Logo

2. Hukuk Dairesi2024/4807 E. 2024/7800 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tanımanın iptali davasının kabul koşullarının oluşup oluşmadığı ve davanın hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davanın, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 300. maddesinde düzenlenen hak düşürücü süreden sonra açıldığının anlaşılması ve davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü diğer nedenlerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemesi gözetilerek, temyiz edilen karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2023/1227 E., 2024/188 K.

KARAR : Bozmaya uyularak hüküm kurma

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tanımanın iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi kararının esastan ret kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; tanımanın iptali davasının reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı ...'in 2014 yılında birlikte yaşadıklarını, daha sonra davalının hamile olduğunu söylediğini, 25.02.2015 tarihinde dünyaya gelen ...'un davacıdan olduğunu söylediğini, bu nedenle davacının ...'u kendi nüfusuna kaydettirdiğini, doğumdan kısa süre sonra davalının bebeği de alarak izini kaybettirdiğini, uzun süre kendilerinden haber alınamadığını, sonraki süreçte çocuğun kendisinden olmadığını öğrendiğini iddia ederek soybağının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının birlikte yaşamaya başladıktan 1,5 ay sonra davalının hamile olduğunu bildiğini beyan ederek hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 11.05.2022 tarih, 2021/661 Esas, 2022/425 Karar sayılı kararıyla; davacının davalı ile evlendiği, davacının evlenirken davalının hamile olduğunu bildiği, çocuğun doğumundan sonra çocuğu kendi üzerine kayıt ettirdiği, dinlenen davalı tanıklarının beyanlarında da davacının davalı ile evlenmeden önce davalının hamile olduğunu bildiğini, bu hususun davacı tarafından kabul edilerek hamile olmasına rağmen davalı ile evlendiğini beyan ettikleri, davacının açmış olduğu soybağının reddi davasının 1 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 08.06.2023 tarih, 2022/2083 Esas, 2023/1127 Karara sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının ret gerekçesinin doğru olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili tarafından davanın reddi yönünden temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Dairemiz 21.11.2023 tarihli ve 2023/7902 Esas, 2023/5431 Karar sayılı kararı ile; davanın "tanımanın iptali" davası olmasına rağmen yanılgılı değerlendirmelerle soybağının reddi davası olarak nitelendirilmesinin ve soybağının reddine ilişkin hükümlerin uygulanmasının isabetsiz olduğu, o halde Mahkemece yapılacak işin, davanın tanımanın iptali davası olduğu gözetilerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun(4721 sayılı Kanun'un) 300üncü maddesinin birinci ve dördüncü fıkraları değerlendirilerek karar vermekten ibaret olduğu, yazılı şekilde hüküm kurulmasının hatalı olduğu gerekçesi ile temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamına uyulmakla, davacının açmış olduğu soybağının reddi davasının 1 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı, hem de tanımanın iptali için ilgili yasa metninde de zikredildiği üzere tanıyanın ancak yanılma, aldatma veya korkutma iddiasına dayanarak tanımanın iptali isteyebileceği, dosya kapsamı incelendiğinde dava dilekçesinde böyle bir iddianın olmadığı gibi dosyaya sunulan deliller itibariyle de böyle bir hususun davacı tarafından ileri sürülüp ispat edilmediği gerekçesi ile tanımanın iptali davasının reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; tarafların resmi nikah yapmadan evlendiklerini, davalının ,çevre ve aileleri ile paylaşıp gayri resmi evlendikten sonra davacıya hamile olduğunu ve çocuklarının olacağını söylediğini, çocuğu 25.02.2015 tarihinde dünyaya getirdiğini ve davacının kendi nüfusuna yazdırdığını, kadının doğumdan kısa bir süre sonra izini kaybettirdiğini, dava açmadan kısa bir süre önce davalı ve annesinden ...'un kendisinin çocuğunun olmadığını öğrendiğini, çelişkili tanık beyanları nazara alınarak, davacının çocuğun kendisinden olmadığını daha ilk baştan biliyormuş gibi hak düşürücü süre nedeniyle reddetmiş olmasının hatalı olduğunu, davacının DNA testi yaptırmak için küçüğe ulaşamadığını, bu nedenle hak düşürücü süreden davanın reddedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, gerçek baba olmadığı sabit olması nedeniyle yargılama giderlerinden ve vekâlet ücretinden sorumlu tutulmaması gerektiğini belirterek, davanın reddi, aleyhe vekâlet ücreti ve yargılama gideri yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, tanımanın iptali istemine ilişkin olup, uyuşmazlık, davanın kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, davanın hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığı noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 295 inci, 297 nci, 298 inci, 299 uncu, 300 üncü maddeleri; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle dosyanın 4721 sayılı Kanun'un 300 üncü maddesinde düzenlenen hak düşürücü süreden sonra açıldığının anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.