Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10123 E. 2023/655 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında tarafların kusur oranları, velayet, nafaka ve tazminat miktarları ile baba ile çocuk arasında kişisel ilişki tesisi konularında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına dair düzenlemenin yetersiz olduğu, çocuğun babasıyla daha fazla zaman geçirmesini sağlayacak şekilde yeniden düzenlenmesi gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kişisel ilişki yönünden bozulmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki davacı kadın tarafından açılan boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmiştir. Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak eksikliklerin giderilmek üzere gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak eksikliklerin giderilmek üzere gönderilmesine karar verilmiştir.

İkinci gönderme kararından sonra yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile gerekçenin düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle, bağımsız konut temin etmediğini, köyde ailesi ile yaşamak zorunda bıraktığını, kayınbabası tarafından şiddete uğradığını ve erkeğin bu duruma sessiz kaldığı, kayınbabasının altınları elinden almasına da erkeğin ses çıkarmadığını, kendisine geri verilmediğini ve kuyumcuya emanete bırakıldığını söylediklerini, ailesinin kadının üzerine kapı kilitleyerek işe gittiğini, hakaret ve küfür edildiğini, aç bırakmak suretiyle birlik görevlerini yerine getirmediğini, ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 334 üncü ve devamı maddeleri gereğince adli yardım talebinin kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'unun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne, tarafların boşanmasına, velâyetin anneye verilmesine, aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata ve ziynet eşyalarının aynen iadesine, iadenin mümkün olmaması halinde bedelinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili 22.07.2018 tarihli cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle, erkeğe başkalarının olduğu ortamlarda eski nişanlısından bahsettiğini ve gönlünün hala onda olduğunu söylediğini, hakeret ettiğini, fiili saldırıda bulunup onu yaraladığını, başka erkeklerle sosyal medya üzerinden yaptığı görüşmeler ile sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, yataklarını ayırdığını, davacının ailesi tarafından tehdit edildiğini, ziynet eşyalarının ise davacının rızası doğrultusunda düğün masrafları ve ev eşyaları için harcandığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 05.11.2018 tarih ve 2017/18 Esas, 2018/423 Karar sayılı kararı ile erkeğin, babasının kadına şiddet uygulamasına göz yumduğu, ailesinin takılarının alınmasına ve geri verilmemesine, kadını eve kapatıp üzerine kapının kilitlenmesine sessiz kaldığı ve kendisinin de psikolojik ve fiziki şiddet uygulamaktan geri kalmadığı, ayrı ev açtığında döneceğini bildirmesine rağmen girişimde bulunmadığı başka erkeklerle telefonla görüştüğü yönünde ispatlayamadığı şekilde kusurlu eylemler yüklemeye çalıştığı bu nedenle tam kusurlu olduğu, ortak çocuğun kadının baba evinde dünyaya geldiği, yaşı gereği anne bakım ve şefkatine muhtaç olduğu, anne yanında kalmasına engel bir durumun da dosyaya yansımaması nedeniyle anne verilmesinin çocuğun yüksek yararına uygun olacağı gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, "...her ayın 1 ve 3. haftası pazar günleri saat 10:00 ile 17:00 arasında, dini bayramlar olan ... ve Kurban bayramlarının 2. günleri olan saat 10:00 ile 17:00 arasında davacı annenin bulunduğu ikametgahdan alınarak yine aynı yerde teslim etmek suretiyle kişisel ilişki kurulmasına...", çocuk yararına 250,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına 13.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata, kadının yoksulluk nafaka talebinin reddine, ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Birinci Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen ilk kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; lehlerine hükmedilmesi gereken vekâlet ücretlerinin hazineye irat kaydına karar verildiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

3.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; telefon kayıtlarına ilişkin delillerinin toplanmadığını, ziynet eşyasına ilişkin ıslah dilekçesinin kendilerine tebliğ edilmediğini belirterek, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılması gerektiğin ileri sürerek kararın kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

