Logo

2. Hukuk Dairesi2024/5844 E. 2024/8374 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında Yargıtay’ın bozma ilamına uyularak verilen ve kadın yararına hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarına yönelik temyiz incelemesi.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay’ın bozma kararına uygun olarak tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ve kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı gibi hususlar gözetilerek hükmedilen tazminat miktarında bir isabetsizlik bulunmadığı değerlendirilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2023/879 E., 2024/236 K.

KARAR : Bozmaya uyularak kısmen kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi’nin esastan ret kararının kısmen kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının kadın yararına tazminat miktarları yönünden bozulmasına, sair yönlerden onanmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kadın yararına tazminatlara karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde; erkeğin kadına hırçın davrandığını, kadını başkalarının bulunduğu ortamda küçümsediğini, baskı kurduğunu, hakaret ettiğini, 24.10.2020 tarihinde ölümle tehdit ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, kadının çenesine vurduğunu, bir daha yapmayacağını belirtmesine rağmen kadının koluna sıcak tavayı bastığını, buna ilişkin açılan ceza davasında suçlu bulunduğunu, ikinci çocuğun doğumu ile kadının erkeğin özrünü kabul ederek ortak eve geri döndüğünü, ceza kararından sonra üzerine yürüyüp saçından sürüklediğini, bağırdığını, kadının ev ve çocuklar için yaptığı harcamaları fişleri ile birlikte bir deftere not ettiğini, erkeğin de bu defteri kontrol ettiğini, erkeğin uyuşturucu kullandığını belirterek davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, ortak çocuklar yararına aylık ayrı ayrı 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakalarına, kadın yararına aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakalarına, 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; kadının pandemi döneminde sık sık annesinin evine gitmeye başladığını, Ağustos ayında ise ortak çocukların okul kayıtlarını kendi ailesinin evine en yakın olan okullara aldırdığını, erkeğin bu durumdan sonradan haberdar olduğunu, kadının bir plan dahilinde bunu yaptığını, sebepsiz yere ortak konutu terk ederek aylardır evine ve eşine dönmediğini, erkek ile ilgilenmediğini, yemek yapmadığını, çamaşır yıkamadığını belirterek karşı davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 10.05.2022. tarih ve 2020/636 Esas, 2022/320 Karar sayısı belirtilen kararı ile erkeğin kadına fiziksel, sözlü, psikolojik ve ekonomik şiddet uyguladığı, kadının kilosundan dolayı " yarmagül, koca g..lü..." gibi küçük düşürücü, rencide edici sözler sarf ettiği, yine eşine "sen mi yapacaksın, sen yapamazsın, sen mi çalışacaksın, sen mi ehliyet alacaksın..." gibi sözler söyleyerek eşinin kendisini değersiz ve yetersiz hissetmesine sebebiyet verecek sözler söylediği, eşine karşı bu sözleri üçüncü kişilerin bulunduğu ortamlarda da kullandığı, eşinin harcamalarını denetleyerek ekonomik şiddet uyguladığı, değişik zamanlarda eşine fiziksel şiddet uyguladığı, şiddetin izlerinin üçüncü kişiler tarafından görülebilecek şekilde etkili eylemler olduğu, bu kusurlar nedeniyle erkeğin ağır kusurlu olduğu; kadının ise en son ekonomik sebeplerden kaynaklı tartışmalar sonucu ortak çocuklarla birlikte kök ailesinin yanına taşındığı, ortak konuttan ayrı kalarak eşini ve evini ihmal ettiği, bu nedenle kadının az kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl ve karşı davaların kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 700,00 TL tedbir ve 750,00 TL iştirak nafakalarına, kadın yararına aylık 750,00 TL tedbir nafakasına, 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata, kadının düzenli gelir getiren bir işi olduğu ve yoksulluğa düşmeyeceği gerekçesi ile yoksulluk nafakası talebinin reddine, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının kusur bulunmadığını, karşı davanın reddi gerektiğini, erkeğin uyuşturucu kullandığının sabit olduğunu, bu nedenle ortak çocuklar ile erkek arasındaki kişisel ilişkinin azaltılmasına karar verilmesi gerektiğini, kadına ve ortak çocuklara hükmedilen nafakalar ile tazminatların miktarının az olduğunu belirterek karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, tedbir ve iştirak nafakalarının miktarı ile kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası ve tazminatların miktarı, yoksulluk nafakasının reddi, kişisel ilişki yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; mazeret dilekçesinin kabul edilmediğini bu nedenle dinlenilmeden dosyanın karara çıktığını, erkeğin kusurunun bulunmadığını, bu nedenle asıl davanın, nafaka ve tazminatların kabulünün hatalı olduğunu, karşı davanın kabulü ve lehe tazminata hükmedilmesi gerektiğini, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasının da hatalı olduğunu, ortak çocuklar yararına hükmedilen nafakaların fahiş olduğunu, erkeğin asgari ücret kazandığını belirterek asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası ve tazminatlar ile ortak çocuklar yararına hükmedilen nafakaların miktarı yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 16.12.2022 tarih ve 2022/1494 E., 2022/2498 K. sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle istinafa konu edilmeksizin kesinleşen hususlarda yeniden karar verilmesine yer olmadığına, taraf vekillerinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-davalı kadın vekili katılma yolu ile karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, çocuklar yararına hükmedilen nafaka ile kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarı, yoksulluk nafakasının reddi yönünden; davalı-davacı erkek vekili tarafından ise asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası ve tazminatlar ile ortak çocuklar yararına hükmedilen nafakaların miktarı, reddedilen tazminatlar yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Daire’nin 19.10.2023 tarih ve 2023/2077 Esas, 2023/4870 Karar sayılı kararı ile, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat miktarı az olduğu gerekçesi ile Bölge Adliye Mahkemesi esastan ret kararının kısmen kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bu yönlerden bozulmasına, davalı-davacı erkek vekilinin tüm, davacı-davalı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin onanmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 2023/2077 Esas 2023/4870 Karar sayılı ilamı ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, davacı-davalı kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin gerektiği gerekçesi ile kesinleşen yönlerden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına 100.000,00 TL maddî tazminat ile 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, belirlenen tazminat ve nafaka miktarlarının yüksek olduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kararın bozmaya uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı-davacı erkek vekilince yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

06.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.