Logo

2. Hukuk Dairesi2024/456 E. 2024/7527 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, davalı erkeğin dava dilekçesinde belirtilmeyen sadakatsizlik eyleminin boşanma kusuruna etki edip etmeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Dava dilekçesinde erkeğin sadakatsizliği ileri sürülmediği ve bu durumun dava tarihinden sonra gerçekleştiği gözetilerek, sadakatsizliğin boşanma kusur belirlemesinde dikkate alınmaması gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2200 E., 2023/1791 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün gerekçe yönünden düzeltilmesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Adana 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/202 E., 2021/75 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün gerekçe yönünden düzeltilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin baskı , şiddet ve tehditinin olduğunu, terör örgütü ile bağlantılı olduğunu, çocukları okula göndermediğini, evde televizyon açtırmadığını, kadına Konya'ya gitme konusunda baskı yaptığını, Suriye ve Afganistan'a cihata gideceklerini söylediğini, devamlı hakaret ettiğini ve şiddet uyguladığını, eve misafir kabul etmediğini, kadını ve çocukları ölümle tehdit ettiğini iddia ederek, evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına ve orta çocuğun velâyetinin anneye verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı kadın cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin birlik yükümlülüklerini yerine getirmediğini, kadının 2015 yılında feragat ettiği boşanma davasından sonra da hakaret, şiddetin ve tehditin devam ettiğini, aşağılayıcı davrandığını iddia ederek, tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, aylık 500,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata, ziynetlerin aynen iadesine, evlilik içinde alınan taşınmazın paylaşılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı erkek cevap dilekçesinde özetle; kadının psikolojik şiddet uyguladığını, 15 yıldır ayrı yaşadıklarını, boşanmak istediğini, iddiaların doğru olmadığını, çamaşırlarını yıkamadığını, yemek yapmadığını, ilgilenmediğini iddia ederek, davacının davasının boşanma yönünden kabul edilmesine, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı erkek ikinci cevap dilekçesinde özetle; kadının evlilik içindeki en ufak ayrıntıyı ailesine bildirdiğini, çocuğu okula göndermediğini ve ailesinin yanında çalıştırdığını, müşterek konutun kilidini değiştirdiğini ve kadını eve almadığını, erkeğe ve ailesine devamlı hakaret edip, onları dışladığını, altınların bir kısmı ile feragat ettiği davada vekâlet ücreti ödediğini, çocukların bakım ve gözetim yükümlülüklerini yerine getirmediğini iddia ederek, tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacı tanıklarının anlatımlarına göre davalı erkeğin bir takım dini toplantılara katıldığı, davacı kadına kapalı giyinmesi, çarşaf giyip peçe takması konusunda baskı yaptığı, ortak çocukları okula göndermek istemediği, davalı erkeğin eve gelen misafirlere de ''siz Müslüman değilsiniz, çarşaf giyin, peçe takın, vücut hatlarınız belli olmasın, parfüm sıkmayın'' şeklinde uyarılarda bulunduğu, davacı kadına da bu yönde talimatlar verdiği, eldeki davanın açılmasından sonra 2019 yılının Eylül ayında davalı erkeğin Irak uyruklu bir kadınla dini nikahla evlendiği, nişan ve düğün yaptığı, gayri resmi eşinden 2020 yılının Temmuz ayında doğmuş olan bir çocuğunun bulunduğu, bu durumun tanık anlatımları ile davalı erkeğin sosyal inceleme raporundaki ve mahkememiz huzurundaki beyanları ile sabit olduğu, yargılama süresince de sadakat yükümlülüğü devam edeceğinden eldeki davada ileri sürülebileceği gerekçesi ile açılan boşanma davasının kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, kadın için aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, çocuklar için aylık 500,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın için 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafça dinletmekten vazgeçilen tanıkların dinlenemeyeceğini, ikinci tanık listesinin dinlenemeyeceğini, davadan sonraki olayların hükme esas alınamayacağını belirterek, kusur belirlemesi, çocuk ve kadın için kabul edilen nafakalar, kabul edilen tazminatlar, velâyet ve kişisel ilişki yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacı kadının dava dilekçesinde davalı erkeğin sadakatsiz davranışlarda bulunma vakıasına dayanılmadığı, dolayısıyla erkeğin bu kusurlu davranışının kusur belirlemesinde dikkate alınamayacağı ancak ayrı bir dava konusunu oluşturduğu dikkate alınmaksızın erkeğin sadakatsiz davranışta bulunmasının erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, karar gerekçesinden çıkartılmasının gerektiği, boşanmaya neden olan olaylarda mahkemece tespit edilen davalının "dini toplantılara katılarak davacı kadına çarşaf giyip peçe takması konusunda baskı yapma, ortak çocukları okula göndermek istememe, müşterek haneye gelen misafirlere de 'siz Müslüman değilsiniz, çarşaf giyin, peçe takın, vücut hatlarınız belli olmasın, parfüm sıkmayın' şeklinde talimatlar verme" vakıalarına dayanan kusur belirlemesinin doğru olduğu dolayısıyla boşanmaya neden olan olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu davacı kadının kusursuz olduğu , davacı kadın vekilinin ikinci cevap dilekçesiyle bir kısım tanıkların dinlenmesinden vazgeçtiğini belirterek yeni bir tanık listesi verdiği, tarafların dilekçelerinde iddia ve savunmalarını serbestçe değiştirip genişletebilecekleri dikkate alındığında davacı vekilinin ikinci cevap dilekçesinde sunduğu tanık listesinin ikinci tanık listesi verme yasağı kapsamında kalmayacağı, davacı tanıklarının dinlenmesinin usul ve yasaya uygun bulunduğu gerekçesi ile davalı erkek vekilinin kusur belirlemesine yönelik istinaf başvurusunun erkeğe yüklenen vakıa yönünden kabulü ile boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam, kadının kusursuz olduğunun tespitine, erkeğin sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında geçimsizlikte sadakat yükümlülüğüne aykırı davranması kusurunun erkeğe yüklenmemesinin usul ve yasaya uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 119 uncu maddesinin 1 nci fıkrasının (e) bendi, 129 uncu maddesinin 1 nci fıkrasının (d) bendi, 141 inci maddesi, 323 üncü ve 326 ncı maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 4 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.