4.Bölge Adliye Mahkemesinin10.06.2020 tarih, 2020/796 Esas ve 2020/686 Karar sayılı kararı ile "...erkeğin cevap dilekçesinde, kadının güven sarsıcı davranışlarda bulunduğunu belirterek, telefon kayıtlarına delil olarak dayanmış, mahkeme tarafından davacının kullandığı telefonun görüşme kayıtları getirtilerek, kayıtlarda görüşülen numaraların kime ait olduğunun tespiti için telefon şirketine yazı yazılmış, davalı tarafından bu delilden vazgeçilmemesine rağmen, yazı cevabı beklenmeden davalının davanın esasına etki eden bu delili toplanmadan yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Davalı davacının Temmuz 2015 tarihinden itibaren yaptığı görüşmelerin tespitini talep etmiştir. Getirtilen görüşme kayıtları incelendiğinde bazı telefon numaraları ile yoğun şekilde görüşüldüğü görülmektedir. UYAP ekranında raporlar menüsünde cep telefonu bilgilerinin sorgulanması ekranı bulunmaktadır. Mahkeme tarafından bu ekrandan yoğun şekilde görüşülen numaraların kimlere ait olduğu tespit edilerek, bu şahıslar konusunda taraflardan açıklanma istenmesi imkanı varken telefon şirketine yazı yazılarak yargılamanın uzatılması da doğru olmamıştır. Yine davacı taraf ziynet eşyası konusunda ıslah dilekçesi vermesine rağmen ıslah dilekçesi davalı tarafa tebliğ edilmeden, davalı tarafa bu konuda savunma yapmasına imkan verilmemesi, davalı ziynet eşyası ile ilgili yemin deliline de dayanmasına rağmen davalıya yemin hakkı hatırlatılmaması da hatalı olduğundan; davacı vekili ilk defa davacının müracaatı üzerine baro tarafından görevlendirilmesine rağmen, davanın kabulü nedeniyle hükmedilen vekâlet ücretinin davacıya ödenmesine karar verilmesi.." gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi doğru bulunmayarak tarafların istinaf başvurularının kabulü ile kararın kaldırılmasına, eksikliklerin giderilmesi için İlk Derece Mahkemesine göndermesine, sair itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin İkinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 09.04.2021 tarih, 2020/306 Esas ve 2021/145 Karar sayılı

kararı ile erkeğin, babasının kadına şiddet uygulamasına göz yumduğu, ailesinin takılarının alınmasına ve geri verilmemesine, kadını eve kapatıp üzerine kapının kilitlenmesine sessiz kaldığı ve kendisinin de psikolojik ve fiziki şiddet uygulamaktan geri kalmadığı, ayrı ev açtığında döneceğini bildirmesine rağmen girişimde bulunmadığı, bölge adliye mahkemesinin gönderme kararı gereğince davacı kadının telefon görüşmelerinin dosya arasına kazandırılarak yapılan inceleme sonucunda davacı kadının sık görüştüğü telefon numaralarının sahiplerinin davacı kadının ailesi olduklarının anlaşıldığı dolayısıyla erkeğin bu iddiasını ispatlayamadığı bu nedenle tam kusurlu olduğu, ortak çocuğun, kadının baba evinde dünyaya geldiği, yaşı gereği anne bakım ve şefkatine muhtaç olduğu, anne yanında kalmasına engel bir durumun da dosyaya yansımaması nedeniyle anne verilmesinin çocuğun yüksek yararına uygun olacağı gerekçesi ile davanın kabulüne tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine,"... baba ile her ayın 1 ve 3 cü haftalarının Cumartesi günü sabah saat 09,00'dan Pazar günü akşamı saat 17:00'ye kadar, dini bayramların ikinci günü saat 09:00'dan akşam saat 17:00 'ye kadar, her yılın babalar günü sabah saat 09:00 dan akşam saat 17:00'ye kadar ve her yılın Temmuz ayının 15 inci gününden Ağustos ayının 1 inci gününe kadar, her yılının Ocak ayının 15 inci gününden Şubat ayının 1 inci gününe kadar olacak şekilde.." kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına aylık 250,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadının yoksulluk nafaka talebinin reddine, kadın yararına 13.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata ve ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmiştir.

