"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1687 E., 2023/1411 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Erzurum 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/314 E., 2022/276 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; tarafların 25.01.2019 tarihinde evlendiklerini, bu evlilikten ortak çocuklarının bulunmadığını, davalının, müvekkiline; ağa kızı olduğunu ailesinin çok kalabalık olduğunu ancak tarafların düğününe davalının yakınlarından kimsenin katılmadığını, müvekkilinin davalıya bu durumu sorması üzerine davalının bütün aile mensuplarıyla kavgalı ve küs olduğunu, müvekkilinin, davalıya her zaman sevgi ile yaklaştığını fakat davalının, müvekkiline hakaret şiddet ve baskıda bulunduğunu, davalının, müvekkiline yapmış olduğu nikah tazeleme teklifini reddetmediğini ve 20.000,00 TL masraf yaptığını, davalının, müvekkilinin kızına ve rahmetli eşine hakaretler ettiğini, müvekkilinin yaşlı olan annesine küfürler ederek şiddet uyguladığını, davalının gece vaktinde evin kapılarını yumruklayarak ve son derece yüksek sesle bağırarak evin tapusunun kendi üzerine yapılmasını istediğini, sonraki zamanlarda da arabayı üzerime yapın diye evin altını üstüne getirdiğini, davalının istekleri yerine gelmediği için müvekkiline ve annesine bıçak çektiğini ve tehdit ettiğini bu nedenlerle tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, müvekkili lehine 20.000,00 TL maddî tazminat ve 50.000,00 TL manevî tazminata ayrıca yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili tarafından sunulan cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; erkek eşin tanıklarının beyanlarda müvekkilinin erkek eşe hakaret ederdi söylemleri dışında bir ifadelerinin bulunmadığını, erkek eşin müvekkilinin böyle bir söz söylediğine dair beyanı bulunmadığını, yerel mahkeme tarafından müvekkiline kusur atfedilmesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin evlilik birliğinin devam etmesi için ailesi tarafından verilen çeyiz parasını erkek eş ve ailesinin ihtiyaçları için harcadığını, erkek eşin geri ödeyeceğini belirterek borç aldığını, evlilik birliğinin devam etmesi müvekkili tarafından istendiğini, bu durumun tanık beyanlarıyla ispatlandığını, erkek eş tarafından müvekkilinin psikolojik tedaviler aldığı yönünde haksız ithamlarda bulunulduğunu, kurumdan gelen yazıdan anlaşılacağı üzeri böyle bir kaydı olmadığını, müvekkilinin gelirinin olmadığını beyanla davanın reddini, aylık 5.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile lehine 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının dava dilekçesinde davalı kadına kusur olarak izafe ettiği davalı kadının evlilik birliği içerisinde davacı erkeğe hakaret ettiği, davacı erkeğin annesini itekleyerek fiziksel şiddet uyguladığı, davacı erkeğe ait olan ev ve arabanın mülkiyetine alma konusunda ısrar edip bu konuda sürekli tartışma çıkardığına dair iddialarının maddi olayları doğrular ve destekler somut görgüye dayalı tanık beyanları ile ispatlandığı yine davalı kadının ibraz etmiş olduğu cevap dilekçeleri ile davacı erkeğe kusur olarak izafe ettiği, davacı erkeğin davalı kadına haber vermeden üzerine kayıtlı mal varlıklarını ilk evliliğinden olan çocuklarına devrettiği, davacı erkeğin müşterek evin yedek anahtarını kendi erkek kardeşine verdiği davacının ilk evliliğinden olan kızının tarafların boşanmaları için davacı erkeğe baskı yaptığı ve bu hususta davacı erkeğin sessiz kaldığı, davacı erkeğin ilk evliliğinden olan kızının, davalı kadına fiziksel şiddet uygularken davacının, davalıyı haksız bularak davalıya sahip çıkmadığı ve müşterek evin ihtiyaçlarını genelde davalı kadının karşıladığı davacı erkeğin bu konuda müşterek konut ile yeterince ilgilenmediğine dair iddiaların maddi olayları doğrular ve destekler somut görgüye dayalı tanık beyanları ile ispatlandığı bu yönüyle tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi sonucunda davacı erkeğin boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu olduğu, davalı kadının ise hafif kusurlu olduğunun kabulü gerektiği gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, davacının maddî ve manevî tazminat talebinin reddine, davalı kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına 15.000,00 TL maddî ve 13.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kusurun hatalı belirlendiğini, nafaka ve tazminat miktarlarının çok düşük olduğunu, erkek eşin tazminat taleplerinin reddedildiğini, Mahkeme tarafından erkek eşe avukatlık ücreti taktir edilmesi, müvekkili lehine avukatlık ücreti taktir edilmemesi yönlerinden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1)inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusurun hatalı belirlendiğini, boşanma, nafaka ve tazminat miktarlarının çok düşük olduğunu, erkek eşin tazminat taleplerinin reddedildiğini, Mahkeme tarafından erkek eşe avukatlık ücreti taktir edilmesi, müvekkili lehine avukatlık ücreti taktir edilmemesinin hatalı olduğunu ileri sürerek hükmün tamamı yönünden temyiz dilekçesi sunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, boşanma hükmü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar ile yargılama giderleri ve vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü maddesi, 326 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 389 uncu ve devamı maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi birinci ve ikinci fıkrası. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.