Logo

2. Hukuk Dairesi2024/512 E. 2024/8729 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, davanın kabulü, kusur belirleme, tedbir nafakası miktarı ve tazminatlara faiz işletilmemesi hususlarında anlaşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların iddia ve savunmaları, deliller, uygulanabilir hukuk kuralları, hukuki ilişkinin nitelendirilmesi, dava şartları, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilerek, davalı kadın vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2004 E., 2023/3188 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Manavgat 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/744 E., 2022/291 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde; kadının ve ailesinin, erkeğe ve ailesine hakaret ve tehditlerde bulunduğunu, rencide edici sözler söylediğini, erkeğin ikinci evliliği olması hususunu sürekli yüzüne vurduğunu, aşırı kıskanç olduğunu, sorumluluklarını yerine getirmediğini, erkeğin ilk evliliğinden olan çocuklarına sürekli hakaret ettiğini, bu nedenle çocukları ilk eşinin yanına göndermek zorunda kaldığını, 13 yıldır da eve getirmesine izin vermediğini, erkeğin telefonundaki tüm kayıt, mesaj ve resimleri kopyalayarak bunları sahte hesaplarla sosyal medyada yayınladığını, erkeğin tüm yakınlarına bu tür mesajlar attığını, kardeşinin tehdit ve hakaretlerde bulunduğunu, bu nedenlerle erkeğin annesinin yanına taşınmak zorunda kaldığını, eşyalarını almak için ortak eve geldiğinde ise kadının erkeği bıçakla tehdit edip merdane ile sırtına vurduğunu, para için evlendiğini her fırsatta söylediğini belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, erkeğin başka kadından olan çocuğunun kadının nüfusuna yazılmasını kabul ettiğini, erkeğin evli olan başka bir kadınla ilişkinin bulunduğunu, bu nedenle uzak davrandığını belirterek davanın reddine, boşanma halinde ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin başka bir kadınla ilişki yaşadığı, böylece sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı; kadının ise erkeğe merdane ile vurduğu, erkeğe ve ailesine süregelen nitelikte hakaret ve küfür ettiği, tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 600,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 700,00 TL tedbir ve 1.000,00TL yoksulluk nafakasına, tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; davanın kabulü, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasının miktarı, reddedilen tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadına yüklenen kusurun ispatlanamadığı, buna ilişkin tanık beyanlarının görgüye dayalı olmadığı, bu nedenle şiddet vakıasının kadına kusur olarak yüklenmesinin doğru olmadığı, kadına yüklenen diğer kusurun ise sabit olduğu, erkeğe yüklenen kusurun ise kesinleştiği, bu halde erkeğin ağır kadının az kusurlu olduğu, kadın yararına tazminatlara hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle kadının kusur belirlemesi ve reddedilen tazminatlara yönelik istinaf taleplerinin kabulü ile kararın hüküm kısmının ilgili bentlerinin kaldırılmasına, yerlerine yeniden hüküm kurulmasına, kararın gerekçesinin açıklandığı şekilde düzelitilmesine, kadın yararına 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata, sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin tam kusurlu olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, kadının kusurunun bulunmadığını, hükmedilen tedbir nafakasının miktarının az olduğunu, tazminatlara faiz işletilmesi gerektiğini belirterek davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir nafakasının miktarı, tazminatlara faiz işletilmemesi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir nafakasının miktarı, tazminatlara faiz işletilmemesi noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.