D. Bölge Adliye Mahkemesinin İkinci Gönderme Kararı

1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen bu kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tümü yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Bölge Adliye Mahkemesinin15.12.2021 tarih, 2021/2478 Esas ve 2021/2967 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince, 6100 sayılı Kanun'un 184 üncü ve 186 ncı madde hükümlerine aykırı olarak, tahkikatın bittiği ve sözlü yargılama aşamasına geçildiği taraflara bildirilmeden, davanın esası hakkında karar verilmesinin hatalı olduğu kararının münhasıran bu sebeple kaldırılmasına, belirtilen eksikliğin giderilmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, sair itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

E. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 07.02.2022 tarih ve 2022/37 Esas, 2022/129 Karar sayılı kararı ile erkeğin, babasının kadına şiddet uygulamasına göz yumduğu, ailesinin takılarının alınmasına ve geri verilmemesine, kadını eve kapatıp üzerine kapının kilitlenmesine sessiz kaldığı ve kendisinin de psikolojik ve fiziki şiddet uygulamaktan geri kalmadığı, ayrı ev açtığında döneceğini bildirmesine rağmen girişimde bulunmadığı, Bölge Adliye Mahkemesinin gönderme kararı gereğince davacı kadının telefon görüşmelerinin dosya arasına kazandırılarak yapılan inceleme sonucunda davacı kadının sık görüştüğü telefon numaralarının sahiplerinin davacı kadının ailesi olduklarının anlaşıldığı dolayısıyla erkeğin bu iddiasını ispatlayamadığı bu nedenle tam kusurlu olduğu, ortak çocuğun kadının baba evinde dünyaya geldiği, yaşı gereği anne bakım ve şefkatine muhtaç olduğu, anne yanında kalmasına engel bir durumun da dosyaya yansımaması nedeniyle anne verilmesinin çocuğun yüksek yararına uygun olacağı gerekçesi ile davanın kabulüne tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine,".. baba ile her ayın 1 ve 3 cü haftalarının Cumartesi günü sabah saat 09:00'dan Pazar günü akşamı saat 17:00'ye kadar, dini bayramların ikinci günü saat 09:00'dan akşam saat 17,00 ye kadar, her yılın babalar günü sabah saat 09:00'dan akşam saat 17:00'ye kadar ve her yılın Temmuz ayının 15 inci gününden Ağustos ayının 1 inci gününe kadar, her yılının Ocak ayının 15 inci gününden Şubat ayının 1 inci gününe kadar olacak şekilde.." kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına aylık 250,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadının yoksulluk nafaka talebinin reddine, kadın yararına 13.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata ve ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, kusur belirlemesinin hatalı olduğu, delillerin değerlendirmesinde hata yapıldığı, yemin delilinin kullanılmasına izin verilmediği, velâyetin anneye bırakılmasının hatalı olduğu, affedilen olayların kusur olarak yüklenilmesinin mümkün olmadığını ileri sürerek hükmün tümü yönünden kaldırılmasına, yeniden hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulü, delillerin değerlendirilmesi, kanunun olaya uygulanması anlaşılmış olup, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, evlilik süresi, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına, nafakanın niteliğine ve günün ekonomik koşullarına göre, İlk Derece Mahkemesince kadın lehine takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarları ile tedbir ve iştirak nafakası miktarlarının makul olduğu, müşterek çocuğun yaşı, uzman raporu kapsamı, uzman görüşü, çocuğun üstün yararı gereğince velâyetin anneye verilmesine ilişkin kararın doğru olduğu gerekçesi ile davanın kabulü, tazminat ve nafakalar ile velâyete yönelik istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine; kusur belirleme yönünden yapılan incelemeye gelince, "..davalının, davacıya ayrı ev açmaktan kaçındığı, ailesi ile yaşamaya mecbur ettiği, eve kilitlenmesine ve babasının şiddet uygulamasına sessiz kaldığı, pisikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığı, davacı, ayrı