Logo

2. Hukuk Dairesi2024/6428 E. 2024/7549 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında erkeğin kusurlu davranışının manevi tazminat gerekçesi oluşturup oluşturmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay, erkeğin kadının ailesinin yanında evlilik yüzüğünü çıkarıp gitmesinin hem boşanmaya sebep olan kusurlu bir davranış hem de kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğunu değerlendirerek manevi tazminat talebinin reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararını bozmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/923 E., 2024/1388 K.

KARAR : Bozmaya uyularak hüküm tesisi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi kararının kadının boşanma davası yönünden bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan yönlerden onanmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kadının davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına ve 50.000,00 TL maddî tazminata, kadının manevi tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava ile cevaba ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının, ailesine ve arkadaşlarına, eşinin kumar borcu olduğunu, altınları kumar borcu için bozdurduğunu söylediğini, kadının habersiz doğum kontrol hapı kullandığını, araç alımı nedeniyle kredi çekmelerine rağmen "Senin borcun ömür boyu bitmez biz ömür boyu borç öderiz, biz hiçbir şeyin sahibi olamayız" şeklinde sözler söylediğini, bu davranışları ile güven sarsıcı davranışta bulunduğunu, kadının iddialarının gerçek olmadığını ve kabul etmediklerini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, karşı davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili cevap ile karşı dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin iddialarının gerçek olmadığını, erkeğin evlilik birliği yükümlülüklerini yerine getirmediğini, müvekkili ile ilgilenmediğini, ihtiyaçları karşılayamadığı için müvekkilinin çalışmak zorunda kaldığını, evlilik öncesi borçlarını gizlediğini ve yalan söyleyerek güven sarsıcı davranışta bulunduğunu, şans oyunları oynamaması konusunda uyarmasına rağmen ciddiye almadığını ve oynamaya devam ettiğini, erkeğin bilgisi ile doğum kontrol hapı kullanıldığını, erkeğin yüzüğünü çıkararak ortak evi terk ettiğini ileri sürerek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin davasının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 30.09.2021 tarihli, 2020/60 E., 2021/557 K. sayılı kararı ile; erkeğin davasının ispatlanamadığı, buna karşı erkeğin borcu olduğunu kadından gizlediği, kadının bu borcu evlendikten sonra öğrendiği ve bu sebeple çalışmak zorunda kaldığı, en son yüzüğü çıkarıp evi terk ettiği anlaşıldığından erkeğin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tam kusurlu, kadının ise kusursuz olduğu gerekçesi ile asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, kadın lehine aylık 350,00 TL yoksulluk nafakası ile 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 16.03.2023 tarihli ve 2021/2852 Esas, 2023/700 Karar sayılı kararıyla; erkeğe izafe edilen kusurlar yönünden dinlenilen kadın tanıklarının beyanlarının bir kısmının duyuma dayalı, bir kısmının ise sebep ve saiki açıklanmayan, inandırıcı olmaktan uzak izahlar olduğu, gerçekleşen bu durum karşısında evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet veren olaylarda erkeğin kusurunun ispatlanamadığı, kadının boşanma davasının da reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesi ile davacı- karşı davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kadının karşı davası yönünden kaldırılmasına ve bu yönden esas hakkında yeniden hüküm tesisine, davalı-davacı kadının boşanma davası ile yoksulluk nafakası ve maddî, manevî tazminat talebinin reddine, davacı-davalı erkek vekilinin sair, davalı-davacı kadın vekilinin tüm istinaf itirazlarının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 24.01.2024 tarihli, 2023/3962 E., 2024/478 K. sayılı kararı ile "...Her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin kusuru bulunmadığından bahisle davasının reddine karar verilmiş ise de, yapılan yargılama ve toplanan delillerden, erkeğin, kadının ailesinin yanında evlilik yüzüğünü çıkararak bırakıp gittiği ve bu suretle kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davalı-davacı kadın dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında birlikte yaşamaya zorlamanın kanunen mümkün görülmemesine göre kadının davasının kabulü ile boşanmaya karar verilecek yerde hatalı değerlendirme ile kadının davasının reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir." gerekçesiyle kadının boşanma davası yönünden bozulmasına, erkeğin tüm temyiz itirazlarının reddi ile erkeğin davası yönünden hükmün onanmasına karar verilmiştir.

B Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ailesinin yanında evlilik yüzüğünü çıkararak bırakıp giden erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle kadının davasının kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, kadın yararına 50.000,00 TL maddî tazminata, koşulları oluşmadığından kadının manevî tazminat ve yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davalı- davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi ve maddî tazminat yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, reddedilen manevî tazminat ve yoksulluk nafakası talepleri yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, bozma ilamının gereğinin yerine getirilip getirilmediği, kesinleşen yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenip incelenemeyeceği, maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası noktasında olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası; 174 üncü, 175 inci maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; davacı-davalı erkek vekilinin tüm, davalı-davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Dairemizin 24.01.2024 tarihli bozma kararında da belirtildiği üzere boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin, kadının ailesinin yanında evlilik yüzüğünü çıkararak bırakıp gittiği ve bu suretle kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu kusurlu davranış aynı zamanda kadının kişilik haklarına da saldırı teşkil eder niteliktedir. Kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası koşulları somut olayda oluşmuştur. O halde tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kusurun ağırlığı ve hakkaniyet kuralları gözetilerek davalı-davacı kadın yararına uygun miktarda manevî tazminata hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde talebin reddi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının reddedilen manevî tazminat yönünden kadın yararına BOZULMASINA,

2.Davacı -davalı erkek vekilinin tüm, davalı-davacı kadın vekilin sair temyiz tirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıdaki temyiz giderinin Ali'ye yükletilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran Ümmü'ye iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.10.2024 tarihinde oy birliği ile karar verilmiştir.