Logo

2. Hukuk Dairesi2024/6389 E. 2024/7429 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Bozma ilamına uygun hüküm kurulup kurulmadığı ve hükmedilen tazminat miktarının doğru olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bozma ilamında belirtilen hususlara rağmen, temyiz kapsamı dışında kalarak kesinleşen boşanma hükmü, erkeğin maddî tazminat talebinin reddi ve kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin kısmen kabulü yönünden yeniden hüküm kurulmasının hatalı olduğu, ancak bu yanlışlığın düzeltilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği gözetilerek ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2023/572 E., 2024/110 K.

KARAR : Bozma sonrası hüküm kurma

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulü ile boşanma ve ferilerine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde; erkeğin ilk eşinin vefatından sonra davalı kadın ile evlendiğini, kadının sürekli baskın olmaya çalıştığını, en ufak sorunu büyütüp alınganlık yaparak babasının evine gitmeyi tercih ettiğini, bu durumun birden çok kez gerçekleştiğini, kadının özellikle son zamanlarda erkeği ve evi ihmal etmeye başladığını, zamanının çocuğunu babasının evinde babasıyla birlikte geçirdiğini, evde ev işi yaptığında "ben senin hizmetçin değilim" dediğini, kadının sürekli olarak gereksiz harcamalar yaptığını, müsrif olduğunu, erkeğin önceki evliliğinden olan çocukları ile ilgilenmesini sorun haline getirdiğini, erkeğin ablaları ile de kavga ettiğini, gereksiz ve önemsiz şeyleri bahane ederek erkeğin çocukları ve yakınları ile de kavga ettiğini, kadının babasının fındık bahçesindeki fındıkları birlikte toplayıp geliri paylaşacakları hususunda kadınla anlaştıkları halde kadının elde ettiği geliri keyfine göre harcadığını, erkeğe emeğinin karşılığını vermediğini, kadının maddî durumunun erkekten daha iyi olmasına rağmen her gördüğünü erkeğin almasını istediğini, kadının iki ay önce evi terk edip yine babasının yanına gittiğini, erkeğin tüm aramalarına rağmen dönmediğini, evi terk etme nedeninin ise sıfır telefon isteğinin erkek tarafından reddedilmesi olduğunu belirterek davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına ve 50.000,00 TL maddî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde; taraflar evlenirken kadının babasının kanser hastası olması nedeni ile kadının haftada bir babasının evine gidip yemek ve temizlik yapması gerektiğini erkeğe söylediğini, erkeğin de bunun sorun teşkil etmeyeceğini belirttiğini ancak evlilikten kısa süre sonra bunu sorun haline getirdiğini, aslında sorun haline getirdiği şeyin kadının babasının evinden erken dönmesi olduğunu, kadın eve geldiğinde "dönmeseydin, babanın evine git, seni boşayacağım, daha genç bir kadınla evleneceğim" dediğini, başkalarının yanında da kadını rencide edici sözler söylediğini, kadının yanında başka kadınlarla konuşup mesajlaşmaya başladığını, erkeğin bir keresinde baldızına "bana şu kadını ayarla" şeklinde mesaj attığını gördüğünü, son olarak "benden çocuğun yok, benim malımı yiyemezsin, başka kadınla evleneceğim, anlaşmalı boşanalım" dediğini, evlilik boyunca erkeğin yemeğini yatağına istediğini, kadın ile birlikte yemek yemediğini, kadın kendisini mutfağa çağırdığında küfürler ettiğini, evlilik boyunca saç sakal tıraşını kadına yaptırdığını, tırnaklarını kadına kestirdiğini, kadına ev işleri dışında bağ bahçe işlerini de yaptırdığını, erkeğin büyük kızının kadına "sen bizim hizmetçimizsin, babam seni bize hizmetçi olarak aldı" dediğini, kadın bu duruma kızınca da kızı tarafından darp edildiğini, erkeğin kız kardeşinin de kadını darp ettiğini, kadının ihtiyaçlarının babası tarafından karşılandığını, evin eksiklerini dile getirdiğinde erkeğin küfürler ettiğini, kadının babasına ait fındık bahçesini 6 yıl boyunca toplayıp sattığını ve parasını da kendine göre harcadığını, kadına üç kere "boş ol" dedikten sonra " sen ne biçim müslümansın seni dinen boşadım babanın evine dön" dediğini, evlilik boyunca köle hayatı yaşattığını, en son olayda kadın babasından dönünce "sen yine mi geldin" diyerek kadına saldırdığını, yumruk atıp saçlarından sürüklediğini, boğazını sıktığını, kadının buna ilişkin darp raporunun olduğunu ve şikayeti üzerine soruşturma açıldığını, bunun üzerine kadının evi terk etmek zorunda kaldığını belirterek boşanma talebinin kabulü ile tarafların boşanmalarına, aylık 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakaları ile 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin ilk verdiği karar ile her ne kadar davalı kadının babasının hastalığı nedeni ile evlendikten sonra babası ile ilgilenmesi gerekliliği taraflar arasında evlenmeden önce konuşularak bu hususta anlaşmaya varılmış ise de evlilik birliği devam ederken davalı kadının davacı kocasını ve ortak konutu ihmal edecek derecede eşinin rızası hilafına ve makul karşılanamayacak düzeyde babasının evine sık sık gitmek suretiyle uzun vakit geçirdiği, ayrıca davacı kocanın önceki evliliğinden olan çocukları ile ilişkisinde problemler çıkarttığı; davacı erkeğin ise davalı kadına karşı fiziksel şiddet uyguladığı, mevcut kusur durumuna göre tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, erkeğin maddî tazminat talebi ile kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı erkek vekili katılma yolu ile istinaf dilekçesinde özetle; kadının tam kusurlu olduğunu, erkeğin kusuru bulunmadığını, kadın yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakasının haksız olduğunu, kadına miras olarak ev, dükkan ve fındıklık kaldığını, yoksulluğa düşmeyeceğini, erkeğin maddî tazminat talebinin kabulü gerektiğini belirterek kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile reddedilen maddî tazminat yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının babasının hastalığı nedeni ile babası ile ilgilenmesinin kadına kusur olarak yüklenmesinin hatalı olduğunu, erkeğin ağır kusurlu olduğunu, kadının tazminat taleplerinin kabulü gerektiğini, kadının evde disiplin yaratma isteğinin erkek ve erkeğin önceki evliliğinden olan çocukları tarafından sevgisizlik olarak nitelendirildiğini belirterek kusur belirlemesi, reddedilen maddî ve manevî tazminat yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 23.12.2022 tarihli kararı ile İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin 23.12.2022 tarihli kararına karşı davalı kadın vekili kusur belirlemesi ve reddedilen tazminatlar yönlerinden temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemiz 02.11.2023 tarihli ilamı ile mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğunun kabulü gerektiği, buna göre tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 inci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen hakkaniyet kuralları da dikkate alınarak davalı kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiğinden bahisle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; açılan davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, davacı erkeğin maddî tazminat talebinin reddine, davalı kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin kısmen kabulü ile aylık 500,00 TL tedbir nafakasının dava tarihinden itibaren davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine, hükmün kesinleşmesinden itibaren yoksulluk nafakası olarak sürdürülmesine, kadının maddî ve manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile; 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminatın davacı erkekten alınarak davalı kadına verilmesine, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla harç ve yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine, yine tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davacı erkek lehine vekalet ücretine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı erkek kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kesinleşen yönlerden yeniden hüküm verilmiş olması, kusur belirlemesi, tazminatlar ile tedbir ve yoksulluk nafakası yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek kusur belirlemesi ve tazminatların miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, bozmaya uygun hüküm kurulup kurulmadığı, açılan boşanma davasında kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 174 üncü maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı kadın vekilinin tüm, davacı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2 Davacı erkek tarafından açılan boşanma davasının yapılan yargılaması sonucunda İlk Derece Mahkemesinin 20.05.2022 tarihli kararı ile tarafların eşit kusurlu olduğundan bahisle davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesine, tarafların tazminat taleplerinin ise ayrı ayrı reddine karar verilmiş, karar taraflarca istinaf edilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurusu esastan reddedilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın davalı kadın vekili tarafından kusur belirlemesi ve reddedilen tazminat talepleri yönünden temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 02.11.2023 tarihli ilamı ile Mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusurlara göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kadına nazaran daha ağır kusurlu olduğunun kabulü ve kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği belirtilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Hal böyle olunca davalı kadın vekili tarafından temyiz kapsamı dışında bırakılan yönler ise temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir. Ne var ki bozma sonrası yapılan yargılama sonucunda Mahkemece bu husus gözetilmeksizin ve bozma ilamının gereği yerine getirilmeksizin, temyizin kapsamı dışında kalarak kesinleşen boşanma hükmü, davacı erkeğin maddî tazminat talebinin reddi ve davalı kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin kısmen kabulü yönünden yeniden hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı kadın vekilinin tüm, davacı erkek vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları itirazlarının reddine ,

2.Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasından (1), (2), (3) numaralı bentlerin çıkarılması ile suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Temyiz peşin harcın istek halinde yatırana iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

15.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.