Logo

2. Hukuk Dairesi2024/6996 E. 2024/7555 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kusur belirleme, maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası konularında anlaşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bozma kararı kapsamı dışında kalan ve kesinleşen hususlar ile bozmaya uyularak karşı taraf lehine oluşan hakların yeniden değerlendirilmesinin mümkün olmadığı gözetilerek, İlk Derece Mahkemesi'nin bozmaya uygun kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2023/286 E., 2023/391 K.

KARAR : Bozmaya uyularak hüküm tesisi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi kararının kusur belirlemesi ve kadının reddedilen tazminat talepleri yönlerinden esastan ret kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararınınkusur belirlemesi ve kadının reddedilen tazminat talepleri yönlerinden bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı-davalı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin ikinci evliliğinin olduğunu, bu evlilikten de bir ortak çocuğunun bulunduğunu, bu çocuğun müvekkilinin annesi ve babasının yanında kaldığını, eski eşinden olan çocuğun davalı kadın için sürekli bir sorun oluşturduğunu, çocuğun evlerine gelmesine karıştığını kavga çıkarttığını, evlilik süresince kadının gerekçesiz olarak 9-10 kez evi terk ettiğini, kadının, boşanmadan nafaka alıp annesinin yanında kalmak istediği yönünde erkeği tehdit ettiğini, ilk evliliğinden çocuğu eve getirmeyeceğine dair taahhüt vermediğini, kadının her fırsatta erkeği sevmediğini dile getirdiği, ziynetlerin kadında kaldığını iddia ederek asıl davanın kabulüne karşı davanın reddine, evlilik birlikteliğinin temelinden sarsılması nedeni ile tarafların boşanmasına, ortak çocuğun velâyetinin erkeğe verilmesine, erkek yararına 10.000,00 TL maddî 10.000,00TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı erkeğin ileri sürdüğü iddiaların asılsız ve gerçek dışı olduğunu, davacının evlilik öncesinde kendi çocuğunu ortak haneye taşımayacağına dair taahhütte bulunduğu halde bunu yerine getirmeyerek huzursuzluk çıkartarak geçimsizliğe neden olduğunu, evi terk nedeninin erkeğin kendisini önemsememesi, eş ve insan yerine koymaması, sürekli dışlamasından kaynaklandığını, erkeğin fiziksel şiddet uyguladığını, kadının ve çocuğun hastalığında kendileri ile ilgilenmediğini, para desteğinde bulunmadığını iddia ederek asıl davanın reddine karşı davanın kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, 10.000,00TL değerindeki ziynet eşya alacağına, kadın yararına 10.000,00 TL manevî tazminata, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, çocuk yararına aylık 300,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesine nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili ikinci cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin şiddete maruz kaldığını, tüm bu insanlık dışı muamelelerden korunmak ve çocuğunu dünyaya getirmek için doğuma kadar ailesinin yanına sığınmak zorunda kaldığını, erkeğin kadını borca soktuğunu, kadına ekonomik, cinsel şiddet uyguladığını, kadını sürekli parasız bıraktığını, hastaneye gitmek için bile para vermediğini, zorla cinsel ilişkiye zorladığını, kadının istemediği zamanlarda döverek ilişkiye girdiğini, en son olarak erkeğin kadını dövdüğünü, kadının dışarıdan yardım istememesi için evin kapı ve pencerelerini kilitlediğini, kadının de kardeşini arayarak yardım istediğini bu sefer yardıma gelen kız kardeşini dövdüğünü, dayısının kurtardığını, sonrasında bir araya gelmediklerini, kadının altınlarının hileyle elinden alındığını, iddia ederek asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulü ile boşanmaya karar verilmesini, kadın lehine 50.000,00 TL manevî ve 50.000,00 TL maddî tazminata karar verilmesini, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, kadın ve çocuk için ayrı ayrı aylık 750,00 TL tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesine, ziynet altınlarının aynen iadesine, mümkün değilse rayiç değerlerinin dava tarihinden işleyecek faiziyle ödenmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin, kadına fiziksel şiddet uyguladığı, hastalanıp hastaneye yatan eşi ile ilgilenmediği, çocuğu ile ilgilenmediği, kadının ise sık sık evi terk ettiği, birlikte yaşamaktan kaçındığı ve davalı kadının kardeşinin davacı erkeği dövdüğü, davalı kadının bu duruma sessiz kaldığı, bu haliyle tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesi ile; asıl ve karşı davanın kabulüne, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, rapor ve ortak çocuğun beyanı doğrultusunda ortak çocuğun velâyetinin anneye verilerek baba ile çocuk arasında kişisel ilişki düzenlenmesine, çocuğun eğitim ve bakım masrafları için aylık 300,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın boşanma ile birlikte yoksulluğa düşeceğinden aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, tarafların eşit kusurlu olması nedeniyle tazminat taleplerinin reddine, kadının, altınların kendisinde olmadığını kanıtlayamadığından ziynet eşyası alacağı talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 17.11.2022 tarihli ve 2022/1142 Esas, 2022/2757 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğundan davalı-davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-davacı kadın vekili tarafından kusur tespiti ve tazminat taleplerinin reddi yönlerinden temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Dairemiz15.06.2023 tarihli ve 2023/564 Esas, 2023/3231 Karar sayılı kararı ile; İlk Derece Mahkemesince erkeğe yüklenen kusurların erkek tarafından istinaf edilmeyerek kesinleştiği, kadına kusur olarak yüklenen, kadının kardeşinin erkeği dövdüğü, kadının bu duruma sessiz kaldığı vakıası ise dinlenilen tanık beyanlarına göre ispatlanamadığından, İlk Derece Mahkemesince ispat edilemeyen bu vakıanın kadına kusur olarak yüklenmesinin doğru görülmediği, boşanmaya sebebiyet veren ve gerçekleşen vakıalarda erkeğin, kadına göre daha ağır kusurlu olduğu, gerçekleşen bu durum karşısında, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakları zarar gören, mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen az kusurlu kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve maddî ve manevî tazminatlar yönlerinden kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve maddî ve manevî tazminatlar yönlerinden bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamına uyulmakla, erkeğin kadına şiddet uyguladığı, hastalanıp hastaneye yatan eşi ile ilgilenmediği ve çocuğu hastalandığında ilgilenmediği, ortak çocuğu davalı kadının kendi babası ile birlikte hastaneye götürdüğü, kadının ise; sık sık evi terk ettiği ve bu suretle birlikte yaşamaktan kaçındığı, bu haliyle erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine baba ile kişisel ilişki düzenlenmesine, çocuğun eğitim ve bakım masrafları için aylık 300,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın boşanma ile birlikte yoksulluğa düşeceğinden aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakları zarar gören, mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen kadın yararına 40.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, ziynet eşyası alacağının reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur değerlendirmesi, maddî ve manevî tazminatlar ile yoksulluk nafakası yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davasında, ortak hayatı temelinden sarsacak ve birliğin devamına imkan vermeyecek bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50 inci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı-davalı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.