ev açtığında döneceğini bildirmesine rağmen girişimde bulunmadığı, boşanmayı istemediğini söylemesine rağmen, başkaları ile telefonda görüştüğü kusurları yüklenerek davalı erkeğin tam kusurlu olduğuna karar verilmiş ise de, erkeğe yüklenilen babasının kadına şiddet uygulamasına dair sessiz kaldığına dair vakıadan sonra tarafların bir araya gelerek birlikte yaşadıkları, kadının bu hususta davalı eşini af ettiği, ayrıca davalı tanığı davalının kuzeni Seyfi’nin beyanı uyarınca kadının en son olayda davalı kocanın yüzünü ve kolunun tırmalayarak şiddet uyguladığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı kocanın kusur durumuna yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile erkeğe yüklenilen babasının, kadına şiddet uygulamasına sessiz kaldığına dair kusurun gerekçeden çıkartılarak, kadının en son olayda davalı kocanın yüzünü ve kolunu tırmalayarak şiddet uyguladığı bu haliyle erkeğin ağır kadının ise hafif kusurlu olduğu.. " gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) nci alt bendi gereğince istinaf başvurusunun kabulü ile gerekçenin düzeltilerek boşanmaya neden olan olaylarda davacı kadının hafif kusurlu, davalı erkeğin ise kusurlu olduğunun tespitine, ziynet alacağı davası yönünden 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi gereğince kesin olarak karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle, İlk Derece Mahkemesinin delillerin değerlendirmesinde hata yaptığını, tanık beyanları dikkate alındığında kadının tam kusurlu olduğu, telefon kayıtlarının incelenmesi ile de kadının eşinden çok ailesi ile telefonda uzun süreler konuşmak suretiyle eşinden çok ailesi ile zaman geçirdiğinin ifadesi olduğu, çocuğun baba yanında daha mutlu olacağını zira kadının uzun saatler çalıştığını bu nedenle babasından mahrum kalan çocuğun bu haliyle annesinden de mahrum kaldığını, koruculuktan elde ettiği gelir ile tazminat ve nafaka ödemesinin mümkün olmadığını ileri sürerek; tümü yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulü, tazminatlar ile nafakaya hükmedilme şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarları ile velâyet düzenlemesi noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi,166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 330 uncu maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı erkek vekilinin aşağıdaki (2) numaralı paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Velâyeti anneye bırakılan 20.07.2015 doğumlu ortak çocuk Umut ... ile baba arasında kurulan kişisel ilişki yetersizdir. Ortak çocuk ile baba arasında babalık duygularını tatmine elverişli, çocuğun da baba sevgisi ve şefkatini tatmasına yeterli kişisel ilişki tesisi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının kişisel ilişki yönünden kaldırılmasına İlk Derece Mahkemesinin kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı erkek vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davalı erkek vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kısmen kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının kişisel ilişkiye yönelik esastan ret kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesinin hüküm fıkrasının (3) numaralı bendinin hükümden çıkarılmasına, yerine (3) numaralı bent olarak “ortak çocuk ile davalı baba arasında kişisel ilişki tesisi kurulması ile her ayın 1 ve 3 üncü haftalarının Cumartesi günü sabah saat 09.00 dan Pazar günü akşamı saat 17.00 ye kadar, Dini Bayramların ikinci günü saat 09.00 dan akşam saat 17.00 ye kadar, her yılın babalar günü sabah saat 09.00 dan akşam saat 17.00 ye kadar ve her yılın Temmuz ayının 15 inci gününden Ağustos Ayının 15 inci gününe kadar, yarıyıl tatilinin ilk pazartesi günü saat 09.00 ile takip eden pazar günü saat 17.00' ye kadar baba ile kişisel ilişki kurulmasına” ibaresinin yazılması suretiyle İlk Derece Mahkemesi kararının DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.