"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2024/62 E., 2024/196 K.
KARAR : Bozmaya uyularak hüküm tesisi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, tarafların eşit kusurlu olduklarına ve tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde; tarafların resmi nikahlı olmalarına rağmen evlilik birliğinin hiç kurulmadığını, tarafların nikahlarının olmasının ardından düğün hazırlığına başlandığını ancak kadının tutarsız ve olumsuz tutum ve davranışlarının olduğunu, erkeğe ağır küfür ve hakaretlerde bulunduğunu, özensiz, ilgisiz, sevgisiz, duyarsız saygısız ve soğuk davrandığını, erkeğin kariyerine ve sınava girmesine engel olduğunu, ortak konuttaki eşyaları gördüğünde erkeğin daha önce başkasıyla evlenmek niyetinde olduğu yönünde olumsuz söylemlerde bulunduğunu, kadının ailesinin evlilik birliğine müdahalede bulunduğunu, kadının ve ailesinin ailesinin, erkeğe ve erkeğin ailesine karşı küçümseyen, hor gören davranışlarda bulunduğunu, kadının erkeğe hakaret ve küfür içerikli mesajlar gönderdiğini, tarafların Burdur ve Ankara ilinde olmak üzere 2 düğün konusunda anlaştıklarını Burdur'daki düğünü kadın tarafının Ankara 'da ki düğünün ise erkek tarafının yapacağı konusunda anlaştıklarını, kadının yapacağı düğün konusunda bile ilgisizliğinin organizasyonun aksamasına ve gerginliğine sebep olduğunu belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, erkek yararına 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap-karşı dava dilekçesinde özetle; ortak hayatın kurulmasını istemeyen ve bu yönde çaba sarf etmeyen tarafın erkek olduğunu, kadının sosyal medya hesabının şifresini ele geçirerek izni olmadan paylaşımlarda bulunduğunu, nikahı işlemi olduktan sonra erkeğin tavırlarının değiştiğini, yeni eşya alacağını söylemesine rağmen bu sözünü tutmadığını, aşırı kıskanç tavırlar sergilediğini, her sabah ne giydiğini görmek için apartman çıkışındaki aynadan yüzüğünün de takılı olduğu gösterir fotoğraf istediğini, öğle arasında dışarıda yemek yememesini tembihlediğini, dışarıda yemek yediği zaman da kavga çıkarttığını, kadının nasıl tepki vereceğini görmek ve onu denemek için kadın adına isimsiz çiçekler gönderdiğini, kına gecesi için giyeceği olan kaftanla dalga geçtiğini, düğün merasimlerine 3 hafta kalmış olmasına rağmen isteksiz davranışlarının devam ettiğini, düğünün yaklaşmasıyla vaat ettiği ziynet eşyaların için ''Nasıl olsa nikahımız yapıldı, ne gerek var altın almaya, sonra bozdurup zarar etmeye ne gerek var'' şeklindeki konuşmalarının olduğunu, erkeğin ailesinin kadının ailesine karşı olumsuz tavırlar sergilediğini, henüz tarafların ayrıldıkları netleşmeden düğün salonlarının rezervasyonları ve balayı planlarını iptal ettiğini, kadının ailesini hor gördüğünü, kadını bir kalıba sokmak istediğini, kariyerine engel olduğunu belirterek 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına 300.000,00 TL maddî, 300.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 19.09.2022 tarihli kararı ile; tarafların düğün töreninin gerçekleşmesinin ardından davalı erkeğin ev düzenin bulunduğu Malatya ilinde kısa bir süre ikamet etmek konusunda geleceğe yönelik iradelerinin olduğu ve ardından kısa bir süre sonra başka bir ile tayin olacakları konusunda anlaştıkları, erkeğin evinin yeni, eksiksiz ve kullanılabilir durumda eşyalarla dolu olduğu, kadının ortak hayat kurulduktan sonra öncelikle bu eşyaları kullanmayı kabul ettiği, erkeğin dilerse eşyaları değiştirmeyi teklif etmesine veya başka bir ile tayin olduktan sonra tüm eşyaların değiştirilebileceğini vaad etmesine rağmen kadının sonradan tüm eşyaların değiştirilmesini isteyerek tutarsız davranışlar sergilediği, erkek tarafının takacağı altının toplam gramı yönünden daha önce vaadde bulunulup bulunulmadığı ve taraflar arasında önceden net bir anlaşmaya varıldığı ispat edilememiş ise de sonradan kadının annesinin takılmasını istediği toplam altın miktarı hususunda olumsuz müdahalelerde bulunduğu, kadının ise annesinin müdahalelerine sessiz kaldığı ve annesinin olumsuz müdahalelerinin etkisi altında kalarak erkeğe karşı olumsuz davranışlar sergilediği ve erkeğe hakaret içerikli mesajlar gönderdiği, erkeğin ise kadının henüz düğün töreni yapılmadan önce nikah kıyıldığının uzak aile bireyleri ve sosyal çevresi tarafından bilinmesini istememek yönünde haklı sayılabilecek görüşe sahip olduğu, erkek tarafından ayrılık aşamasına gelinen dönemde kadını zor durumda bırakmak maksadıyla daha önceden şifresini bildiği kadının sosyal medya hesabı üzerinden kadının izni ve bilgisi olmaksızın düğün davetiyesi ve nikaha ilişkin paylaşımlar yaptığı, tarafların diğer iddialarının ise ispat edilemediği, böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda kadının ağır, erkeğin ise az kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, erkek yararına 30.