"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 56. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/140 E., 2023/327 K.
KARAR : Kararın kısmen kaldırılarak yeniden kısmen esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Küçükçekmece 4. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/627 E., 2021/703 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın ve birleşen davanın kabulüne ve boşanmanın ferilerine karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, erkek yararına 25.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata, mal rejiminin tasfiyesine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı-davalı erkek vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının ididalarını kabul etmediklerini delil olarak sunulan savcılık soruşturmasının, tarafların birbirlerine yönelik davranışına ilişkin olduğunu iddia ederek kadının davasının reddine, erkeğin davasının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir
II. CEVAP
1.Davalı-davacı kadın davaya cevap vermemiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; erkeğin kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; tarafların uzun süredir ayrı yaşadıkları, dinlenen tanık beyanlarından tarafların halen ayrı yaşamaya devam ettikleri, biraraya gelmedikleri, tanık beyanları ve ceza dosyası içeriğinden; evliliğin bu duruma gelmesine tarafların birbirlerine karşı şiddete başvurmaları ve hakaret içerir sözleri karşılıklı söylemeleri şeklinde eşit kusurlu davranışlarının sebep olduğu, evlilik birliğinin devamında taraflar bakımından korunmaya değer menfaat bulunmadığı gerekçesi ile; asıl dava ve birleşen davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, tarafların kusurları eşit görülmekle boşanmanın ferilerine ilişkin her iki tarafın tazminat taleplerinin koşulları oluşmadığından reddine, kadın yararına aylık 600,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, mal paylaşımına yönelik davanın bu davadan tefrikine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadının reddedilen tazminat talepleri, kadın yararına hükmedilen nafaka miktarı, yönlerden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmadığından kadının kabul edilen davasının boşanmaya ilişkin bölümü kesinleştiği, mahkemece kesinleştirme işlemi yapıldığı, davacı-davalı erkeğin istinaf kanun yoluna başvurmadığından erkek açısından kusur belirlemesi ve dayanak vakıalar kesinletiği, tanık anlatımı ve dosya kapsamına göre, tarafların yaklaşık 10 yıldır ayrı yaşadığı, Sarız Asliye Ceza Mahkemesinin 2020/26 Esas 2012/8 Karar sayılı kararı ile her iki tarafın da eşe karşı müessir fiil uygulamaktan cezalandırılmasına karar verildiği, eşlerin karşılıklı fiziksel şiddeti nedeniyle haklarında düzenlenen darp raporları da şiddet iddialarını kanıtladığı, kadın tanığı İbrahim ceza mahkemesi kararına konu olayda, erkeğin kadına silah çektiğini bildirmiş ise de olay esnasında tarafların yanında üçüncü bir kişinin bulunmadığı ceza mahkemesinin gerekçeli kararında betimlenen kamera görüntüleri ile sabit olduğu, tanığın bu anlatımına itibar edilmemesinin yerinde olduğu, tanık anlatımında geçen erkeğin kadının evine gelerek öldürmekle tehdit ettiğine ilişkin olayın ise eldeki dava açıldıktan sonra gerçekleştiği, dava açıldıktan sonra gerçekleşen bu olayın erkeğe kusur olarak yüklenmemesinin doğru olduğu, kadın birleşen davasında erkeğin maddî destek sağlamaması nedeniyle evinin elektrik ve suyunun kesildiğini ileri sürdüğü bu durumun tanık anlatımı ile sabit olduğu, kadına, erkeğe hakaret ettiği gerekçesiyle kusur yüklenmişse de tanıkların bu yöndeki anlatımları soyut ve genel nitelikte anlatımlar olup, sebebi ve saiki açıklanmayan anlatımlar nedeniyle kadına erkeğe hakaret kusurunun yüklenmesi doğru olmadığı, sonuçta erkeğin kadına hakaret ettiği, şiddet uyguladığı, maddî destek sağlamaması sebebiyle kadının elektrik ve suyunun kesildiği, kadının da erkeğe şiddet uyguladığı dosya kapsamından ve görgüye dayalı tanık anlatımlarından sabit olduğu, yaşanan olaylar karşısında evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakasının miktarının az olduğu gerekçesiyle; davalı-davacı kadının erkeğin davasının kabulüne yönelik istinaf talebinin esastan reddine, davalı-davacı kadının kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddine, yoksulluk nafakasının miktarına yönelik istinaf taleplerinin esastan kabulü ile; taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkeğin ağır,kadının az kusurlu olduğunun tespitine, Küçükçekmece 4. Aile Mahkemesinin 16.12.2021 tarih ve 2019/627 Esas- 2021/703 Karar sayılı kararının tazminatlara ilişkin 3.bendi ile yoksulluk nafakasına ilişkin 4.bendinin kaldırılmasına; kadın yararına 40.000,00 TL maddî tazminat ve 30.000,00 TL manevî tazminata, davacı-davalı erkeğin koşulları oluşmayan maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, davalı-davacı kadın için 12.11.2019 tarihinden itibaren takdir edilen aylık 600,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, kararın kesinleşme tarihinden itibaren aylık 800,00 TL yoksulluk nafakasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ve nafaka ile erkeğin reddedilen tazminat talepleri yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına nafaka ve tazminat takdirinin ve miktarlarının isabetli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un, 4 üncü, 6 ıncı, 166 ncı, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 176 ncı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı- davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.