"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2023/78 E., 2024/77 K.
KARAR : Bozmaya uyularak davanın kabulü
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap/karşı dava dilekçesinde; asıl davanın reddi ile 4721 sayılı Kanunu’nun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına karar verilmesini, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesini, ortak çocuklar lehine aylık ayrı ayrı 300',00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın için 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın lehine 40.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 27.01.2016 tarihli kararı ile boşanmaya sebebiyet veren olaylarda, kadının tamamen kusurlu olduğu kabul edilerek; kadının boşanma davasının reddine, erkeğin davasının 4721 sayılı Kanunun 161 inci maddesi gereğince kabulü ile boşanmaya ve ferilerine ilişkin karar verilmiştir
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek tarafından velâyet, nafakalar, vekâlet ücreti yönünden, davalı-davacı kadın tarafından ise her iki dava ve ferileri yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 04.04.2017 tarihli ilamıyla; davacı-davalı erkeğin zina hukuki sebebine dayalı davası olmadığı gibi bu konuda usulünce yapılmış bir ıslah da bulunmadığı, bu durumda, erkeğin davasının evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olduğu, delillerin bu çerçevede değerlendirilerek, sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken, 4721 sayılı Kanunu’nun 161 inci maddesi gereğince kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinin bozmayı gerektirdiği belirtilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
3. Bozma ilamına karşı davacı-davalı erkek vekili tarafından yapılan karar düzeltme isteminda bulunmuştur.
4. Dairemiz 17.10.2018 tarihli kararı ile erkek tarafından evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı olarak açılan davanın ıslah ile zina hukuki sebebine dönüştürüldüğü, kadının her iki davayı da temyiz ettiği, kadının temyiz dilekçesinde eksik incelemeye dayalı karar verildiği itirazında bulunduğu, kadının ikinci cevapta bildirdiği, açıkça da dinlenilmesinden vazgeçmediği tanıklarının dinlenilmediği gibi yine kadının delil olarak dayandığı Feke Asliye Ceza Mahkemesine ait 2015/194 Esas sayılı ceza dosyasının da incelenmediğinin anlaşıldığı belirtilerek davalı-davacı kadının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 243 üncü maddesi gereği usulüne uygun olarak çağrılıp dinlenmesi ve delili olan ceza dosyasının incelendikten sonra karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve hukuki dinlenilme hakkına aykırı şekilde karar verilmesinin hatalı olması sebebiyle karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemiz 04.04.2017 tarihli ilamının kaldırılmasına ve hükmün gösterilen gerekçe ile bozulmasına karar verilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 24.09.2021 tarihli kararda, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda, kadının tamamen kusurlu olduğu kabul edilerek; kadının boşanma davasının reddine, erkeğin davasının 4721 sayılı Kanunu’nun 161 inci maddesi gereğince kabulü ile boşanmaya ve fer'îlerine ilişkin karar verilmiştir.
2. Karara karşı, süresi içinde davacı-davalı erkek tarafından ortak çocuk Fatımanur'un velâyeti ve ortak çocuk Fatımanur yararına takdir edilen iştirak nafakası yönünden; davalı-davacı kadın tarafından ise her iki dava ve fer'îleri yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
3. Dairemiz 27.04.2022 tarihli ilamında, davalı-davacı kadının Mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışı karşısında erkeğin de kadına fiziksel şiddet uyguladığının anlaşıldığı, buna göre 4721 sayılı Kanun’nun 166 ncı maddesi birinci fıkrasında yer alan boşanma sebebinin oluştuğu dikkate alınarak kadının davasının da kabulü gerekirken reddi doğru bulunmamış hükmün bozulmasına ve erkeğin davası ve ferilerine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermiştir.
