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup dahili davalılar vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.