Logo

2. Hukuk Dairesi2022/1012 E. 2022/1510 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Eşlerden birinin diğer eşin rızası olmadan, evlilik birliği içinde edinilen taşınmaz üzerindeki tasarruf yetkisinin sınırlandırılması ve Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından konulan haciz ve şerhlerin kaldırılması talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın aile konutu olmadığı ve davacı tarafından Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesine dayalı bir talepte bulunulmadığı, ayrıca borcun kefalet sözleşmesinden kaynaklandığına dair de bir iddia olmadığı gözetilerek, eşin rızası alınmadan yapılan tasarrufa dayanılarak haciz ve şerhlerin kaldırılmasına karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

DAVA TÜRÜ : Tapu Kaydındaki Haciz ve Şerhlerin Kaldırılması

Güvenlik Merkezi

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından haciz ve şerhlerin kaldırılması kararı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Davacı 23/06/2016 tarihli dava dilekçesinde dava konusu ... ada ... parsel sayılı taşınmazda dava dışı eşinin paylı malik olduğunu, eşinin dava dışı ... Temizlik Hiz. ve Tic. Ltd. Şti. sahibinin davalı kuruma olan borcundan dolayı 20.11.2009 tarihinde 2008/3 ile 2009/10 dönemlerine ait borçlarını üstlenerek teminat gösterdiğini, taşınmazın haczedilmesine, satışına itirazda bulunmayacağına ilişkin muvafakat verdiğini, şirketin davalı kuruma olan borçlarını ödemediğini, davalı kurumun evlilik birliği içinde edinilen dava konusu taşınmaz üzerinde kendisinin muvafakatını almadan haczine ve satış işlemlerine ilişkin yaptığı işlemin yasalara aykırı olduğunu belirterek, öncelikle taşınmazın satışının dava sonuna kadar durdurulması için ihtiyati tedbir konulmasını, dava konusu taşınmaz üzerine davalı kurum tarafından konulan tüm şerh ve tedbirlerin kaldırılmasını talep etmiş, Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından davaya iş mahkemesinde bakılması gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı verilmiş, Yargıtay 14. Hukuk Dairesi’nin 03.04.2019 tarihli, 2016/16662 esas, 2019/3067 karar sayılı ilamı ile davanın TMK 199 maddesinden kaynaklanan tasarruf yetkisinin sınırlanması talebine yönelik olduğu ve bu nedenle Aile Mahkemesi görevli olduğundan bahisle hükmün bozulmasına karar verilmiş olduğu, bunun üzerine mahkemece bozmaya uyularak Aile Mahkemesine görevsizlik kararı verilmiş olduğu görülmüştür.

Aile Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, dava konusu taşınmazın tarafların evlilik birliği içerisinde edinildiği,davalı ... tarafından 20/11/2009 tarihinde ... Tem. Hiz. Ve Tic. Ltd. Şti'nin Sosyal Güvenlik Kurumu'na olan borcuna karşılık dava konusu taşınmazın teminat olarak gösterildiği, taşınmaz üzerine haciz şerhi konulduğu, davalı ...'in dava konusu taşınmazı muvafakatname ile taşınmazın haczedilebilmesi amacıyla izin verdiği, dosya içerisinde davacı eşin bu işleme rızası bulunduğuna ilişkin herhangi bir bilgi ve belgenin bulunmadığı, dava konusu olayda haczi koyan kurum SGK olup, muvafakatname veren şahsın eşinin açık rızasının bulunması gerektiğini bilmemesinin düşünülemeyeceği, davalının kusurlu ve sorumsuz davranışları nedeniyle aile birliğinin ekonomik olarak sarsıldığı gerekçesi ile evlilik birliğinden doğan yükümlülüğünün yerine getirilmesinin gerektirdiği ölçüde davalının tasarruf yetkisinin sınırlanmasına, bu taşınmaz ile ilgili tasarrufların eşi rızası ile yapılabilmesine, davalı kurum SGK tarafından söz konusu taşınmaz üzerine davacı eş ...'in muvafakati alınmadan konulan tüm haciz ve şerhlerin kaldırılmasına karar verilmiş, bu karara karşı davalı Sosyal Güvenlik kurumu tarafından haciz ve şerhlerin kaldırılması kararına yönelik temyiz yoluna başvurulmuştur.

Yapılan yargılama ve toplanan delillerden dava konusu hacizlerin kaldırılması talep edilen taşınmazın tarla vasıflı olduğu, üzerinde dükkan bulunduğu, talebe konu aile konutu niteliğinde bir taşınmaz bulunmadığı gibi, davacı tarafından davanın TMK 194 maddesine dayalı olarak açılmadığı, borcun kaynağının kefalet sözleşmesi olduğu da iddia edilmediğine göre davalı eş adına kayıtlı taşınmazın üzerine konulan haciz ve şerhlerin kaldırılması talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, eşin rızasının alınması gerekirken alınmadığı gerekçesiyle aile konutu vasıflı olmayan taşınmaz üzerindeki tasarruf yetkisinin sınırlanmasından önce konulmuş olan davaya konu haciz ve şerhlerin kaldırılmasına karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.

17.02.2022 (Prş.)