4. Bozma ilamına karşı davacı-davalı erkek vekili tarafından yapılan karar düzeltme istemi, Dairemiz 30.11.2022 tarihli kararı ile reddedilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar
Mahkemenin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davalı kadının görev yapmakta iken ilçe müftüsü ile gönül ilişkisi içerisine girdiği, kadın ile müftünün kadının kaldığı lojmanda zaman zaman görüştükleri, tarafların ortak çocuklarının beyanına göre, annenin çocuklara uyku etkisi olan şurup içerdiği, son olarak kadın ile 3. Şahıs görüşürken, erkeğin eşi ile yaptığı telefon görüşmesi sonucu, eşinin panik tavırlarından şüphelenerek eşinin kaldığı lojmana geldiği, eşinin evinde müftüyü görmesi nedeniyle kavga çıktığı, bu durumun kolluk kuvvetlerine de intikal ettiği, yine davalı kadının bir kısım komşuları tarafından da olaya şahit olunduğu, olay günü kadının perceresinden bir cep telefonun dışarı atıldığı, bu telefonu bulan kadının beyanına göre, tanık taslaklar bölümüne girdiğinde, burada " aşkım" diye kayıtlı kişiye "nerdesin" diye mesajı gördüğü, yine aynı kişi telefonu o gün üç kez aradığını gördüğünü, telefonda " aşkım" diye kayıtlı kişiden başka bir kişinin kayıtlı olmadığını gördüğünü beyan ettiği, yine ilgili iletişim şirketinden kadın ve müftünün ara ara telefon görüşmeleri yaptığının görüldüğü, Diyanet İşleri Başkanlığınca yapılan soruşturmaya göre de, kadın ve 3. Şahıs müftünün bu olay nedeniyle görevden atılmaları yönünde ceza verildiği olay günü davalı kadının müftü ile aynı evde bulunduğunun dosya içerisinde yer alan Feke Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/194 E sayılı dava dosyası içeriğinden , yine dosya içerisinde yer alan Diyanet işleri Başkanlığı'nın 25/08/2015 tarihli müfettişlik soruşturması raporundan ve dinlenen tanıkların anlatımları ile sabit olduğu, kadının davası yönünden yapılan incelemede ise Feke Asliye Ceza mahkemesi'nin 2015/194 E sayılı dava dosyasının incelenmesinde davacı-davalı kocanın olay günü davalı-davacı kadını BTM ile giderilebilir şekilde yaraladığının sabit olduğu, buna göre davalı-davacı kadının da karşı davasını ispat ettiği, taraflar arasında kusur durumunun değerlendirilmesinde ise davalı-davacı kadının sabit görülen zina eylemi nedeni ile ağır kusurlu olduğunun belirtildiği, buna göre asıl davanın 4721 sayılı Kanunun 161 inci maddesi gereği , karşı davanın aynı kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği kabulüne, tarafların boşanmalarına, tarafların ortak çocukları ..., ... ve ...'nın velâyetlerinin davacı- davalı babaya verilmesine, velâyeti babaya verilen ortak çocuklar ile annenin her ayın 1 ve 3. hafta cumartesi günü 09.00 da başlayıp pazar günü saat 17.00 da sona erecek şekilde, ayrıca dini bayramların ikinci günlerinde saat 09.00'dan başlayıp, ertesi gün saat 17.00'da sona erecek şekilde, her yıl yarı yıl tatili birinci haftası pazartesi saat 09.00'da başlayıp pazar günü saat 17.00'da sona erecek şekilde, 1 Temmuz-31 Temmuz arasında annenin yanında kalmak suretiyle şahsi ilişki tesisine bu hususta gerekli giderlerin anne tarafından karşılanmasına, kadının tazminat ve nafaka taleplerinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı-davalı erkek vekili beyanlarını tekrarla, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle; kadının davasının kabulü yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı-davacı kadın vekili beyanlarını tekrarla, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi ve kadının tazminat taleplerinin reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında, davaların kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve kusur belirlemesi ile kadının tazminat taleplerinin kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü maddeleri. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
İşbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere ,
10.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.