"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/542 E., 2024/725 K.
KARAR : Bozmaya uyularak hüküm tesisi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen kadının tedbir nafakası talepli asıl davasının kısmen kabulüne, erkeğin karşı boşanma davası ile kadının birleşen boşanma davalarında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kadının boşanma davasının kesinleştiği ve konusuz kaldığı, konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, eşit kusurlu erkeğin tazminat taleplerinin reddine ve kadının yoksulluk nafakası talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı- davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-davalı kadın vekili tedbir nafakası istemli dava dilekçesinde özetle; tarafların boşanma aşamasında olduğunu, kadının yeğeninin yanında kaldığını ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 197 nci maddesi uyarınca yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2. Davacı-davalı kadın vekili birleşen boşanma davasında özetle; erkeğin kadına evlenirken vermiş olduğu sözlerin hiçbirini yerine getirmediğini, emekli olmasını sağlayacağını söylemesine rağmen çalıştırmadığını, kadının işten ayrılmak zorunda kaldığını, kadının tazminatını erkeğin kullandığını, kadının banka kartını güvenerek eşine verdiğini ancak erkeğin bu durumu kötüye kullandığını, kadına ait paraları ve altınları harcadığını, kadının kimseyle görüşmesine izin vermeyerek baskı kurduğunu, çocuklarını dahi görmesine izin vermediğini, hakaret ettiğini, evden kovduğunu, evin giderlerini karşılamadığını, kadınla ilgilenmediğini ileri sürerek 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 250.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili asıl cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının çocuklarının erkeğe hakaret içerikli mesajlar yolladığını, kadının eşinden habersiz şekilde gebeliğini sonlandırdığını, hakaret ve tehdit ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, intihara teşebbüs ettiğini, ölümle tehdit ettiğini ileri sürerek kadının davasının reddine, karşı davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, erkek yararına 200,000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 29.06.2021 tarihli kararı ile; kadının şahsi parasının erkeğin evinin tadilatında ve masraflarında kullanılması nedeni ile tarafların arasında huzursuzluk olduğu, erkeğin, kadının Ankara'da bulunan evinin kirasını kendi oğluna vermesinden sonra huzursuzluk çıkardığı, bu şekilde kadına ekonomik şiddet uyguladığı, kadının abisinin ortak konuta gelmesini istemediği, kadının da erkeğe hakaret ettiği ve kadını tehdit ettiği, bu konusa Konya 13. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2020/584 Esas sayılı dosyası ile kadının erkeğe karşı hakaret ve tehdit suçundan cezalandırılmasına karar verildiği, böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle kadının birleşen boşanma davası ile erkeğin karşı boşanma davasının kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, dava tarihinden itibaren kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine, karar kesinleştikten sonra aynı miktar üzerinden yoksulluk nafakası takdirine, tarafların eşit kusurlu olmaları gerekçesi ile yasal şartları oluşmayan karşılıklı maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, kadının tedbir nafakası talepli asıl davasının kısmen kabulüyle boşanma davasında hükmedilen tedbir nafakası ile tahsilde tekerrür oluşturmamak kaydıyla aylık 500,00 TL tedbir nafakası ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi kararının, kadının asıl ve birleşen davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen yoksulluk nafakası ile tazminat taleplerinin reddi yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 14.06.2023 tarihli kararı ile; kadına yüklenen kusurların kararın kadın tarafından istinaf edilmemesi nedeniyle kesinleştiği, erkeğe yüklenen kusurların hatalı olduğu, tanık ...'nin erkeğin, kadının abisini eve almadığına dair beyanının soyut olduğu, erkeğin kadına ekonomik şiddet uyguladığına dair dinlenen tanık beyanlarından ... ve ...'ın beyanlarının kadından duyuma dayalı olduğu, tanık ...'nin beyanından kadının ortak konutun bakımı için para harcadığı anlaşılmakta ise de erkeğin bu durumu inkar etmemesinin başka bir ifadeyle sessiz kalmasının ve itiraz etmemesinin kabul anlamına gelmeyeceği, aynı tanığın kadına ait evin kirasının kadının oğlu tarafından alınmasına yönelik beyanının da taraflar arasında nasıl bir sorun oluşturduğunu izah etmeye yeterli olmayıp soyut olduğu, aleyhe istinaf yasağı gereği erkeğe ek kusur verilemeyeceği, erkeğin de kadının ek kusurunu ispat edemediği, gerçekleşen olaylarda erkeğin kusursuz, kadının tam kusurlu olduğu, boşanmaya karar verilebilmesi için karşı yanın az da olsa kusurunun ispatlanmasının gerektiği, hiç kimsenin kendi kusurundan lehine hukuki sonuç çıkaramayacağı, bu itibarla kadının birleşen boşanma davasının reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, tam kusurlu kadın yararına yoksulluk nafakası ödenmesine ilişkin koşulların oluşmadığı, tedbir nafakasına hükmedilmesinin ve tedbir nafakası miktarının da hakkaniyete uygun olduğu, tedbir nafakası davası yönünden ise; kadının ayrı yaşamda haklılığını ispat edemediği ancak aleyhine açılan boşanma davası nedeniyle yasal olarak ayrı yaşam hakkına kavuştuğu, aleyhine açılan dava tarihi itibariyle ayrı yaşam nedeniyle nafakaya müstahak olduğu, taktir edilen tedbir nafakası miktarının tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına, kadının yaşına ve ihtiyaçlarına göre makul olduğu, ancak kadın yararına asıl dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere değil karşı dava tarihi olan 05.10.2020 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere ve boşanma davasında kadın yararına ödenen nafaka ile tekerrür oluşturmamak üzere tedbir nafakası ödenmesine ilişkin hüküm kurulması gerektiği gerekçesiyle erkeğin kadının kabul edilen birleşen boşanma davası, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi ve kadının tedbir nafakası davasına yönelik istinaf taleplerinin kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararının bu yönlere ilişkin hüküm fıkralarının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulması suretiyle boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin kusursuz, kadının tam kusurlu olduğunun tespitine, tarafların kusur durumlarına göre kadının birleşen boşanma davası ile yoksulluk nafakası talebinin reddine, erkek yararına yasal şartları oluştuğu gerekçesiyle 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, kadın yararına yasal şartları oluştuğu gerekçesiyle erkeğin karşı boşanma davası tarihinden itibaren geçerli olmak ve boşanma davasında hükmedilen tedbir nafakasıyla tahsilde tekerrür oluşturmamak kaydıyla aylık 500,00 TL tedbir nafakası ödenmesine, erkeğin tedbir nafakasının miktarına yönelik istinaf dilekçesinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı- davalı kadın vekili yönlerinden temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 09.11.2023 tarih, 2023/7406 Esas ve 2023/5409 Karar sayılı kararı ile; İlk Derece Mahkemesi hükmüne karşı erkeğin eşine ekonomik şiddet uyguladığı ve eşinin abisi eve geldiğinde kabul etmediği, kadının ise eşine hakaret ettiği, eşini tehdit ettiği, bu fiillerin kesinleşmiş ceza mahkemesi kararıyla sabit olduğu, böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları kabul edilerek hüküm tesis edilmiş, kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince kadına yüklenen kusurların istinaf edilmeksizin kesinleştiği, erkeğe yüklenen kusurların ise soyut ve duyuma dayalı tanık anlatımları neticesinde tesis edildiği, böylece erkeğe kusur yüklenmesinin isabetsiz olduğu evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde kadının tam kusurlu olduğu gerekçesi ile kadının boşanma davasının reddine karar verildiği fakat taraflar evlendikten sonra kadının Ankara'da bulunan evinin kirasını oğluna vermesi nedeniyle erkek eşin rahatsızlık duyduğu ve sıkıntı yaşandığı, erkek eşin evin tadilatının kadının altınlarının kullanıldığını, erkeğin kadının altınlarını geri iade etmeyerek kadına ekonomik şiddet uyguladığı evlilik birliğin çekilmez hale gelmesinde tarafların eşit kusurlu oldukları, kadının boşanma davasının da kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi doğru olmadığı, erkeğin boşanma davasının kabulü ile tesis edilen boşanma hükmü, kadın tarafından istinaf edilmeyerek kesinleştiğinden, kadının boşanma davası konusuz kaldığı, eşit kusurlu erkek eş lehine tazminat talep etme şartlarının oluşmadığı ve kadının yoksulluk nafakası yönünden değerlendirilme yapılması gerekçesiyle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına, bozma dışında kalan temyize konu bölümlerin onanmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma kararına uyulmasına karar verilerek boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların evlendikten sonra kadının Ankara'da bulunan evinin kirasının erkek tarafından alındığı, taraflar arasında başlangıçta bu sebepten kaynaklı sorun olmadığı, ancak kadının sonrasında kira ücretini oğluna vermesi üzerine erkeğin bu durumdan rahatsızlık duyduğu ve taraflar arasında sıkıntıların yaşanmaya başladığı, yine taraflar evlendikten sonra erkeğin evin tadilatı için kadının parasını ve altınlarını kullandığı, erkeğin kadının altınlarını iade etmediği, bu durumun erkeğin de kabulünde olduğu, böylelikle erkeğin kadına ekonomik şiddet uyguladığının sabit olduğu, eşine hakaret eden ve eşini tehdit eden kadın ile eşine ekonomik şiddet uygulayan erkeğin boşanmaya neden olan olaylarda eşit kusurlu oldukları, bu itibarla kadının asıl davasının kabulüne karar verilmesinin gerektiği, ancak erkeğin karşı davasında verilen boşanma hükmü kesinleştiğinden kadının boşanma talebinin konusuz kaldığı, kadının boşanma davasında boşanma talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesinin gerektiği, tarafların gerçekleşen olaylarda eşit kusurlu oldukları, her iki taraf için de tazminat koşullarının oluşmadığı, bu nedenle erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin gerektiği, gerçekleşen olaylarda eşit kusurlu olan, boşanmayla yoksulluğa düşecek olan kadın için yoksulluk nafakası koşullarının oluştuğu, gerekçesiyle; kadının davası konusuz kaldığından hakkında karar verilmesine yer olmadığına, aleyhe istinaf yasağı ve usulü kazanılmış haklar gözetildiğinde kadın yararına aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına, erkek eşin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı- davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar ve kadın lehine yoksulluk nafakası kabul edilmesi yönünden temyize başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, bozma kararına uyulmasına karar veren Bölge Adliye Mahkemesinin kusur belirlemesi ve kadın lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin yerinde olup olmadığı ve erkek hakkında tazminat talep edebilme şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının tarafından bozmaya uygun inceleme ve araştırma yapılmış olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı-davacı erkek vekilince yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Mustafa'ya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.