Logo

2. Hukuk Dairesi2024/5007 E. 2024/5200 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davası sonrasında baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki kurulmasına dair davanın kabulünün hukuki olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Velayeti kendisine verilmeyen tarafın, boşanma kararında kişisel ilişki kurulmasına dair hüküm bulunmasa dahi, sonradan çocukla kişisel ilişki kurulmasını talep etme hakkı bulunduğu ve bu talebin kötü niyetli olarak nitelendirilemeyeceği gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/362 E., 2024/922 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 6. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/542 E., 2023/986 K.

Taraflar arasındaki çocukla kişisel ilişki kurulması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların boşanma kararının 15.04.2021 tarihinde kesinleştiğini ve ortak çocukların velâyetinin davalı anneye verildiğini, ancak mahkeme kararında baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki kurulmadığını, davalı annenin baba ile ortak çocukların kişisel ilişki kurmasını engellediğini belirterek çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; mahkeme kararında kişisel ilişkiye dair hüküm bulunmadığını, davacının bu durumu istinaf konusu yapmadığını, bu yöndeki kararın kesinleştiğini, babanın çocuklar ile istediği zaman görüştüğünü, bazen aylarca arayıp sormadığını, sonra yine aradığını, davanın kötü niyetle açıldığını, davalının kişisel ilişki kurulmasından yana olduğunu, hatta yalnızca iki haftada bir değil, her hafta, hafta içlerinde de görüşme sağlanması gerektiğini belirterek öncelikle dava koşulu bulunmadığından ve dürüstlük kuralına aykırı davranarak dava açıldığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların boşanma kararı ile ortak çocukların velâyetlerinin anneye verildiği, baba ile kişisel ilişki kurulmadığı, her ne kadar davalı anne baba ile çocuğun görüşmesine engel olmadığı istediği zaman görmesine izin verdiğinin beyan etmiş ise de, velâyet kendisine verilmeyen tarafın mahkemece kişisel ilişkinin düzenlenmesini her zaman isteyebileceği, burada yasal bir hakkın kullanımı olduğu, kötüniyetten bahsedilemeyeceği, mahkememizce alınan 21.11.2022 tarihli sosyal inceleme raporu uyarınca, çocuk ile baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulmasının gerektiğinin belirtildiği, davacının iş bu dava açmakta hukuki yararının bulunduğu, davayı açmakta haklı olduğundan davacı lehine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedileceği, çocuk ile baba arasındaki kişisel ilişkinin karşı tarafın iradesine bırakmanın taraflar arasında sorun çıktığı takdirde çocuğun aleyhine olacağı, çocuk ile baba arasında düzenli bir kişisel ilişkinin kurulmasının çocuğun yararına olacağı, gerekçesiyle davanın kabulüne, ortak çoçuklar ile davacı baba arasında; her ayın 1. ve 3. haftası Cumartesi günü saat 10.00'dan Pazar günü saat 17.00'e kadar, tek yıllarda Ramazan Bayramının 1. günü saat 10.00'dan 3. günü saat 17.00'e kadar, çift yıllarda Kurban Bayramının 1. günü saat 10.00'dan 4. günü saat 17.00'e kadar, her yıl sömestri tatilinin ilk haftası 1. günü saat 10.00'dan 7. günü saat 17.00'e kadar, Temmuz ayının 1. günü saat 10.00'dan 30. günü saat 17.00'e kadar yatılı olacak şekilde kişisel ilişki kurulmasına hükmetmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın kötü niyetle ve dürüstlük kuralına aykırı olarak açıldığını, boşanma kararında kişisel ilişkiye hükmedilmemesinin istinaf konusu yapılmadığını, aradan bir yıl geçtikten sonra kesin hüküm bulunan bir konuda dava açılması nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının istediği zaman çocukları ile kişisel ilişki kurabildiğini, davanın açılmasına davalının sebebiyet vermediğini, boşanma kararında kurulmamış olan ve davacı tarafından da istinaf konusu yapılmayan konuda aleyhe yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesinin haksız olduğunu belirterek davanın kabulü ile yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki itirazları tekrarlayarak davanın kabulü ile yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davanın kabulü ile yargılama gideri ve vekalet ücreti noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 323 üncü maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(6100 sayılı Kanun) 323 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 3 üncü maddesi. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 12 nci maddesi. Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesi 3 üncü ve 6 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.