Logo

2. Hukuk Dairesi2024/4790 E. 2024/6112 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Bozma kararına uyularak verilen boşanma hükmünde, bozma öncesi kesinleşen nafakaya ilişkin hükmün bozma sonrası aleyhe değiştirilip değiştirilemeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Bozma öncesi kesinleşen ve kadın yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası miktarının, bozma kararında bu hususa değinilmemiş olmasına rağmen, bozma sonrası yapılan yargılamada erkek aleyhine arttırılmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gözetilerek, Yargıtay bozma öncesi hükmedilen nafakaya ilişkin bölümü düzelterek kararı onamıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/296 E., 2024/478 K.

KARAR : Bozmaya uyularak hüküm tesisi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davalarında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava, cevaba cevap (karşı davada cevap) dilekçelerinde özetle; erkeğin kendisine hakaret ve tehdit içeren sözler kullandığını, kendisine şiddet uygulamaya çalıştığını, aşağılayıcı cümleler kullandığını, erkeğin kendisinden önce evlendiğini bilmediğini, bu durumun erkeğe karşı tüm güvenini sarstığını belirterek, bu nedenle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 2.500,00 TL, kadın yararına aylık 4.000,00 TL nafakaya, 50.000,00 TL manevî, 85.000,00 TL maddî tazminatın ve konutun yarı değerinin tarafına ödenmesine, 40.000,00 TL altın bedelinin fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak kaydı ile dava tarihinden işleyecek yasal faiz ile birlikte erkekten alınarak kadına ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap, karşı dava dilekçesinde özetle; kadının müvekkiline hakaret ettiğini, müvekkilinin ailesi ile görüşmek istemediğini, kadının müvekkiline küfür ettiğini, onur ve haysiyeti zedeleyici sözler sarfettiğini, erkeğin aşırı maddîyatçı bir insan olduğunu, müvekkilin ailesine iyi bir yaşam sunmak için gece gündüz demeden çalıştığını, kadının hiçbir görev ve yükümlülüğünü yerine getirmediğini belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, velâyetin babaya verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, kararın kesinleşmesinden sonra iştirak nafakası olarak devamına, 50.000,00 TL maddî tazminata, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 26.10.2022 tarihli ve 2019/275 Esas, 2022/225 Karar sayılı kararıyla; erkeğin, kadına küfür ve hakaret ettiği, "...seni öldürürüm, seni yaşatmam, seni camdan atarım, seni, anneni sinkaf ederim..." dediği, fiziksel şiddet uyguladığı, daha önce başkaları ile 3 kez evlenip ayrıldığı ancak kadına ve ailesine 1 kez evlenip ayrıldığını söylediği, kadının da erkeğe "...seni Allah kahretsin, Allahından bul, seni Allah'a havale ediyorum, şerefsiz, eğer eve gelmezsen bir daha gelme, o... çocuğu, kendin gibi başka o... çocukları bulmuşsun, bir yere gidemezsin, o... çocuğu paraları oraya buraya yediriyorsun, senden önceki eşinin anasını abilerim sinkaf etti, senin anneni de abilerim ve babam sinkaf eder, adi piç şerefsiz..." dediğinin anlaşıldığı, eşit kusurlu oldukları gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 2.500,00 TL tedbir nafakasına, kararın kesinleşmesinden sonra iştirak nafakası olarak devamına, kadın yararına aylık 2.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, tarafların tazminat taleplerinin reddine, ziynet alacağı 40.000,00 TL'nin davalı-karşı davacıdan alınarak, davacı-karşı davalı kadına ödenmesine, davacı-karşı davalı kadının düğünde takılan 6.500,00 TL para alacağı talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur değerlendirmesinin hatalı olduğu, para alacağının reddine karar verilmesinin hukuken mümkün olmadığı, ziynet alacağının kabulüne karar verilmesine rağmen lehlerine ziynet alacağı yönünden vekâlet ücreti takdir edilmediği, erkeğin tam kusurlu olduğu, kötü davrandığı, şiddete uğradığı, maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği belirtilerek; karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, ziynet alacağı davasının reddedilen kısmı, ziynet alacağı davasında vekâlet ücreti, tazminat taleplerinin reddi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur değerlendirmesinin hatalı olduğu, kadının tam kusurlu olduğu, kötü davrandığı, hakaret ettiği belirtilerek davalı müvekkilinin üç kez evlilik yaptığı, ancak bunu kadından sakladığı boşanma gerekçesi yapılmasının hatalı olduğu, ziynet alacağının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, müvekkilinin maddî ve manevî tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiği, nafaka bağlanmasının hukuka