"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1767 E., 2023/2634 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/1190 E., 2022/432 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın ve birleşen davanın kabulüne ve boşanmanın ferilerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğni iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 300.000,00 TL maddî, 300.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı-davalı kadın vekili birleşen davada cevap dilekçesinde özetle; erkeğin iddialarını kabul etmediklerini, erkeğin kusurlu olduğunu iddia ederek erkeğin davasının reddine kadının davasının kabulüne karar verilmesin talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı erkek vekili davaya cevap vermemiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; kadının kusurlu davranışların nedeniyle evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, erkek yararına 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; kadının erkeğin annesine hakaret ettiği ve erkeğin annesini müşterek evde istemediğinin sabit olduğu, erkeğin ise kadını evden kovduğu, öldürmekle tehdit ettiği, ortak evin ihtiyaçlarını sağlamadığı, tanık anlatımlarında yer alan ekran görüntülerinde erkeğin numarasının da gözüküyor olması sebebiyle erkeğin başka kadınlarla yazıştığının kadına karşı evlilik birliğinde sadakat yükümlülüğünü ihlale varmayan güven sarsıcı hareketlerde bulunduğunun sabit olduğu, bu hususların taraflara kusur olarak izafe edilebileceği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kadının az kusurlu, erkeğin ise ağır kusurlu bulunduğu, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, tarafların evlilik birliğindeki kusur durumları gözetilerek erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesi ile; asıl davanın ve birleşen davanın kabulüne tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci-ikinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, nafakanın gelecek yıllarda kararın kesinleştiği tarih başlangıç tarihi olarak kabul edilerek, yıllık ÜFE artış oranında artırılmasına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakanın gelecek yıllarda kararın kesinleştiği tarih başlangıç tarihi olarak kabul edilerek, yıllık ÜFE artış oranında artırılmasına, kadın yararına 18.000,00 TL maddî, 18.000,00 TL manevî tazminata ve erkeğin maddî ve manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; çocuk ile baba arasındaki kişisel ilişki, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tazminatların ve çocuk lehine hükmedilen nafakaların miktarı yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, erkeğin reddedilen tazminat talepleri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince kadına verilen kusurların yerinde olduğu, kadına verilecek başkaca bir kusur bulunmadığı, tanık ...'nin tarihi belli olmayan bir olaydan bahsetmesi dikkate alınarak erkeğin güven sarsıcı davranışından bahsedilemeyeceği, erkeğe verilen diğer kusurların yerinde olduğu, erkeğin ayrıca tanıklar ..., ... ve ...'nin beyanı ile kadını başkalarından para istemeye zorladığı yönüyle kusurlu bulunduğu anlaşılmakla; kusura yönelik tarafların istinafının kısmen kabulü gerektiği, gerçekleşen kusur durumuna göre erkeğin ağır kadının hafif kusurlu olduğu yönündeki mahkemenin kusur dağılımı yerinde olduğu, davacı kadının öğretmen olarak çalıştığını, öngörülen tüm okul tatillerinde çocukla baba arasında şahsi ilişki tesisine karar verildiğini belirterek, şahsi ilişki hükmüne itiraz ettiği, annenin çalışma saatleri, çocuğun yaşı ve üstün yararı, anne ile geçirmesi gereken süre dikkate alınarak şahsi ilişki kararı fazla bulunduğundan, davacı kadının istinaf talebinin kısmen kabulü ile baba ile çocuk arasında yeniden şahsi ilişki kurulduğu, çocuk lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakasının az olduğu, boşanma ile kadının yoksulluğa düşmeyeceği ekonomik sosyal durum raporuyla sabit olmasına göre kadın için yoksulluk nafakası takdiri isabetsiz bulunarak, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddi gerektiği ve kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarının yetersiz kaldığı gerekçesi ile tarafların, karşılıklı davaların kabulüne, davalı-davacı erkeğin, velâyete, ortak çocuk için verilen tedbir - iştirak nafakasına, kadın için verilen tedbir nafakasına, kadın için verilen tazminatlara ve kendi tazminat taleplerinin reddine yönelik istinaf taleplerinin 100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine, tarafların, kusura yönelik istinaf taleplerinin kısmen kabulüne, davacı-davalı kadının, kişisel ilişki süresine yönelik istinaf talebinin kısmen kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının hüküm fıkrasının a3.bendinin kaldırılarak, bu bent yerine yeniden hüküm tesisine, davacı-davalı kadının, ortak çocuk için verilen tedbir nafakasına yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne, iştirak nafakasına yönelik istinaf talebinin ise kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının hüküm fıkrasının a5.bendinin kaldırılarak, bu bent yerine yeniden hüküm tesisine, ortak çocuk ... için dava tarihinden Dairenin karar tarihine kadar aylık 750,00 TL, Daireniz karar tarihinden boşanma kararının kesinleşme tarihine kadar ise aylık 2.000,00 TL tedbir nafakasına ve aynı miktar nafakanın iştirak nafakası olarak devamına ve kararın kesinleşmesini takip eden her yıl ÜFE oranında artırılmasına, davacı-davalı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, davacı-davalı kadının, maddî-manevî tazminata yönelik istinaf talebinin kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının hüküm fıkrasının A6 ve A7. bentlerinin kaldırılarak, bu bentler yerine yeniden hüküm tesisine, kadın yararına 60.000,00 TL maddî tazminata ve 60.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin davasının kabulü, kusur incelemesi, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddi, kadın lehine hükmedilen tazminatların miktarı, ortak çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakasının miktarı yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tazminatlar ve nafaka, erkeğin reddedilen tazminat talepleri yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, her iki boşanma davasının kabulünün dosya kapsamına uygun olup olmadığı, kadın yararına tedbir nafakası ve tazminat takdirinin ve miktarlarının isabetli olup olmadığı, kadının reddedilen yoksulluk nafakası talebinin ve çocuk için hükmedilen iştirak nafakasının miktarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un 190 ıncı 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un, 4 üncü, 6 ncı, 166 ıncı, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 176 ıncı, 182 nci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.