Logo

2. Hukuk Dairesi2024/752 E. 2024/9077 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında maddi ve manevi tazminat miktarının yetersizliği iddiası.

Gerekçe ve Sonuç: Hakkaniyet ilkesi, Türk Borçlar Kanunu'nun 50. ve 51. maddeleri ile Türk Medeni Kanunu’nun 174. maddesi gözetilerek, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur dereceleri değerlendirildiğinde, hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarının yetersiz bulunması nedeniyle bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 56. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/220 E., 2023/360 K.

DAVA TÜRÜ : Boşanma

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 6. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/237 E., 2021/575 K.

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm tarafından davalı-davacı kadın tarafından: tedbir nafakasının miktarı, nafakanın döviz karşılığı Türk Lirası olarak hükmedilmemesi, yoksulluk nafakası talebinin reddi, tazminat miktarları yönünden; davacı-davalı erkek tarafından ise kusur belirlemesi, tedbir nafakası, aleyhine hükmedilen tazminatlar, velâyet, kişisel ilişki kurulmaması yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

Taraflarca karşılıklı olarak açılan evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davalarının İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, erkeğin tam kusurlu olduğundan bahisle erkeğin davasının reddine, kadının davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuk Melis'in velayetinin anneye bırakılmasına, çocuk ve baba arasında kişisel ilişki tesisine yer olmadığına, kadın yararına 100.000,00'er TL maddî ve manevî tazminata, yargılama sırasında kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasının kaldırılmasına, kadının yoksulluk nafakası talebinin ise reddine hükmedilmiştir. Kararın taraflarca istinafı üzerine Bölge Adliye Mahkemesince karar usul ve yasaya uygun bulunmakla istinaf itirazlarının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiş, hüküm yukarıda gösterildiği şekilde taraflarca temyiz edilmiştir.

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı -davalı erkek vekilinin tüm, davalı-davacı kadın vekilinin ise aşağıdaki paragrafın kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında, davalı-davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu’nun 50 ve 51. maddesi hükümleri dikkate alınarak, daha uygun miktarda maddî ve manevî (TMK m. 174/1-2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.

KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın lehine hükmedilen maddi ve manevi tazminatlar yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi kararının kadın lehine hükmedilen maddi ve manevi tazminatların miktarı yönünden kadın yararına BOZULMASINA,

2.Davacı -davalı erkek vekilinin tüm, davalı -davacı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Özcan'a yükletilmesine,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden Hülya'ya iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.