aykırı olduğu, reddedilen 6.500,00 TL nakit paraya ilişkin erkek yararına vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği belirterek; asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, ziynet alacağı davası ve vekâlet ücreti yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 17.03.2023 tarihli ve 2023/219 Esas, 2023/404 Karar sayılı kararıyla; erkeğe yüklenen fiziksel şiddet ve hakaret ettiği kusuru ile ilgili olarak erkeğin karısına karşı fiziksel şiddet uygulamaya çalıştığı ancak eyleme geçmediğinin anlaşıldığı, kadının bu teşebbüs aşamasında kalan olayı anlayışla karşıladığının anlaşıldığı, kadının kendisine karşı gerçekleşen şiddeti affettiği ve kendisine hakaretlerini sürdürmesi nedeni ile boşanma kararı aldığı hususu ispatlanamadığı, yine; erkeğe izafe edilen; "...önceki sonlanan evliliklerinin sayısını karısından saklaması..." tarafların evlenmeden önceki gerçekleşen olaylara yönelik olduğu ve boşanma davasına değil ancak şartları oluşursa butlan davası konusu olacağından bu husus da boşanma davasında erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, kadının erkeğe karşı söylediği yukarıda yazılı hakaretamiz sözlerin tarafların evliliğinin sonlamasına neden olduğu ve tanık beyanlarına göre yer zaman mekan bildirilmeksizin geniş zaman aralığında duyduklarını söyledikleri, genel ifadeler içeren telefondaki ses kaydı ve birebir sözlerin söylenmesinden sonra erkeğin evliliğini sonlandırma kararı aldığı hususu davalı-karşı davacı erkek tarafından ispatlanamadığı, her iki tarafın da davasının reddi gerekirken, her iki tarafın da davasının kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu, her iki davanın da reddine karar vermek gerektiği, ziynet eşyası ile ilgili olarak davanın kabulüne dair karar verilmiş olduğundan davacı lehinde vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile tarafların istinaf başvurusunun ayrı ayrı kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili hükümlerinin kaldırılarak, açıklanan gerekçe doğrultusunda her iki boşanma davasının reddine ve para alacağı ile ilgili olarak usulünce açılmış bir dava bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına ve kabul edilen ziynet alacağı davası yönünden davacı-karşı davalı kadın yararına vekâlet ücretine, tarafların sair yönlere ilişkin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A.Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince boşanma davalarına yönelik temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 06.12.2023 tarihli ve 2023/4908 Esas, 2023/5992 Karar sayılı bozma kararıyla; yapılan yargılama ve toplanan delillerden İlk Derece Mahkemesince de kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlarına göre erkeğin eşine hakaret ettiği, fiziksel şiddet uyguladığı; kadının da eşine hakaret ettiğinin anlaşıldığı, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte geçimsizlik mevcut ve sabit olduğu, olayların akışı karşısında her iki tarafın da dava açmakta haklı olduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda erkeğin ağır; kadının ise az kusurlu olduğunun kabulü gerektiği, hal böyle iken her iki tarafın da davalarının kabulüne karar verilmesi gerekirken bu husus gözetilmeden yanılgılı kusur belirlemesi ve hatalı değerlendirme sonucu tarafların kusursuz olduğunun kabulüne karar verilerek kadın ve erkeğin açmış olduğu boşanma davalarının ayrı ayrı reddine karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına ve bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; erkeğin eşine hakaret ettiği, fiziksel şiddet uyguladığıi kadının ise erkeğe hakaret ettiği, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu, olayların akışı karşısında her iki tarafın da dava açmakta haklı olduğu, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda erkeğin ağır; kadının ise az kusurlu olduğunun kabulü gerektiği gerekçesiyle her iki davanın da kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, alınan sosyal inceleme raporu, ortak çocuğun yaşı, anneye olan ihtiyacı dikkate alınarak tarafların ortak çocukları ...'nın velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, erkeğin ortak çocuğun giderlerine katılma yükümlülüğü, ortak çocuğun yaşı ve ihtiyaçları, tarafların ödeme güçleri, genel ekonomik esaslar ile hak ve nesafet ilkeleri dikkate alınarak ortak çocuk yararına takdir edilen aylık 500,00 TL tedbir nafakasının 25.10.2022 tarihli celseden itibaren taleple bağlı kalınarak aylık 2.500,00 TL'ye çıkartılmasına, kararın kesinleşmesinden itibaren iştirak nafakası olarak devamına, kadın yararına daha önce takdir edilen aylık 500,00 TL tedbir nafakasının 25.10.2022 tarihli celseden itibaren taleple bağlı kalınarak aylık 3.000,00 TL'ye çıkartılmasına, kararın kesinleşmesinden itibaren yoksulluk nafakası olarak ödenmesine, tarafların kusur durumu, evlilik süresi, yaşları, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaat ile sosyal ekonomik durumları birlikte değerlendirildiğinde, taleple bağlı kalınarak kadın yararına 85.