"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1349 E., 2023/1292 K.
DAVACI-DAVALI : ... vekili Avukat ...
DAVALI-DAVACI : ... vekili Avukat ...
DAVA TARİHİ : 17.06.2019
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Iğdır Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/402 E., 2022/394 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma, ziynet ve çeyiz alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulüne, boyanmanını fer'îlerine, ziynet ve çeyiz alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; erkeğin kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 35.000,00 TL maddî, 45.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyalarının aynen iadesine ve çeyiz eşyaları için 20.000,00 TL'ye hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının iddialarını kabul etmediklerini kadının kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinni çekilmez hlae geldiğini iddia ederek kadının davasının reddini istemiş, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, erkek yararına 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; davacı-karşı davalının evlendikten sonra 1 ay boyunca ailesini ziyaret edemediği, hasta olan babasını ziyaret için hastaneye dahi gidemediği, erkeğin kadının kök ailesi ile görüşmemesi hususunda baskı uyguladığı, davacının, ablası ...'a ''beni aramayın, eşim istemiyor.'' dediği, davacı tanığı ...'ya erkeğin kadın için '' ben istemiyorum anam bacım olur.'' erkeğin kadına ''seni öldüreceğim, seni aileme bakman için getirdim, sen aptalsın'' şeklinde hakaret ettiği, kadının, erkeği kötüleyici söylemlerde bulunduğu, kadının telefonu ile gece 3'e kadar ailesiyle konuştuğu, 24 saat elinde telefonu olduğu, evde pek yemek yapmadığı, kadının eşine kapıyı açmadığı,'' istemiyorum seni gelme'' dediği, sürekli huzursuzluk çıkarıp davalının ailesine ''oğlunuzu istemiyorum'' dediği, erkeğin güvenlik görevlisi olmasına rağmen erkeğe ''sen neden gece çalışıyorsun'' dediği, tarafların evlilik birliğinin sona ermesine kusurlu davranışlarıyla sebebiyet verdikleri, bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik olduğu,evlilik birliğinin sona ermesine her iki tarafın da kusurlu davranışıyla sebebiyet verdiği, eşit kusurlu oldukları dikkate alınarak tarafların maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verildiği, ziynet eşyası talebi bakamından; davacı-karşı davalı kadına takılan ziynet eşyalarının davalı-karşı davacı tanığının beyanına göre 6 adet çeyrek, 2 adet yarım ve 2 tane bilezik olduğu, dosyaya ziynet eşyalarına ilişkin herhangi bir fotoğraf, görüntü kaydı sunulamadığı, bu nedenle tanık beyanlarına itibar edilmesi gerektiği, davalı-karşı davacı tanığının beyanına göre de takılan ziynetlerin yukarıda belirtildiği kadar olduğu, her ne kadar davalı-karşı davacı tanıkları ziynet eşyalarının davacı tarafından alındığını, elinde bir poşetin olduğunu beyan etmiş iseler de poşetin içinde ne olduğuna dair görgüye dayalı bilgilerinin olmadığı, buna rağmen davacı tanıklarından ...'e davalının, ziynet eşyalarını sattığını beyan ettiği, davacı tanığı ...'nin ise davalının düğünden sonra ziynet eşyalarını davacıya vermeyeceğini, kendisine masraf yaptığını söylediğini beyan etmesi, diğer ziynet eşyalarının akıbeti hakkında ne davacı-karşı davalı ne de davalı-karşı davacı tanıklarının beyanı olduğu, dolayısıyla ispatlanamadığı dikkate alınarak ziynet eşyalarının kadına iadesine ilişkin karar vermek gerektiği, dosya kapsamından çeyiz eşyalarının da iadesine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile; asıl davanın ve karşı davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakasına ve yoksulluk nafakası hükmedilmesine yer olmadığına, davacı-karşı davalının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, davacı-karşı davalının ziynet eşyasına yönelik talebinin kısmen kabul kısmen reddi ile; 6 adet çeyrek altın, 2 adet yarım altın, 60 ve 80 gram olmak üzere toplam 140 gram erzurum burma bileziğin davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya aynen iadesine, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde 37.759,82 TL ziynet eşyası alacağının davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya ödenmesine, çeyiz eşyalarına ilişkin talebin kabulü ile; 16.12.2019 havale tarihli bilirkişi raporunda belirtilen çeyiz eşyalarının davacı-karşı davalıya aynen iadesine, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde 23.165,00 TL'nin davalı-karşı davacıdan alınarak davacıya karşı davalıya ödenmesine, davalı-karşı davacının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin davasının kabulü, kusur tespiti, kadının reddedilen tazminat ve nafaka talepleri, ziynet ve eşya alacağı davası yönünden vekâlet ücretine hükmedilmemesi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur tespiti, kadının kabul edilen ziynet alacağı, çeyiz eşyası alacağı ile nafaka talepleri, bedel talebi mevcut değilken, talepten fazlasına hükmedilerek ziynet ve çeyiz eşyalarının bedeline hükmedilmesi, ve vekâlet ücretleri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı-karşı