Logo

2. Hukuk Dairesi2024/776 E. 2024/8436 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun kimde olduğu, velayet, nafaka ve tazminat miktarlarının tespiti uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelden sarsıldığı, davacı erkeğin ağır kusurlu, davalı kadının hafif kusurlu olduğu, velayet, nafaka ve tazminat hususlarında yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek, direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1523 E., 2023/2669 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/438 E., 2022/65 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın ve karşı davanın kabulüne ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; kadının kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, erkek yararına 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin iddialarını kabul etmediğini, erkeğin kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini iddia ederek erkeğin davasının reddini istemiş, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocukların her biri yararına aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakaların her yıl ÜFE oranında artışa bağlanmasına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; taraflar arasında geçimsizlik bulunduğu, kadının eşine yönelik ne iş çeviriyorsun ne yapıyorsun, sen başka biriyle konuşuyorsun diyerek aşırılık teşkil eden baskıcı ve şüpheci davranışlar sergilediği, eşine hakaret ettiği, eşine çatal bıçak fırlattığı anlaşılmakla kusurlu olduğu, erkeğin de eşine yönelik o...punun kızı, domuzun kızı şeklinde küfürler ederek hiçbir şey yapmıyorsun, kadın değilsin, beceriksizsin şeklinde aşağılayıcı sözler söyleyerek aşağıladığı, eşine birden çok kez darp uyguladığı, ortak çocuklara da erkeğin darp uygulayarak onlara kamyon çarpması ve ölmeleri için beddualar ettiği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda davacı karşı davalı erkeğin ağır kusurlu olduğu, davalı karşı davacı kadının hafif kusurlu olduğu tespit edildiği, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, erkeğin ağır kusurlu olması nedeniyle maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar vermek gerektiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararlarına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesi ile; asıl davanın ve karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci-ikinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocukların her biri yararına aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, bu nafakanın her yıl TÜİK tarafından açıklanan yıllık ÜFE oranında artırılmasına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, bu nafakanın her yıl TÜİK tarafından açıklanan yıllık ÜFE oranında artırılmasına, kadın yararına 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur tespiti, kadının boşanma davasının kabulü, velâyet, kadın lehine hükmedilen tazminatlar, yargılama gideri ve vekâlet ücretini, erkeğin tazminat taleplerinin reddini, aleyhe hükmedilen iştirak ve yoksulluk nafakalaryönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur tespiti, erkeğin davasının kabulünü, kadın lehine hükmedilen nafaka ve tazminat miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerden, erkeğe yüklenen kusurların gerçekleştiği, erkeğin gerçekleşen kusurlarının yanında çocukların ihtiyaçlarını karşılamadan önce zorluk çıkarma, kadının her işine karşıma ve kadının yaptığı işi beğenmeme kusurlarını da işlediği, kadına yüklenen erkeğe çatal bıçak fırlatma kusurunun hatalı olduğu, fiili ayrılıktan 6 ay önce söz konusu olayın vuku bulduğu, bu olaya rağmen tarafların evliliklerine devam ettikleri, dolayısıyla eylemin af kapsamında kaldığı, ya da en azından erkek tarafından hoş görü ile karşılandığı, affa uğramış ya da hoş görü ile karşılanan bir eylemden ötürü karşı yana kusur yüklenemeyeceği, kadının diğer kusurlarının sabit olduğu, kadının ek kusurunun ispat edilemediği, gerçekleşen olaylarda erkeğin ağır kusurlu, kadının hafif kusurlu olduğu, ortada evlilik birliğini temelinden sarsan birliğin devamına imkan vermeyen bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu, davanın ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına dair verilen kararının isabetli olduğunun değerlendirildiği erkeğin kusura yönelik istinafının reddine, kadının kusura yönelik istinafının kısmen kabulüne, tarafların davaların kabullerine yönelik istinaf taleplerinin ise reddine karar vermek gerektiği, kadın lehine takdir edilen tedbir nafakası ve yoksulluk nafakası miktarının düşük olduğu bu nedenle kadın lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, bu nafakanın kararın kesinleşmesini takip eden her yıl ÜFE oranında artırılmasına, ortak çocuk ...'ın inceleme tarihi itibariyle reşit olduğu bu çocuk yönünden velâyet ve iştirak nafakası talebi konusuz kaldığı, istinaf talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerektiği, kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarının düşük olduğu bu nedenle kadın lehine 40.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminata, davacı-davalı erkek vekilinin, kusur belirlemesine, karşı davanın kabul edilmiş olmasına, erkeğin tazminat taleplerinin reddedilmiş olmasına, kadın için verilen maddî ve manevî tazminata, çocuk ...'ın velâyetine, çocuk ...'ın için verilen tedbir ve iştirak nafakasına, kadın için verilen tedbir ve yoksulluk nafakasına, ortak çocuk ... için verilen tedbir nafakasına ve yargılama giderine yönelik istinaf taleplerinin, davalı-davacı kadın vekilinin ise, asıl davanın kabul edilmiş olmasına ve çocuklar için verilen tedbir nafakası miktarına ve ortak çocuk ... için verilen iştirak nafakası miktarına yönelik istinaf taleplerinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-davayı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının davasının kabulü, kusur tespiti, kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası, iştirak nafakası ve tazminatların esası ve miktarları, velâyet kararı, yargılama gideri ve vekâlet ücreti, erkeğin reddedilen tazminat talepleri yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin davasının kabulü, kusur tespiti, kadın lehine hükmedilen tazminatların miktarı yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin ve kadının boşanma davasının kabulünün dosya kapsamına uygun olup olmadığı, kadın yararına nafaka ve tazminat takdirinin ve miktarlarının isabetli olup olmadığı, çocuğun velâyetini ilişkin kararın ve çocuklar için hükmedilen nafakaların miktarının, yargılama gideri ve vekâlet ücretine ilişkin hükümlerin dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanunu’nun 190 ıncı 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un, 4 üncü, 6 ıncı, 166 ıncı, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 176 ncı, 182 inci, 336 ncı maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.