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin ise reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi kararının kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi ile maddî ve manevî tazminatların miktarı yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi kararının erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar ile kendi tazminat taleplerinin reddi yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 29.12.2022 tarihli kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin 29.12.2022 tarihli kararına karşı davacı-karşı davalı erkek vekili kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi ile hükmedilen maddî ve manevî tazminatların miktarları yönünden, davalı-karşı davacı kadın vekili açılan boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar ile kendi tazminat taleplerinin reddi yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairemiz 09.11.2023 tarihli ilamı ile yapılan yargılama, toplanan deliller ve dinlenen tanık beyanlarından davacı-karşı davalı erkeğin eşine güvenmeyerek ve kıskanç tavırlar sergileyerek onu denemek maksadıyla adına isimsiz çiçek yolladığı, kadının bu vakıaya dava dilekçesinde dayandığı, dosya kapsamından bu kusur ispatlanmakla erkeğe bu vakıanın kusur olarak yüklenmesi gerektiği, hal böyle iken Mahkemece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü gerektiği ve kusur durumuna göre erkek yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilme koşullarının oluşmadığından bahisle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına, davacı-karşı davalı erkek vekilinin tüm, davalı-karşı davacı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin onanmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla bozma ilamına uyulmakla davalı kadının tüm eşyaların değiştirilmesini isteyerek tutarsız davranışlar sergilemiş olduğu, erkek tarafının takacağı altının toplam gramı yönünden daha önce vaadde bulunulup bulunulmadığı ve taraflar arasında önceden net bir anlaşmaya varıldığı ispat edilememiş ise de sonradan kadının annesinin takılmasını istediği toplam altın miktarı hususunda olumsuz müdahalelerde bulunduğu, kadının annesinin müdahalelerine sessiz kaldığı ve annesinin olumsuz müdahalelerin etkisi altında kalarak erkeğe karşı olumsuz davranışlar sergilediği ve dinlenen kadın tanık beyanları ve dosyaya sunulan bilirkişi raporu ile desteklenen şekilde erkeğin dosyaya sunmuş üzere olduğu erkek aleyhine hakaret içerikli mesajlar göndermiş olduğu, erkeğin ise özellikle dinlenen davacı tanığı ... E.'nin tanık beyanı ile kanaat getirildiği üzere kadının henüz düğün töreni yapılmadan önce nikah kıyıldığının uzak aile bireyleri ve sosyal çevresi tarafından bilinmesini istememek yönünde haklı sayılabilecek görüşe sahip olduğu, erkek tarafından ayrılık aşamasına gelinen dönemde kadını zor durumda bırakmak maksadıyla daha önceden şifresini bildiği kadının sosyal medya hesabı üzerinden davalı kadının izni ve bilgisi olmaksızın düğün davetiyesi ve nikaha ilişkin paylaşımlar yaptığı ve davacı-karşı davalı erkeğin eşine güvenmeyerek ve kıskanç tavırlar sergileyerek onu denemek maksadıyla adına isimsiz çiçek yolladığı, belirlenen ve gerçekleşen kusur durumlarına göre tarafların eşit kusurlu olduğu ve eşit kusur halinde taraflar lehine maddî ve manevî tazminat verilemeyeceği belirtilerek her iki davanın da kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, tarafların ayrı ayrı tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı- karşı davalı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı- karşı davacı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, kendi tazminat taleplerinin reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında bozma ilamının gereğinin yapılıp yapılmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 174 üncü, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
Taraflarca karşılıklı yapılan yargılama sonucunda kadının ağır kusurlu olduğundan bahisle davanın kabulüne ve fer'îlerine karar verilmiştir. Yukarıda sefahati açıklandığı üzere taraf vekilleri tarafından hüküm temyiz edilmekle Dairemiz 09.11.2023 tarihli ilamı ile tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü ile erkek lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilemeyeceği belirtilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Bu defa Mahkemece bozma ilamına uyulmakla ve bozma ilamının gereği yerine getirilmeksizin, her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, tarafların tazminat taleplerinin reddine karar vermiştir. Mahkemece verilen ilk hükmün bozma kapsamı dışında kalan kısımlarının kesinleştiği, bu durum gözetilmeden; her iki tarafın davasının kabulü şeklinde boşanma hükmü yönünden yeniden karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasından A-" Asıl davanın KABULÜ ile " ibaresinin ve (A-1) bendinin, yine B-" Karşı davanın KABULÜ ile" ibaresinin ve (B-1) bendinin tamamen çıkartılmasıyla DÜZELTİLEREK, taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının ise yerinde görülmemesi sebebiyle reddiyle, temyiz edilen hükmün ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
22.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.