"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1292 E., 2023/2663 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bolvadin 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/493 E., 2022/56 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve birleşen bağımsız tedbir nafakası davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, karşı davanın reddine ve birleşen bağımsız tedbir nafakası davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekili tarafından kusur tespiti, kadının davasının kabulü, erkeğin reddedilen tazminat talepleri, kadın lehine takdir edilen yoksulluk nafakası, velâyet, çocuklar lehine hükmedilen nafaka miktarı, vekâlet ücreti ve birleşen bağımsız tedbir nafakası yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Dosya içeriğine göre birleşen bağımsız tedbir nafaka davasında hükmedilen nafakaların temyize konu edilen yıllık toplam nafaka miktarının Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca kesinlik sınırı olarak belirlenen 238.730,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davacı-davalı erkek vekilinin birleşen dava olan bağımsız tedbir nafakası davasına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı-davalı erkek vekilinin birleşen bağımsız tedbir nafakası davası dışında kalan yönlerden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-davalı erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, kadının açmış olduğu nafaka davasının reddine, erkek yararına 40.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı-davalı erkek birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının iddialarını kabul etmediklerini, kusurlu tarafın nafaka talep edemeyeceğini iddia ederek kadının kendisi için nafaka talebinin reddine, çocuklar için ise makul bir miktar ödeyebileceği bu nedenle kadının fazla talep ettiği miktarın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin iddialarını kabul etmediklerini, erkeğin kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini iddia ederek erkeğin davasının reddini istemiş, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocukların her biri yararına aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın birleşen dava dilekçesinde özetle; erkeğin evlilik sorumluluğunu yerine getirmediğini ve kadını, annesinin yanına bıraktığını, erkeğin kadına şiddet uyguladığını iddia ederek kadın yararına aylık 1.000,00 TL nafaka, ortak çocukların her biri yararına aylık 500,00 TL nafakaya hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; asıl davada kadının evlilik birlikteliğinin gerektirdiği yükümlülüklerden olan temizlik ve yemek yapmama, erkeğe hakaret etme, güven sarsıcı davranışlarda bulunma vakıalarında ağır, erkek ise evi ve çocuğu ile yeterince ilgilenmeme, kadını memleketine bırakıp giderek birlikte yaşama yükümlülüğünü ihlal etme ve Antalya ilinde bulunan ortak konutlarını kadının bilgisi olmaksızın tahliye etme vakıaları nedeniyle az kusurlu olduğu, kadının karşı boşanma davasın yönünden; evlilik birlikteliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda kadının ağır, erkeğin az kusurlu olması, kadının kusurunun niteliği göz önünde bulundurulduğunda erkeğin, karşı davacı kadının açtığı boşanma davasının reddini talep etmesinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde bulunmadığı değerlendirilerek karşı boşanma davasının reddine karar vermek gerektiği, boşanmaya neden olan olaylarda, kadının ağır kusurlu olduğu kabul edildiğinden kadının tazminat taleplerinin ve yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verildiği, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan erkek eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararlarına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu, birleşen dosya 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 197 inci maddesinde düzenlenen ayrı yaşamakta haklılık iddiasına dayalı nafaka istemine ilişkin olduğu boşanma davasında ileri sürülen vakıaların bağımsız açılan nafaka dosyasında kusur olarak değerlendirelemeyeceği erkeğin, kadının ve çocukların ihtiyaçları ile yeterince ilgilenmediği ve erkeğin kadını ve çocukları köyde kendi annesinin yanına bırakıp başka bir şehire gitme, Antalya ilinde bulunan ortak konuttaki eşyaları davalının rızası bulunmaksızın toplayarak köye gönderme ve evi tahliye etme hususlarında kusurlu olması nedeni ile, kadının ayrı yaşamakta haklı olduğu değerlendirilerek birleşen davanını kısmen kabul, kısmen reddine karar verildiği gerekçesi ile; asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine tarafların 4721 sayılı Kanunu'nun 166 ncı maddesi uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocukların her biri yararına aylık 450,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin ve yoksulluk nafakası talebinin reddine, erkek yararına 12.000,00 TL maddî, 12.000,00 TL manevî tazminata birleşen dava