"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/280 E., 2022/372 K.
KARAR : Kabul-Ret
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, mümkün olmaması halinde değer artış payı ve katılma alacağı davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece ... erkeğin açtığı asıl ve birleşen davanın kabulüne, davalı-davacı kadının açtığı birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; ... erkeğin açtığı birleşen dava ve davalı-davacı kadının açtığı birleşen dava yönünden kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Bölge Adliye Mahkemeleri, 5325 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun'un 25 ... ve geçici 2 nci maddeleri uyarınca kurulmuş ve Adalet Bakanlığının 07.11.2015 tarihli ve 29525 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan kararı uyarınca tüm yurtta 20.07.2016 tarihinde göreve başlamışlardır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341 ... maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemelerinden verilen nihai kararlar istinaf yoluna tabidir.
Dosyanın incelenmesinde; sadece ... erkeğin açtığı asıl dava yönünden Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 06.05.2013 tarihli ve 2013/2260 Esas, 2013/6532 Karar sayılı ilamı ile kararın bozulmasına karar verildiği, yapılan bozma işleminden sonra ... erkeğin ve davalı-davacı kadının açtığı birleşen davaların işbu dava ile birleştirilmesine karar verildiği, birleşen davalar yönünden bir bozma kararı olmadığı ve birleşen davalar yönünden 20.07.2016 tarihinden sonra ilk defa nihai karar verildiği anlaşılmaktadır.
Taraf vekillerinin temyizi üzerine dosya Dairemize gelmiş ise de birleşen davalar hakkında 20.07.2016 tarihinden sonra 27.05.2022 tarihinde ilk defa nihai karar verildiğinden Mahkemece birleşen davalar yönünden verilen karar istinaf incelemesine tabi olup Bölge Adliye Mahkemesince istinaf incelemesi yapılması gerektiğinden, ilgili Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine gönderilmek üzere birleşen davalar yönünden dosyanın Mahkemesine geri çevirilmesine karar vermek gerekmiştir.
Taraf vekillerinin asıl dava yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... erkek vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin evlilik süresi boyunca memur olarak çalıştığını, diğer zamanlarda da seyyar olarak kokoreç satmak suretiyle ek gelir elde ettiğini, tüm kazançlarını ve birikimlerini Ziraat Bankası Cebeci Şubesi'nde davalı-davacı kadın adına olan bir hesapta değerlendirdiklerini, bu hesapta bulunan para ve kız kardeşinden alınan borç ile 2970 ada 1 parsel 10 nolu bağımsız bölümün satın alıp davalı-davacı kadın adına tescil ettirdiklerini, taşınmazın 2002 yılına kadarki birikimler ile edinildiğinden müvekkilinin kişisel malı olduğunu, davalı-davacı kadının ev hanımı olup katkısı bulunmadığını; parasını müvekkilinin karşıladığı iki ayrı kantin işletmesinin de davalı-davacı kadın adına devralındığını, ilk işyerinin batırıldığını, ikinci işletmenin de davalı-davacı kadın tarafından üçüncü bir şahsa devredildiğini, devir parasının davalı-davacı kadının banka hesaplarına aktarılarak muhafaza edildiğini; evlilik birliği içerisinde bedeli müvekkili tarafından ödenmek suretiyle satın alınan 06 Z 2450 plakalı aracın da davalı-davacı kadının adına ve kullanımında bulunduğunu belirterek, taşınmazın kişisel malı olması sebebiyle tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tescilini, mümkün olmaması halinde taşınmaza kişisel geliri ile yapılan katkı göz önünde bulundurularak taşınmazın tasfiye edilmek suretiyle taşınmazda ortaya çıkan değer artış payı ile katılma alacağının ve edinilmiş mal olan araç, davalının çalışması karşılığı gelirleri emekli maaşı ve miras payının faiz getirisi, müvekkilinin davalı-davacı adına açmış olduğu işyerleri nedeniyle yapılan harcamalar için de fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak üzere 10.000,00 TL alacağın tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın müvekkiline bağışlanmış olduğunu, bağıştan rücu koşullarının bulunmadığını, kaldı ki dava konusu taşınmazın alımı sırasında da müvekkilinin yurt dışında bulunan yakınlarının yardım paralarının mevduat hesabında biriktirilmesi, kalan tutarın da ziynetlerin bozdurulması ile elde edilen bedel sonucunda alındığını; aracın ise bedelinin müvekkilinin ailesi tarafından yapılan bağışlarla karşılanmasına rağmen 04.10.2004 tarihinde satılarak bedeline ... erkek tarafından el konulduğunu, işletmelerin ortak çocukları adına açıldığını ve zarar etmesi üzerine kapatılmış olduğundan müvekkilinin sorumlu olmadığını; emeklilik maaşı ile miras yoluyla intikal eden bir malın ya da paranın bulunmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte, esasen davanın reddini savunmuş, devamla ... erkek lehine olası bir alacak halinde 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 236 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca takas uygulamasının esas alınmasını ve 4721 sayılı Kanun'un 239 uncu maddesi kapsamında tahsilatın 2 yıl süre ile ertelenmesini veya taksitlendirilmesi talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 19.10.2011 tarihli ve 2010/1248 Esas ve 2011/1443 Karar sayılı kararı ile, evin ve aracın parasının erkek tarafından karşılanarak kadın adına tescil edildiğini, bu hali ile evin ve aracın koca tarafından karısına bağışlandığı, işyerlerinin çocuk adına kaydedildiğinden davalıyla ilgisi bulunmadığı, devir parasının kadında kaldığının da ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkeme kararına karşı süresi içinde ... erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 20.09.2012 tarihli ve 2012/2001 Esas, 2012/7665 Karar sayılı ilamı ile, dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına verilmiştir. İşbu ilama karşı, ... erkek vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
