"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/593 E., 2023/1794 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 14. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/220 E., 2022/27 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine karşı davanın kabulüne ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin iddialarını kabul etmediklerini, erkeğin kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini iddia ederek erkeğin davasının reddini istemiş, karşı davanın kabulü ile erkeğin zina yapması nedeniyle tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 161 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına Mahkeme'nin aksi kanaatte olması halinde tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, nafakanın her yıl 1 yıllık TÜFE oranında artırılmasına, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakanın her yıl 1 yıllık TÜFE oranında artırılmasına, kadın yararına 150.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; davacı-karşı davalı erkek eşin, başka bir kadınla sadakat yükümlülüğüne aykırı güven sarsıcı nitelikte ilişkisinin bulunduğu, eşi ve çocuklarına bakmadığı, destek sunmadığı, ilgilenmediği, anlaşılmakla; evlilik birliğinin davacı-karşı davalı erkek eşin tam kusuruna dayalı olarak onarılmaz derecede temelinden sarsıldığı, 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi gereğince zina sebebine göre boşanmaya karar verilebilmesi için evli olan bir erkeğin başka bir kadınla cinsel ilişkide bulunması veya zina sayılan davranışları gerçekleştirmesi gerektiği, yapılan yargılamada toplanılan delillere, tanık beyanlarına göre davacı-karşı davalı erkek eşin başka bir kadınla zina yaptığı veya zina sayılan davranışları gerçekleştirdiği ispat edilemediğinden, davalı-karşı davacı tarafın zina özel sebebiyle boşanma talebinin reddine karar verildiği, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedildiği gerekçesi ile; asıl davanın reddine karşı davanın kabulüne tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve kadın yararına 50.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminata, davalı-karşı davacı tarafın zina sebebiyle boşanma talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanma kararına itirazlarını olmadığını, erkeğin davasının reddi, kusur tespiti, kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakasının esası ve miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının zinaya dayalı boşanma davasının reddi, kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yapılan inceleme sonucu; dosya kapsamında dinlenen tanık beyanları, dosyaya sunulan fotoğraflar ile davacı-davalı vekilinin karşı davaya cevap dilekçesinde, müvekkilinin fotoğraftaki kadınla 4-5 ay arkadaşlık yaptığını ancak şu an bu kadınla müvekkilinin hiçbir ilişkisinin olmadığını, yine İlk Derece Mahkemesinin 17.01.2022 tarihli duruşmasında karşı davada müvekkiline atfedilen aldatma olayına bir diyecekleri olmadığını, böyle bir olayın olduğunu ancak bu olay sonrası tarafların barıştığını ve birlikte yaşamaya devam ettiklerini beyan etmesi karşısında, zina olgusunun ispatlandığı, davacı-davalı tarafça, davalı-davacının bu olay sonrası davacı-davalıyı affettiğinin ispatlanamadığı, İlk Derece Mahkemesince tarafların zina nedeniyle boşanmalarına karar verilmesi gerekirken, davalı-davacının zina nedeniyle boşanma taleplerinin reddine karar verilmesi doğru görülmediği, bu bakımdan davalı-davacının zina nedeniyle boşanma taleplerinin reddine yönelik istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının buna ilişkin kısmının kaldırılmasına, davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi zina nedeniyle boşanmalarına karar vermek gerektiği, tarafların zina nedeniyle boşanmalarına karar verilmesi nedeniyle davalı-davacının konusuz kalan 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanma talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerektiği, davacı-davalı tam kusurlu olduğundan asıl davanın reddine karar verilmesi doğru olduğu, kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarlarının hakkaniyet gereğince az olduğu, davalı-davacı nafakanın her yıl TÜFE oranında artırılmasını talep etmesine rağmen İlk Derece Mahkemesince bu talep hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi doğru olmadığı, İlk Derece Mahkemesi kararının buna ilişkin kısımlarının kaldırılmasına, davalı-davacı lehine boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren aylık 2.000,00 TL yoksulluk nafakasına, nafakanın her yıl TÜİK tarafından açıklanan ÜFE oranında arttırılmasına, davalı-davacı lehine 120.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata, açıklanan nedenlerle davalı-davacının zina nedeniyle boşanma talebinin reddi ile maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası miktarlarına yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne, davalı-davacının diğer, davacı-davalının tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat miktarları yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında kadın yararına hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının isabetli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un, 4 üncü, 6 ıncı, 166 ıncı, 174 üncü, 175 inci, 176 ıncı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.