Logo

2. Hukuk Dairesi2024/4571 E. 2024/4320 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, kadının kusurlu davranışlarının ispat edilip edilmediği ve evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Hukuk Genel Kurulu’nun bozma ilamına uygun olarak, kadının terk eyleminin ortak hayatı kesme amacıyla yapıldığına dair yeterli delil bulunmadığı ve tanık beyanlarının soyut ve yetersiz olduğu gözetilerek, boşanma davasının reddine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1981 E., 2024/166 K.

KARAR : Bozmaya uyulmak suretiyle hüküm kurma

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davalarında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya karşı direnme kararı verilmiş, bu kararın davalı kadın vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizce bozma kararı yerinde bulunarak direnme kararı incelenmek üzere dosya Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiştir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 01.11.2023 tarihli ve 2022/2-771 E., 2023/1039 K. sayılı ilâmı ile, davalı kadın vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı bozulmasına karar verilerek dosya Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; boşanma davasının reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde; kadın eşin yaşadığı bir takım gayri ahlaki davranışlar nedeniyle Şekeroba'dan Ankara’ya taşındıklarını, burada on yıl kadar yaşadıktan sonra müvekkilinin Kahramanmaraş’a dönmek istemesi üzerine davalının bunu para karşılığı kabul ettiğini, eşinden bir araba ve 25.000,00 TL nakit para aldığını ve bu şekilde eşlerin Şekeroba’ya döndüğünü, 2018 Nisan ayında Şekeroba’da yaşamaya başladıktan sonra davalının kadınlık görevini yerine getirmediğini, eşine soğuk davrandığını, aynı yılın Kasım ayında davacıya haber vermeden tüm eşyaları alarak Ankara’ya döndüğünü, müvekkilinin tekrar birleşmek istemesi üzerine kadının "benim için bu iş bitti, geri dönüşümüz yoktur, git davanı aç" dediğini, gelinen noktada müvekkilinin aldatıldığından şüphelendiğini, bu sebeple davalı kadının kullanmakta olduğu telefon hattına ait görüşme kayıtlarının incelenmesini istediğini ileri sürerek tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın usulüne uygun tebliğe rağmen cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 03.03.2020 tarihli ve 2019/174 Esas, 2020/167 Karar sayılı kararı ile; davacının sadakatsizlik iddiası yönünden yapılan incelemede iddianın soyut olmasının yanında aradan geçen süre içerisinde evlilik birliğinin devam ettiği dolayısıyla davacının eşini affettiği, ne var ki tanık beyanları uyarınca davalının davacıyı terk ettiği ve evlilik birliği içerisinde eşini yalnız bıraktığının anlaşıldığı, davalının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın (asıl) istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 22.05.2021 tarihli ve 2020/1238 Esas, 2021/1333 Karar sayılı kararı ile; tüm dosya kapsamına göre davalıya yapılan tebligatların usulüne uygun olması nedeniyle davalı kadının savunma hakkının kısıtlanmadığı, mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen olaylara göre kadının tam kusurlu olduğu, ne var ki boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkimin davanın devamı süresince gerekli olan geçici önlemleri kendiliğinden alması gerektiği, somut olayda kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 169 uncu maddesinde yazılı şartların oluştuğu gerekçesiyle kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakası ödenmesine, boşanma kararına ilişkin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 23.11.2021 tarihli, 2021/7597 E., 2021/8687 K. sayılı kararı ile "...Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davalı kadının Kahramanmaraş'ta bulunan müşterek konutu terk ederek Ankara'ya gittiği, tarafların o tarihten beri fiilen ayrı yaşadıkları sabit ise de davacı erkeğin terk (TMK m.164) hukuksal nedenine dayalı olarak açılmış bir davası bulunmadığından bu vakıa davalı kadına kusur olarak yüklenemez. Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesi uyarınca boşanma kararı verilebilmesi için; evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olduğunun ve sonuçta davalının az da olsa kusurlu bir davranışının usulünce kanıtlanması gerekir. Hüküm davacı erkek tarafından istinaf ve temyiz de edilmediğinden davalı kadına başka bir kusur atfı da mümkün değildir. O halde, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulü doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir,..." gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Direnme Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin 11.05.2022 tarihli, 2022/317 E., 2022/1189 K. sayılı kararı ile önceki karar gerekçesi tekrar edilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.

2.Kararın davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairenin 27.06.2022 tarihli kararı ile; direnme kararının yerinde olmadığı anlaşıldığından, temyiz incelemesinin yapılmak üzere dosyanın Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmiştir.

3.Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 01.11.2023 tarihli ve 2022/2-771 E., 2023/1039 K. sayılı kararıyla; "...davacının dava dilekçesinde davalı hakkında ileri sürmüş olduğu iddialarını ispat için tanık deliline dayandığı, dinlenen tanık beyanlarından salt fiili ayrılık hâlinin ispatlandığı, bunun dışında iddia edilen terk eyleminin ortak hayatı kesmek amacıyla yapıldığına dair açıklamaları barındırmadığı gibi beyanların yer ve zaman içermeyen soyut, davalının birlikte yaşama yükümlülüğünü ihlâl ettiğini kabule yetersiz, sebep ve saiki belli olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını ispata elverişli bulunmayan beyanlara itibar edilerek boşanmaya karar verilmesi doğru olmamıştır." gerekçesiyle Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı kararın oy birliği ile bozulmasına karar verilmiştir.

C. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bozmaya uyan Bölge Adliye Mahkemesince yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını ispata elverişli bulunmayan beyanlara itibar edilmeyerek davacının davasının reddine, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına göre davalı kadın yararına dava tarihinden itibaren kararın kesinleşeceği tarihe kadar aylık 500,00 TL tedbir nafakasının davacıdan alınarak, davalıya verilmesine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalı kadının kusurlu olduğunu belirterek davanın reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, bozmaya uygun karar verilip verilmediği, davalı kadının kusurlu bir davranışının ispat edilip edilmediği, buradan hareketle davacı erkeğin boşanma davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 166 ncı maddeleri. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,06.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.