davalı kadın vekilinin ziynet-çeyiz istemine ilişkin olarak ayrı bir vekâlet ücreti hükmedilmesine, Mahkemece, toplanan delillere göre varlığı ispatlanamadığı anlaşılan 2 adet bilezik yönünden istemin kabulüne karar verilmesi, dava dilekçesinde bir adet yarım altın istenmesine karşın mahkemece talep aşılmak suretiyle 2 adet yarım altına hükmedilmesi, yalnızca aynen iade istemi bulunmasına rağmen talep aşılarak (aynen iade mümkün olmadığı durumda) bedele de hükmedilmesi, kısmen kabul kararı verildiği halde fazlaya dair ve ispatlanamayan 2 adet çeyrek altın istemi yönünden olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olmasının doğru görülmediği, gerekçesiyle; davacı karşı davalının ziynet eşyasına yönelik talebinin kısmen kabul kısmen reddi ile; 6 adet çeyrek altın ve 1 adet yarım altının davalı karşı davacıdan alınarak davacı karşı davalıya aynen iadesine, fazlaya ilişkin 2 adet bilezik ve 2 adet çeyrek altın yönünden ispatlanamayan davanın reddine, hakkında usulünce açılmış dava bulunmadığından fazlaya ilişkin 1 adet yarım altın isteminin esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, ziynet ve eşya alacağı davasında, davacı-karşı davalı, kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden davanın kabulüne karar verilen miktarı üzerinden yürürlükte bulunan tarife uyarınca 17.900,00 TL vekâlet ücretinin davalı-karşı davacı erkekten alınarak davacı-karşı davalı kadına ödenmesine, ziynet ve eşya alacağı davasında, davalı-karşı davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden, davanın reddine karar verilen miktarı üzerinden yürürlükte bulunan tarife uyarınca hesaplanan 17.900,00 TL vekâlet ücretinin davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya ödenmesine, davacı-karşı davalı vekilinin ve davalı-karşı davacı vekilinin istinaf olunan İlk Derece Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı kaldırma kararı kapsamı dışında kalan bölümlerine yönelik yapmış oldukları sair istinaf başvurularının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının reddedilen iki bilezik talebi, erkeğin davasının kabulü, kusur tespiti, kadının reddedilen tazminat ve nafaka talepleri yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, erkek tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin boşanma davasının kabulünün dosya kapsamına uygun olup olmadığı, kadının nafaka ve tazminat taleplerinin reddinin isabetli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanunu’nun 190 ıncı 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un, 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 176 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davacı-karşı davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Somut uyuşmazlıkta boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların kabul edilen ve gerçekleşen kusur durumuna göre davacı-karşı davalı kadının az, davalı-karşı davacı erkeğin ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekmektedir. Bu husus gözetilmeden yanılgılı kusur belirlemesi ve değerlendirme sonucu tarafların eşit kusurulu olduğunun kabulü doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
3.Boşanmada maddî ve manevî tazminata ilişkin 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrasında mevcut ve beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz yada daha az kusurlu olan tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddî tazminat isteyebileceği, aynı maddenin ikinci fıkrasında boşanmaya sebebiyet vermiş olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevî tazminat isteyebileceği öngörülmüştür. Yukarıdaki paragrafta açıklandığı üzere, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen kadın eşin ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, erkeğin kusurlu eylemlerinin kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği anlaşılmıştır. O halde, Mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 inci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen "hakkaniyet kuralları" da dikkate alınarak kadın eş yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
4.Boşanma yönünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşulu ile geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. Toplanan delillerden; kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında kadın yararına, evlilikte geçin süre, tarafların ortak çocuklarının bulunmayışı ve 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki "hakkaniyet ilkesi" dikkate alınarak, toptan yoksulluk nafakası verilmesi hususu da değerlendirilmek suretiyle uygun miktarda yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Yukarıda (2) (3) ve (4) numaralı paragraflarda belirtildiği üzere temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı-karşı davalı kadın yararına kusur belirlemesi ve reddedilen yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat yönlerinden BOZULMASINA,
2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davacı-karşı davalı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.