"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1926 E., 2024/575 K.
KARAR : Kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen babalık davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; iştirak nafakası talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilininin çocuğunun babasının davalı olduğunu iddia ederek babalığın hükmen tespitine, çocuk yararına aylık 1.500,00 TL tedbir-iştirak nafakasına, davacı yararına 20.000,00 TL maddî-20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince davacı ile davalının küçüğün doğumunun öncesinde aynı evde evli gibi yaşadıkları, davacı hamile kaldığında davalının küçüğü istemediği ve davacıyı terkettiği, DNA tetkiki için uyarılı tebligata rağmen davalı ...'nın incelemeden kaçındığı, Adli Tıp Kurumu 17.01.2022 tarihli raporunda ...'in %99,99 ihtimalle küçük ...'un biyolojik babası olabileceğinin bildirildiği, davalının, davacının hamilelik sürecinde ve davacı ile küçüğe doğumdan sonra maddî bir katkısının bulunmadığı anlaşılmış olup davacının doğumdan önceki, doğum öncesi ile doğum sonrası altışar haftalık giderler ve gebelik ve doğumun gerektirdiği diğer giderler karşılığı olarak takdiren hakkaniyet gereği talebinin kabulü gerektiği, davalının, davacının hamilelik sürecinde ve doğumdan sonra davacı ve küçüğün yanında olmadığı bu nedenle davalının kusurlu olduğu, kadın yararına manevî tazminat koşulları oluştuğu, davalının maddî ve manevî olarak çocuğu ile ilgilenmediği, davalının gelir durumunun oldukça yüksek olduğu, küçüğün giderlerine katılması gerektiği gerekçesi ile babalık davasının kabulüne, küçüğün babasının davalı olduğunun hükmen tespitine, çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davacı yararına 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 13.02.2023 tarihli kararıyla; davalının, davacı yararına hükmedilen davacının maddî-manevî tazminat talepleriyle ilgili istinaf talebinin esası incelenilmeksizin kabulüne, kararın bu taleplerle ilgili hüküm fıkralarının kaldırılmasına, açıklanan şekilde karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, davalının diğer, davacının ise tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairemizin 28.11.2023 tarihli kararıyla kadının tazminat taleplerine yönelik temyiz dilekçesinin reddine, temyiz edilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının iştirak nafakası miktarının az olduğundan bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan bölümlerinin onanmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; çocuk yararına aylık 1.500,00 TL iştirak nafakasına karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili, nafaka miktarının çok az olduğunu, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, babalığın hükmen tespiti istemine ilişkin olup, uyuşmazlık, bozma ilamının amacına uygun karar verilip verilmediği, iştirak nafakasının miktarı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 301 inci, 302 nci, 303 üncü ve 304 üncü maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri, 31.07.2004 tarihli ve 25539 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Adli Tıp Kurumu Kanunu Uygulama Yönetmeliğinin 13 üncü, 19 uncu maddeleri; Anayasa Mahkemesi'nin 27.10.2011 tarihli ve 2010/71 Esas, 2011/143 Karar sayılı kararı, Anayasa Mahkemesi'nin 15.03.2012 tarihli ve 2011/116 Esas, 2012/39 Karar sayılı kararı.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.