"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/732 E., 2023/1064 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/16 E., 2022/46 K.
Taraflar arasındaki aile konutu nedeniyle ipoteğin kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı banka vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak eksiklikler giderilmek üzere Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı banka vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı eşin, davacının haberi olmadan aile konutu olan dava konusu taşınmaz üzerine ipotek tesis ettirdiğini, ipotek işleminde hiç bir şekilde rızası alınmadığı gibi ipotekten de haberinin olmadığını, taşınmazın satışının yapılacağını bir akrabasının satış ilanından bahsetmesi üzerine öğrendiğini, araştırınca davalı bankanın Ankara 23. İcra Müdürlüğünün 2017/12010 Esas sayılı dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi amacıyla icra takibi başlattığını ve takibin satış aşamasında olduğunu öğrendiğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 194 üncü maddesi gereğince davasının kabulüne, dava konusu Ankara İli ... İlçesi ... Mah. 7084 Ada 12 Pafta 19 numaralı bağımsız bölümün aile konutu olduğunun tespitine, taşınmaz üzerine konulan 11.06.2014 tarih ve 29858 yevmiye nolu ipotek ile 12.04.2016 ve tarih 24128 yevmiye nolu ipoteğin iptali ile terkin edilmelerine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı banka vekili süresinde cevap sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesi’nin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesi’nin 20.02.2020 tarih ve 2018/759 Esas, 2020/98 Karar sayılı kararı ile davalı banka vekilinin süresinde cevap vermediğini bu nedenle delilleri dikkate alınmadığı, davacının ipotek konulmasına rızası olduğuna dair belgedeki yazı ve imzaların davacının el ürünü olduğu hakkında kesin kanaat oluşmadığını, taşınmazın 30 yılı aşkın ve halen ve ipotek tarihlerinde aile konutu olduğu, dosya kapsamından davacının rızasının varlığı kanıtlanmadığı gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 194 üncü maddesi gereğince davanın kabulüne, davaya konu Keçiören ... Mahallesi 7084 ada, 12 parsel 19 bağımsız bölüm nolu taşınmaz üzerinde davalı banka lehine konulan 260.000,00 TL bedelli 11.06.2014 gün ve 29858 yevmiye nolu, 320.000,00 TL bedelli 12.04.2016 gün ve 24128 yevmiye nolu ipoteklerin kaldırılmasına, icra dosyasına konulan tedbirin kararın kesinleşmesine kadar devamına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesi’nin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı banka vekili hükmün tüm yönlerinden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2.Bölge Adliye Mahkemesi’nin 14.03.2022 tarih ve 2020/783 Esas, 2022/404 Karar sayılı kararı ile bilirkişi raporunda dosyada ...'a ait mukayese imza bulunmadığından bu yönde bir inceleme yapılamadığı, muvafakat belgesi altında bulunan yazıların, mukayese yazıları tevdi edilen ... elinden çıkmış olması mümkün görülmüş ise de, mukayese yazılarının az ve kifayetsiz olması nedeni ile daha kesin kanaat vermenin mümkün olamadığı tespitinin yapıldığının anlaşıldığını, bu durumda Mahkemece B muvafakatnamedeki imzanın davacıya ait olup olmadığının tespiti için davacının imza incelenmesine esas teşkil edebilecek şekilde imza örneklerinin alınıp ilgili kurumlardan da imzaları istenilmesi, yine mukayese yazılarının az ve kifayetsiz olması nedeni kesin kanaat edinilemediği belirtildiğinden davacıdan denetlenebilir şekilde daha fazla yazı örneği alınıp yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak tüm deliller birlikte değerlendirilerek neticesine göre hüküm kurulmasının gerektiği gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (3) numaralı alt bendi gereğince davalının istinaf başvurusunun kabulü ile, esası incelenmeden İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına, açıklandığı şekilde davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma nedenine göre, davalının sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesi’nin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Bölge Adliye Mahkemesi’nin gönderme kararı sonrası yapılan yargılama sırasında davacıya ait kurumlardan imza örnekleri istenildiği, davacı asilden yazı örnekleri alındığı, dosyadaki imza ve yazı örnekleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, alınan bilirkişi raporuna göre muvafakatnamadeki imzanın ve yazının davacıya ait olduğu, ipotek konulmasına davacı eşin muvafakatı olduğu tespit edildiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B.İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının okuma yazma bilmediğini, imza atması ve kendine gösterilen harfleri yazmasının okuma yazmayı bildiği anlamına gelmeyeceğini,davalı bankaya gitmediğini, muvafakatname adı altında bankaya bir belge vermediğini, bu muvafakatnamenin hukuken geçerli muvafakatname kabul edilemeyeceğini, davacının okuma yazma bilip bilmediğinin anlaşılmadığı gibi, muvafakatnamenin davacı tarafından düzenlenip düzenlenmediğinin de anlaşılmadığını, muvafakatnamenin içeriğinin davacının iradesine uygun olup olmadığının da anlaşılmadığını ileri sürerek kararın tümü yönünden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
C.Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı bankanının süresi içerisinde davaya cevap vermediği, bu itibarla davalı banka tarafından sunulan delillere itibar edilemeyeceği, davalı banka tarafından sunulan muvafakatnamede tarih bulunmadığı, bu muvafakatnamenin hangi ipotek için verildiğinin anlaşılmadığı, tesis edilen ipotekler arasında iki yıla yakın bir sürenin bulunduğu, basiretli bir tacir gibi hareket etmesi gereken davalı bankanın gerekli özeni göstererek kimlik tespitiyle birlikte davacı eşin muvafakatını işlem sırasında alması ve tarihini de açıkça göstermesi gerektiği, banka tarafından sunulan muvafakatnamede hangi ipoteğe muvafakat edildiğine dair ipotek bilgilerinin ve tarihinin yazılmadığı, bu durumda lehine ipotek tesis edilen banka tarafından davacı eşin açık muvafakatinin bulunduğunun ispatlanamadığı, davacı eşin ipotek işlemlerine açık muvafakatinin bulunmadığı,davacının açık rızası bulunmadığı, ipoteğin kaldırılmasına yönelik davanın kabulü gerektiği gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince davacının istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle davanın kabulüne, Ankara ili ... ilçesi ... Mah. 7084 ada, 12 parsel 2. kat 19 nolu bağımsız bölüm üzerinde davalı banka lehine tesis edilen 260.000,00 TL bedelli 11.06.2014 tarih 29858 yevmiye nolu ve 320.000,00 TL bedelli 12.04.2016 tarih ve 24128 yevmiye nolu ipoteklerin kaldırılmasına, tedbir kararının kararın kesinleşmesine kadar devamına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı banka vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı banka vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğun, dilekçesinin süresinde kabul edilmesinin gerektiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının tümü yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, süresinden sonra sunulan cevap dilekçesinin dikkate alınıp alınmayacağı ile davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 2 üncü maddesi, 194 üncü maddesi 6100 sayılı Kanun’un 127 nci ve 128 inci maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı banka vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,24.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.