"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/827 E., 2024/1133 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara Batı 7. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/744 E., 2023/170 K.
Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının fevri davrandığını, annesinin etkisinde kalarak evlilik birliğinin gerektirdiği yükümlülüklerden ve davranışlardan uzak bir biçimde yaşadığını, cinsel birlikteliğe yanaşmadığını, tarafların hiçbir şekilde cinsel birliktelik kuramadığını, ailesi ve akrabaları ile görüşmesine engel olduğunu, ailesinin yanına gidip gitmediğini kontrol etmeye başladığını, son olarak konutu terk ettiğini beyan ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, 30.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ettiği görüldü.
II. CEVAP
Davalı karşı davacı kadın vekili karşı dava dilekçesinde özetle; karşı tarafın ailesinin müvekkilinin ameliyatından sonra kadını istemediğini, erkeğin bu durumda sessiz kaldığını, müşterek konutu tahliye etmeye zorlayarak ve tehditlerde bulunarak konut konusunda ekonomik şiddet uyguladığını, kartlarını iptal ederek maddî olarak zor durumda bırakarak psikolojik şiddet uyguladığını, eşi ile ilgili kişisel bilgileri üçüncü kişilerle paylaşarak kusurlu davrandığını, sürekli yalanlar söyleyerek evlilik birliğine zarar verdiğini beyan ederek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince
boşanmalarına, 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının erkeğin ailesine kötü davrandığı, erkeğin çekirdek aile üyeleri dahil akrabalarını eve misafir olarak kabul etmediği, erkeğin yakınları ile görüşmesine konuşmasına engel olmaya çalıştığı, erkeğin düğür, bayram gibi özel zamanlarda aile ziyaretini gitmesine engel olduğu, aile üyeleri ile gerçekleşen sınırlı görüşme zamanlarında kadının surat asarak soğuk davrandığı, hatta kadının ailesine hakaretlerde bulunduğu, erkeğin kardeşinin evden atmaya çalıştığı, erkeğin ailesi evdeyken annesine yastık fırlattığı, annesinin üzerine doğru yürüdüğü, erkeğe kışkırtmaya yönelik söz ve davranışlarda bulunduğu, kadın aile üyeleriyle görüşmeyi denetlemek adına erkekten sık sık canlı konum istediği, aralarındaki telefon yazışmalarında saat 19:00-20:00 arası kadının hep nerede olduğunu sorması üzerine erkek tarafından canlı konum paylaşıldığı ,kadın tarafından sürekli erkeğin takip edilerek, sosyal hayata müdahale edildiği, kadının annesinin evliliği müdahale ettiği, kadının annesi ile evliliği arasındaki dengeyi kuramadığı, davalının annesinin evliliğinin bitmesi gerektiğine yönelik sözlerinin davalı kadını tesir altında bıraktığı, erkek cinsel şiddet iddiaları doğrultusunda hastaneye sevk edilmiş, raporda fiziksel ve psikolojik sorun olmadığı belirtilmiş ise da kadın hastaneye sevk edilmeyi kabul etmemiş bu konuda zor kullanılamayacağından ilgili iddiaya itibar edilmediği, davacı erkeğin kendi ailesinini etkisi ve baskısı altında kalarak sözlerinden çıkamadığı, babasının erkeği evlatlıktan reddetmekle tehdit ettiği, davacının annesinin Merve'yi seçiyorsan evi boşalt, bizi seçiyorsan Merve evi boşaltsın şeklinde baskı yaptığı, erkeğin ailesinin ve erkeğin kadının geçirdiği ameliyat sonrası kadına kısır muamelesi yaparak kadını istemedikleri, hatta davacının teyzesinin davacının annesine "iki kuruşluk kadın, kızını al git diye hakaret mesajı atması üzerine davacı erkeğin teyzesine dava açtığına yönelik yalan söylediği, erkek ve ailesinin kadını evi boşaltmak ve abonelikleri kapatmakla tehdit ettiği, son zamanlarda yaşanan olayda kadının ve annesinin üzerine yürüdükleri, erkeğin polise kadının evde hırsızlık yaptıklarına yönelik şikayette bulunduğu, açıkça kadını evden kovduğu, erkeğin "boş kutu çocuğu olmuyor, istemiyorum, çeyizini alın gidin" söylemi üzerine kadının ayrı bir ev kurma ve evliliği kurtarmayı teklif ettiği, erkeğin evlilikten çok yoruldum diyerek kabul etmediği, evlilik birliğinin sarsılmasına konu olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesi ile asıl davanın ve karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince
boşanmalarına, tarafların eşit kusurlu olmaları nedeniyle tazminat taleplerinin reddine, davalı-karşı davacı kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir, kararın kesinleşmesinden 20.000,00 TL toptan yoksulluk nafakası ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili; kusur belirlemesi, karşı davanın kabulü, toptan nafaka ve tazminat taleplerinin reddi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili; kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, tedbir ve yoksulluk nafakası miktarı ile tazminat taleplerinin reddi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararında her hangi bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, usul ve kanuna uygun olan hükme karşı taraf vekillerinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı karşı davalı erkek vekili;kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların reddi ve nafakalar usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı karşı davacı kadın vekili; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların reddi, nafakaların miktarı ve toptan yoksulluk nafakasına hükmedilmesi usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadın tarafından 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'ileri istemine ilişkin davada taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma davalarının kabulü kararının yerinde olup olmadığı, kadın yararına tedbir ve toptan yoksulluk nafakası ile taraflar yararına tazminat şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, tedbir nafakası ve toptan yoksulluk nafakası miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.