Logo

2. Hukuk Dairesi2024/4568 E. 2024/4318 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, tarafların kusur oranlarının belirlenmesi ve buna bağlı olarak hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarının uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesinin, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun bozma kararına uyarak kadını ağır kusurlu, erkeği az kusurlu bularak erkek lehine maddi ve manevi tazminata hükmetmesi usul ve yasaya uygun görülerek temyiz itirazları reddedilmiş ve karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1395 E., 2023/1781 K.

KARAR : Bozmaya uyulmak suretiyle hüküm tesisi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davalarında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya karşı direnme kararı verilmiş, bu kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizce bozma kararı yerinde bulunarak direnme kararı incelenmek üzere dosya Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiştir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 17.05.2023 tarihli ve 2022/2-284 E., 2023/462 K Karar sayılı ilâmı ile, davalı-davacı erkek vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı bozulmasına karar verilerek dosya Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kadının ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle erkek yararına 15.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü

I. DAVA

1. Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; erkek eşin lüks yaşam düşkünlüğü olduğunu, psikolojik ve ekonomik şiddet uyguladığını, hakaret ve küfür ettiğini, sapkın istekleri olduğunu, uzun zamandır ayrı odalarda uyuduklarını, şans oyunlarına aşırı düşkün olduğunu ileri sürerek tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebrbiyle boşanmalarına, kadın eş yararına 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; erkeğin hakaret ettiğini, evi terk ettiğini, sürekli etrafa borçlandığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

II. CEVAP

1. Davalı-davacı erkek vekili asıl davaya cevap dilekçesinde özetle davanın reddini savunmuştur.

2. Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde; kadın eşin müvekkiline kötü davrandığını, sadakatsizlikle suçlayıp kumar oynadığı yönünde iftira attığını, müvekkilinin sade bir hayatı olup şiddet ve hakarete maruz kalanın müvekkili olduğunu, davacının müvekkilini evden kovduğunu ileri sürerek tarafların boşanmalarına, müvekkili yararına 75.000,00 TL maddî ve 75.000,00 TL manevî tazminat ile 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, nafakanın TÜFE oranında artırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 11.02.2020 tarihli ve 2018/192 Esas, 2020/90 Karar sayılı kararıyla; tanık anlatımları ve tüm dosya içeriği birlikte göz önüne alındığında evlilik birliği devam ederken erkeğin şans oyunları oynadığı, evin ihtiyaçlarını karşılamadığı, eve alacaklıların gelip borçlarını tahsil etmek için talepte bulundukları, karısına ve çocuğuna küfürler ettiği, "aptal, gerizekalı" diye hakaret ettiği, bununla birlikte kadının da eşine "pis mırık, mırığını her yere bulaştırıyorsun" dediği, misafirlerin yanında eşini aşağıladığı, evden kovduğu, damadını arayarak "benim evden kovduğum kişiyi siz nasıl eve alırsınız, sizi ayaklarınızdan vurdururum" diye tehditte bulunduğu, iftira atarım dediği, eşinin kardeşine "senin bu salak abin" şeklinde konuştuğu, eşinin ailesi ile görüşmesine izin vermediği, eve misafir gelmesini istemediği, sürekli eşya değiştirip masraf yaptığı, kadının erkeğe nazaran daha ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın eşin maddî ve manevî tazminat talepleri ile erkeğin yoksulluk nafakası talebinin reddine, erkek yararına 5.000,00 TL maddî ve 5.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 12.03.2021 tarihli ve 2020/640 Esas, 2021/488 Karar sayılı kararıyla; erkek eşin, kadına ve çocuklarına küfrettiği, şans oyunları oynayıp borçlarını ödemediği, buna karşılık kadının ise eşine hakaret ettiği, yatağını ayırdığı, eşini evden kovduğu, babasını eve aldığı için kızını tehdit ettiği, gerçekleşen bu durumda boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü gerektiği gerekçesiyle erkeğin tüm istinaf taleplerinin reddine, kadının ise kusur belirlemesi ve erkek yararına hükmedilen tazminatlara yönelik istinaf taleplerinin kısmen kabulü ile kusur belirlemesinin yukarıda gösterildiği şekilde düzeltilerek yeniden belirlenmesine, erkek yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 21.06.2021 tarihli, 2021/3827 E., 2021/5101 K. sayılı kararı ile; "...İlk derece mahkemesi kararında; erkeğin eşine ve çocuklara küfür ettiği ve şans oyunları oynayıp borçlarını ödemediği; kadının da eşine hakaret edip aşağıladığı, yatakları ayırdığı, eşini kovduğu, damadını kayınpederini evine aldığı için tehdit ettiği, eşini ailesi ile görüştürmediği, eve misafir kabul etmediği ve sürekli eşya değiştirerek masraf yaptığı belirtilerek; boşanmaya neden olan olaylarda kadının ağır, erkeğin az kusurlu olduğuna hükmedilmiştir. Bölge adliye mahkemesi, kadının kusur belirlemesine yönelik başvurusunu kabul etmiş ve eş ve çocuklarına küfür edip şans oyunları oynayarak borçlarını ödemeyen erkek ile eşine hakaret eden, yatakları ayıran, onu kovan ve kızını babasını eve aldığı için tehdit eden kadının eşit kusurlu olduğuna hükmetmiştir. Bölge adliye mahkemesi kararında davalı-davacı erkeğe “eşine ve çocuklara küfür ettiği” vakıası kusur olarak yüklenmişse de bu konudaki tanık ifadeleri çelişkilidir. Tarafların ortak çocuğu ... babasının genelde annelerine ve kendilerine küfür ettiğini beyan ederken; tarafların diğer çocuğu ... küfür ve hakaretin olmadığını beyan etmiştir. Bu nedenle, davalı-davacı erkeğe “eşine ve çocuklara küfür ettiği” vakıasının kusur olarak yüklenmesi yerinde olmamıştır. Bu itibarla, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların bölge adliye mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlarına göre davacı-davalı kadın ağır, davalı-davacı erkek az kusurludur. Hal böyleyken, tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi yerinde görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.

