"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1927 E., 2024/125 K.
DAVA TARİHİ : 30.11.2020
KARAR : Başvurunun kabulü ile yeniden hüküm kurma
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; kadının yükümlülüklerini yerine getirmediğini, faydacı bir yaklaşımla hareket ettiğini, lüks bir yaşama gayesi olduğunu hissettirdiğini, kadının vatandaşlık hakkını almak için evlendiğini anladığını, bu nedenle evliliğin nispi butlanla iptalini istediklerini, lüks yaşam arzusuyla baskıcı tavırlarda bulunduğunu, sürekli ev değiştirmek, yeni eşya almak, araba değiştirmek istediğini, yemek, gezmek, alışveriş yapmak gayesiyle hareket ettiğini, cüzdanından habersizce para aldığını, evlilik birliğinde güven kalmadığını, gerçek bir evlilik iradesinin olmadığını, çocuklar nedeniyle sorun çıkardığını, eşinin ailesini küçümsediğini, hiç bir iletişimleri bulunmadığını, ev mahremiyetini ihlal ettiğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 149 uncu maddesi gereğince evliliğin nispi butlanla iptaline olmadığı takdirde 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, erkek yararına 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; erkeğin kadın ile parası için evlendiğini, maddî beklentilerine karşılık bulamayınca boşanmak istediğini, erkeğin Ocak 2019'a kadar İran'da kaldığını, geldikten sonra hal ve hareketlerinin değiştiğini, maddî konular nedeniyle tartışmalar başladığını, Mart 2019'da İran'da düğün için ısrarcı olsa da söz verdiği halde kabul etmediğini, eve yalnızca uyumak için gelmeye başladığını, ilgisiz davrandığını, ailesinden maddî destek alması yönünde baskı uyguladığını, 2020 Temmuz ayında tatile gittiklerini, ciddi bir sorunları yokken boşanmak istediğini söylediğini, halen aynı evi, aynı yatağı paylaştıklarını, aile mahremiyetine uymadığını, davanın reddine olmadığı takdirde kadın yararına 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, evlilik belgesinde yer alan 110 Bahar Azadi altının ödenmesine hükmedilmesini, kadın yararına 50.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 22.02.2022 tarihli ve 2020/848 Esas, 2022/97 Karar sayılı kararıyla; kadının erkeğin ailesiyle görüşmek istemediği, onları ziyaret etmediği, erkeğin ailesini beğenmediği, erkeğin önceki evliliğinden olan çocuklarına para vermesi, destek olması konusunda sorun çıkardığı, aile bütçesini zorlayacak taleplerde bulunduğu ve baskı yaptığı, başka eve taşınmak, eşya almak istediği, erkeğin annesinin vefatı üzerine erkeği aramadığı, Ağustos 2021'de evden ayrıldığı, belirlenen kusurlara göre boşanmaya sebep olan olaylarda kadının tam kusurlu olduğu, nisbi butlan koşullarının ise bulunmadığı gerekçesi ile nisbi butlan nedeniyle evlenmenin iptali davasının reddine; 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanma davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, kişilik haklarına saldırı bulunmadığından erkeğin manevî tazminat talebinin reddine, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, kadının 110 Bahar Azadı altının iadesi talebi hakkında karar verilemesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı kadın vekili tüm yönlerden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 07.11.2022 tarihli ve 2022/712 Esas, 2022/1721 Karar sayılı kararıyla; kadının erkeğin ailesiyle görüşmek istemediği, ailesini beğenmediği, çocuklarına yaptığı harcamalar nedeniyle sorun çıkardığı vakıalarının sabit olduğu, yargılama sırasında vefat eden erkeğin annesi nedeniyle erkeği aramadığı vakıası ile görgüye dayalı somut beyanlarla ispatlanamayan diğer vakıaların kadına kusur olarak yüklenilmesinin hatalı olduğunu, kararın kusur gerekçesi vakıalar yönünden düzeltilmesinin gerektiğini, boşanmaya neden olan olaylarda yine de kadının kusurlu olduğu, davanın kabulü ile boşanma kararı verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı; hukuki dinlenilme hakkının ihlal edilmediği gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusurun gerekçesinin düzeltilmesine; diğer itirazlarına konu istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı kadın vekili hükmün tamamı yönünden, davacı erkek vekili katılma yoluyla kusur belirlemesi yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 22.11.2023 tarihli 2023/1723 Esas 2023/5540 Karar sayılı kararı ile; toplanan delillerden kadına yüklenen kusurlu davranışların kanıtlanmadığı, bu itibarla davanın reddi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı tanıklarının sözlerinin bir kısmının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olduğu, bir kısmının ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibaret olduğu, toplanan delillerden kadına yüklenecek kusurlu davranışların varlığının kanıtlanamadığı gerekçesi ile davalı kadının kusur belirlemesi, davanın kabulüne yönelik istinaf taleplerinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesinin boşanma davasının kabulüne ilişkin kararının tüm hüküm fıkralarının kaldırılmasına, bu konuda yeniden hüküm tesisine, davacının boşanma davasının ispatlanamadığından reddine, davalı kadın için 23.02.2021'den itibaren aylık 500,00 TL tedbir nafakasının kararın kesinleşmesine kadar geçerli olmak üzere davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı erkek vekili, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından açılan boşanma davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kesinleşen yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenip incelenemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 6100 sayılı Kanun`un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Vedat'a yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.