3.Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 06.05.2013 tarihli ve 2013/2260 Esas, 2013/6532 Karar sayılı ilamı ile, miras payı, emeklilik ikramiyesi, işyeri ve araç yönünden karar düzeltme isteminde bulunmadığı; taşınmazın bağışlandığına yönelik bağış iradesi olmadığı, davanın yasal edinilmiş mallara katılma rejimi döneminde edinilen taşınmazdan kaynaklanan tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde katılma alacağı ile kişisel geliriyle de katkı sağladığı iddiası sebebiyle tasfiyede ortaya çıkacak değer artış payı alacağına ilişkin bulunduğu, iddia ve savunma doğrultusunda taraf delillerinin eksiksiz toplanarak değerlendirilmesi, oluşacak duruma göre bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek 20.09.2012 tarihli ve 2012/2001 Esas, 2012/7665 Karar sayılı onama ilamının taşınmaza ilişkin bölümü bakımından kaldırılmasına, Mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, ... erkeğin açtığı asıl ve birleşen davanın kabulüyle, 2970 ada 1 parsel 10 nolu bağımsız bölüm yönünden 68.708,50 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı-davacı kadından tahsiline, davalı-davacı kadının açtığı birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... erkek vekili ve davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.... erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın gerçekleşen maddî olgulara aykırı olduğunu, taşınmazın değerinin düşük belirlendiğini, ... yargılama nedeniyle hak ihlaline sebebiyet verildiğini ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; asıl davada katılma alacağı talebinde bulunulmadığını, asıl davada ıslahın geri çekilmesine rağmen vekâlet ücretinin ıslahla artırılan miktara göre belirlenmesinin hatalı olduğunu, taşınmazın müvekkiline bağışlandığını, erkeğin taşınmaza katkısını ispatlayamadığını, müvekkilinin kişisel malları kullanılarak taşınmazın edinildiğini, erkeğin banka hesabında bulunan paraya katkısının olmadığını, bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, alacağın fazla hesaplandığını, cevap dilekçesinde 4721 sayılı Kanun'un 239 uncu maddesi kapsamında alacağın taksitlendirilmesi ya da ertelenmesi talebi yönünde bir karar verilmediğini; birleşen davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, tapu iptali ve tescil mümkün olmaması halinde değer artış payı ve katılma alacağı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 ... maddesi, 438 ... maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası; 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin (743 sayılı Kanun) 170 ... maddesi, 186 ncı maddesinin birinci fıkrası, 189 uncu maddesi; 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun (818 sayılı Kanun) 146 ncı maddesi, 544 üncü maddesi; 6098 sayılı Kanun'un (6098 sayılı Kanun) 50 ... maddesi, 646 ncı maddesi; 4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 26 ncı maddesi, 219 uncu maddesi, 222 nci maddesi, 225 ... maddesinin ikinci fıkrası, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 ... maddesi, 235 ... maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası, 239 uncu maddesi 240 ıncı maddesi, 652 nci maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 26 ncı, 177 nci maddesi, 190 ıncı maddesi, 297 nci maddesi, 297 nci maddesi, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu, 09.05.1960 tarihli, 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararı.
3. Değerlendirme
1.6100 sayılı Kanun'un 26 ıncı maddesi uyarınca, hakim, tarafların talep sonucu ile bağlı olup, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Ayrıca, aynı Kanun'un 297 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca da, hükmün sonuç kısmında her bir talep hakkında ayrı ayrı hüküm kurulmalı ve taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
2.Somut olayda, Mahkemece ... erkeğin açtığı asıl ve birleşen dava yönünden ayrı ayrı hüküm kurulmamıştır. O halde, Mahkemece ... erkeğin açtığı asıl dava yönünden incelenecek açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde denetime elverişli bir hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Birleşen Davalar Yönünden
Birleşen davalar yönünden istinaf incelemesi yapılması için ilgili Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine gönderilmek üzere dosyanın Mahkemesine GERİ ÇEVİRİLMESİNE,
B. Asıl Dava Yönünden
Temyiz olunan Mahkeme kararının asıl dava yönünden BOZULMASINA, bozma sebebine göre, taraf vekillerinin asıl davaya yönelik diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Temyiz peşin harcının istek halinde ilgililere iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde asıl dava yönünden karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
18.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.