yönünden; davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile, kadın lehine dava tarihinden itibaren başlamak üzere 700,00 TL yardım nafakası takdirine, ortak çocuklar ... ve ... lehine ayrı ayrı 450,00'şer TL yardım nafakası takdirine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkek lehine hükmedilen tazminat miktarlarını, velâyeti kadın lehine hükmedilen yardım nafakasını, çocuklar lehine hükmedilen nafakaların miktarını birleşen davada erkek lehine vekâlet ücreti hükmedilmemesi yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur tespiti, kadının davasının reddi, erkek lehine hükmedilen tazminatların esası ve miktarı, kadının reddedilen tazminat taleplerini, yoksulluk nafakasının reddini, çocuklar lehine verilen iştirak nafakası ve birleşen davada hükmedilen nafakaların miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerden, taraflara yüklenen kusurların gerçekleştiği, erkeğin gerçekleşen kusurlarının yanında kadına birden fazla fiziksel şiddet uygulama ve kadına manevî baskı yapma kusurlarını da işlediği, kadının ise gerçekleşen kusurlarının yanında annesinin evliliğe müdahalesine sessiz kalma kusurunu işlediği, toplanan delillerin hukuka uygun olduğu, zira davalı davacı kadının isticvabında, sosyal medya hesabını davacı-davalı erkek ile birlikte kullandıklarını, her iki yanın da serbestçe bu hesaba girebildiğini belirttiği, kadının hukuka aykırı delil iddiasının varit olmadığı, gerçekleşen olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları, erkeğin gerçekleşen kusurlarının da evlilik birliğini temelinden sarsan birliğin devamına imkan vermeyen bir geçimsizlik yarattığı, kadının karşı boşanma davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin hatalı olduğu değerlendirildiği, tarafların kusura yönelen istinaflarının kısmen kabulüne, kadın vekilinin karşı davanın reddine yönelen istinafının kabulü ile karşı boşanma davasının kabulüne karar vermek gerektiği, kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası miktarının yetersiz olduğu, dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 700,00 TL tedbir nafakasına, yapılan yargılama sonucunda eşit kusurlu bulunan, boşanmayla yoksulluğa düşeceği anlaşılan kadın lehine aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, gerçekleşen olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları, her iki taraf açısından maddî ve manevî tazminatın yasal koşullarının oluşmadığı anlaşıldığından, kadının aleyhine hükmedilen tazminatlara yönelik istinaf talebinin kabulü ile erkeğin lehine tazminata hükmedilmesi talebinin reddine, aynı gerekçeyle kadının da lehine tazminata hükmedilmesine yönelik istinaf talebinin reddine karar vermek gerektiği gerekçesiyle davacı-davalı erkek vekilinin, birleşen önlem nafakası davasında çocuklar lehine hükmedilen önlem nafakasına yönelik istinaf talebinin, davalı-davacı kadın vekilinin, birleşen önlem nafakası davasına yönelik istinaf talebinin reddine, davacı-davalı erkek vekilinin, birleşen önlem nafakası davasında kadın lehine verilen önlem nafakasına, boşanma davasında çocuklar lehine hükmedilen tedbir- iştirak nafakasına, erkek lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarına, birleşen nafaka davasında erkek lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesine yönelik istinaf taleplerinin; davalı-davacı kadın vekilinin ise, hukuka aykırı delil itirazına, kadının tazminat taleplerinin reddedilmiş olmasına, çocuklar lehine hükmedilen tedbir- iştirak nafakası miktarına yönelik istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur tespiti, kadının davasının kabulü, erkeğin reddedilen tazminat talepleri, kadın lehine takdir edilen yoksulluk nafakası, velâyet, çocuklar lehine hükmedilen nafaka miktarı, vekâlet ücreti ve kadın lehine hükmedilen yardım nafakasında maddi hata yapıldığı bu nedenle kesin olduğuna yönelik verilen kararın bozulmasını ve kadın lehine hükmedilen yardım nafakasının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede kusurun kimden kaynaklandığı, kadının boşanma davasının kabulünün dosya kapsamına uygun olup olmadığı, kadın yararına yoksulluk nafakası takdirinin ve miktarlarının isabetli olup olmadığı, çocukların velâyeti hakkında verilen kararın çocukların üstün yararına uygun olup olmadığı ve çocuklar için hükmedilen nafakaların miktarının ve erkeğin tazminat taleplerinin reddinin hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanunu’nun190 ıncı 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un, 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 176 ncı, 182 nci, 336 ncı maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davacı-davalı erkek vekilinin birleşen bağımsız tedbir nafakası davasına yönelik temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
2.Davacı-davalı erkek vekilinin diğer hususlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.