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, kusur durumu dikkate alınarak erkeğin tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu ve davasının reddine karar verilmesi gerektiği, kadının dinlenen tanıklarının beyanlarının hükme esas alınamayacağı, ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, kadın yararına tazminata ve nafakaya hükmedilmesinin hatalı olduğu, ortak çocuk yararına hükmedilen nafaka miktarlarının çok olduğu belirtilerek; kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar, kabul edilen ziynet alacağı davası yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, uyulmasına karar verilen bozma ilamının gereğinin yerine getirilip getirilmediği, kesinleşen yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenip incelenemeyeceği, kadın yararına maddî ve manevî tazminat, tedbir nafakası, yoksulluk nafakası kabulü şartları oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, ortak çocuk yararına hükmedilen nafakaların miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, kadının tanıklarının beyanlarının hükme esas alınıp alınmayacağı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi, 182 inci maddesi, 327 inci maddesi, 328 inci maddesi, 330 uncu maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; aşağıdaki paragraf kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.İlk Derece Mahkemesinin 2019/275 Esas, 2022/225 Karar sayılı kararıyla; kadın yararına aylık 2.500,00 TL tedbir nafakası, 2.500,00 TL yoksulluk nafakasına karar verilmiş, hüküm kadın vekili tarafından erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, ziynet alacağı davası, vekâlet ücreti ve reddedilen tazminat miktarları yönünden, erkek vekili tarafından ise kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, ziynet alacağı davası ve vekâlet ücreti yönünden istinaf edilmiş olup istinaf incelemesi yapan Bölge Adliye Mahkemesince bozma kararı öncesi verilen ilk kararıyla İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak her iki davanın fer'îleri ile birlikte reddine karar verilmiştir. Karar taraf vekillerince temyiz edilmiş olup Dairemizin 06.12.2023 tarihli, 2023/4908 Esas, 2023/5992 Karar sayılı kararı ile boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu olduğu ve her iki davanın kabulü şartlarının gerçekleştiği belirtilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bozma sonrası verilen ikinci kararında kadın yararına takdir edilen aylık 500,00 TL tedbir nafakasının, 25.10.2022 tarihli celseden itibaren taleple bağlı kalınarak aylık 3.000,00 TL'ye çıkartılmasına, kararın kesinleşmesinden itibaren ise yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmiş olup yukarıda da belirtildiği üzere kadın vekilinin, kadın yararına hükmedilen nafakalara yönelik kanun yolu itirazı olmamasına rağmen erkek yararına oluşan bu usuli kazanılmış hak gözetilmeksizin, bozmadan sonra, kadın yararına hüküm altına alınan tedbir ve yoksulluk nafakası miktarlarını erkek aleyhine olacak şekilde arttırması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın ilgili bentler yönünden düzeltilerek onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı-karşı davacı erkek vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının REDDİNE,

2.Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 4 numaralı bendinde yer alan "Davacı kadın lehine daha önce takdir edilen 500,00 TL tedbir nafakasının 25.10.2022 tarihli celseden itibaren ve tahsilde tekerrüre sebep olmaksızın taleple bağlı kalınarak 3.000,00 TL'ye çıkartılmasına, kararın kesinleşmesinden itibaren yoksulluk nafakası olarak ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine" ibaresinin çıkarılarak yerine "Kadın yararına daha önce takdir edilen aylık 500,00 TL tedbir nafakasının 25.10.2022 tarihli celseden itibaren aylık 2.000,00 TL daha artırılarak 2.500,00 TL'ye çıkarılmasına, kararın kesinleşmesinden sonra tedbir nafakasının yoksulluk nafakasına dönüştürülmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine" ibaresinin yazılması suretiyle temyize konu kararın DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Temyiz peşin harcının istek halinde yatırana iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.