3-Gerçekleşen bu durum karşısında, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakları zarar gören, mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen az kusurlu davalı-davacı erkek yararına Türk Medeni Kanunu’nun 174. maddesi gereğince uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerekirken erkeğin tazminat taleplerinin reddi yerinde görülmemiş ve kararın bozulmasını gerektirmiştir..." gerekçesiyle hükmün bozulmasına, kadının tüm erkeğin sair temyiz itirazlarının reddi ile hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerin ise onanmasına karar verilmiştir.

B.Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Direnme Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin 06.10.2021 tarihli, 2021/1134 E., 202171657 K. sayılı kararı ile; önceki karar gerekçesine ek olarak; tarafların ortak çocukları ve taraflarla aynı evde birlikte yaşayan ...'in iki kez dinlendiği, 28.06.2018 tarihli beyanında "Babam evde genelde küfürlü konuşurdu bizlere de anneme de küfür ederdi" dediği, 21.11.2019 tarihli ifadesinde ise "Tartışma sırasında babamın anneme de bana da küfür ve hakaret ettiği olurdu sinkaf ederim diye küfür ederdi. Babam anneme sürekli aptal geri zekalı diye söylerdi" şeklinde beyanda bulunduğu, taraflarla birlikte yaşamayan başka bir evde yaşayan ortak çocuk ... ise 11.07.2019 tarihli beyanında "babamın anneme küfür ve hakareti yoktu" dediği, 28.06.2018 tarihli ifadesinde de bu yönde herhangi bir beyanda bulunmadığı, bu durumda taraflarla birlikte yaşamayan ...'in hakaret duymamasının hayatın olağan akışına uygun olduğu, aynı evde taraflarla birlikte yaşayan ...'in ifadesine üstünlük tanınması gerektiği, bu nedenle tanık beyanlarının çelişkili ve soyut olduğundan söz edilemeyeceği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

2.Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairenin 07.02.2022 tarihli kararı ile; direnme kararının yerinde olmadığı belirtilerek, temyiz incelemesinin yapılmak üzere dosyanın Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmiştir.

3.Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 17.05.2023 tarihli ve 2022/2-284 E., 2023/462 K. sayılı kararıyla; "...erkek eşin şans oyunları oynayıp borçlarını ödemediği, buna karşılık kadın eşin de erkeğe hakaret ettiği, erkeği evden kovduğu, yatakları ayırdığı, eve misafir kabul etmediği ve ev eşyalarını sürekli değiştirip masraf yaptığı görülmektedir. Bölge adliye mahkemesi kararında erkek eşe “eşine ve çocuklara küfür ettiği” vakıası kusur olarak yüklenmişse de bu konudaki tanık ifadelerinin çelişkili olmasından dolayı davalı-davacı erkeğe “eşine ve çocuklara küfür ettiği” vakıasının kusur olarak yüklenmesi doğru değildir. Gerçekleşen bu kusurlu davranışlar karşılaştırıldığında tarafların kusurlarının birbirine denk olduğundan bahisle, eşit kusurlu sayılamayacakları, boşanmaya sebep olan olaylarda kadının ağır, erkeğin ise az kusurlu olduğu hususu tartışmasızdır. Hâl böyle olunca tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü ile dosya kapsamına uygun düşmeyen bu kusur belirlemesine bağlı olarak erkek eşin tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi açıklanan yasal düzenleme ve ilkelere uygun değildir." gerekçesiyle Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı kararın oy birliği ile bozulmasına karar verilmiştir.

C. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bozmaya uyan Bölge Adliye Mahkemesince yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle erkek yararına 15.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur tespiti, erkek lehine hükmedilen tazminatlar yönünden kararın bozulmasını istemiştir.

2.Davalı erkek vekili katılma yolu ile temyiz dilekçesinde özetle; kusur tespiti, tazminatların miktarı ve reddedilen yoksulluk nafakası yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, uyulan bozma ilamı uyarınca karar verilip verilmediği, erkek yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanunun 4 üncü, 166 ncı, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Kanunun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,06.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.