"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1084 E., 2022/1897 K.
DAVA TARİHİ : 25.09.2014
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Manavgat 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/141 E., 2021/880 K.
Taraflar arasındaki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2006 yılında evlendiğini, evlilik birliği içerisinde dava konusu taşınmazın satın alındığını ve davalı kadın adına tapuda tescil edildiğini, taşınmazın konut kredisi ile satın alındığını, kredi sözleşmesinin borçlunun davalı kadın, kefilinin ise davacı erkek olduğunu ve kredi borcunun davalı kadının maaş hesabından yapıldığını, eksik kalan kısmının ise davacı erkek tarafından tamamlandığını, dava konusu taşınmaz üzerinde davacı erkeğin de katılma alacağı hakkı olduğunu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı kadının tam kusurlu olduğunu iddia ederek davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin davacı erkeğe verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 200,00 TL iştirak nafakasına ve dava konusu taşınmaz yönünden katılma alacağının davalı kadından alınarak davacı erkeğe verilmesi talep ve dava edilmiş olup yargılama sırasında İlk Derece Mahkemesince davacı erkeğin katılma alacağı yönündeki talebinin boşanma davasından tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verilmiştir.
II. CEVAP
Dava dilekçesi, davalıya usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 20.12.2017 tarih ve 2014/805 Esas, ve 2017/1071 Karar sayılı kararı ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu taşınmazın evlilik birliği içerisinde edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilerek davalı kadın adına kayıt edildiği, ilgili yasal düzenleme karşısında bu malın davalı kadının edinilmiş malı olduğu, edinilmiş bir malda mal varlığı adına kayıtlı olmayan eşin o malda bir katkısının bulunup bulunmadığına bakılmaksızın katılma alacağı hakkının mevcut olduğu, icra edilen keşif sonrası alınan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın karar tarihine en yakın tarihteki sürüm değerinin tespit edildiği ve hesap bilirkişisi tarafından düzenlenen raporda; davacı erkeğin 120.000,00 TL katılma alacağının bulunduğunun belirtildiği, bilirkişi raporlarının taraflara usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği, davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı, 28.09.2017 tarihli dilekçesiyle alacağının değerini 120.000,00 TL olarak belirlendiği ve bu değer üzerinden gerekli harcın tamamladığı, bilirkişiler tarafından düzenlenen raporların hüküm kurmaya elverişli olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 120.000,00 TL katılma alacağının davalı kadından alınarak davacı erkeğe verilmesine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili davanın kabulü yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Bölge Adliye Mahkemesinin 05.02.2020 tarih ve 2019/99 Esas, 2020/151 Karar sayılı kararı ile işbu dava dosyasının boşanma dava dosyasından tefrikinden sonraki ilk duruşma gününün, bilirkişi raporlarının, ıslah dilekçesinin ve sözlü yargılama duruşma gününün davalı kadına usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği, yine dava dilekçesinde dava konusu taşınmazın kredi kullanmak suretiyle satın alındığı iddia edilmesine ve banka kayıtlarına delil olarak dayanılmasına rağmen banka kayıtlarının dava dosyası arasına celp edilmemesinin hatalı olduğu, konut kredisine ilişkin kayıtların dava dosyası arasına alınması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisisin hatalı olduğu belirtilerek; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasına, gerekçede belirtilen eksikler tamamlanmak üzere dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine kesin olmak üzere karar verilmiştir.
C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; tarafların 06.09.2006 tarihinde evlendiği, 14.11.2012 tarihinde açılan boşanma davasına ilişkin kararın 08.12.2014 tarihinde kesinleşmesi ile boşandıkları, tapu kayıtlarının incelenmesinde dava konusu taşınmazın evlilik birliği içerisinde 17.06.2011 tarihinde edinilerek davalı kadın adına tescil edildiği ve boşanma davası açıldıktan sonra 01.09.2014 tarihinde dava dışı şirkete satıldığı, bu şirket tarafından da 31.10.2014 tarihinde dava dışı üçüncü kişiye satıldığı, Bölge Adliye Mahkemesinin gönderme kararından sonra eksiklerin tamamlandığı, dava konusu taşınmaza dair katılma alacağı hesaplanırken karar tarihine en yakın sürüm değerinin tespit edildiği, alınan bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya elverişli olduğu, her ne kadar gönderme kararı sonrasında davacı vekili tarafından talep sonucunun 142.470,67 TL olduğuna dair dilekçe sunulmuş ve harç ikmal edilmişse de ilk kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmediği, usuli kazanılmış hak ilkesine aykırı olarak davalı aleyhine karar verilemeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 120.000,00 TL katılma alacağının davalı kadından alınarak davacı erkeğe verilmesine, dava dilekçesinde faiz talebi bulunmadığı, bu hususta yapılmış bir ıslah da bulunmadığından katılma alacağına yasal faiz işletilemeyeceği ve davacı vekilinin 28.09.2017 tarihli dilekçesinin dikkate alınmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, dava konusu taşınmazın davalı kadın tarafından konut kredisi kullanmak suretiyle satın alındığı, borcunun davalı kadın tarafından ödendiği, bir kısım borcunun ödenememesi sebebiyle taşınmazın satılmak durumunda kaldığı, kalan kredi borcuna dair toplu ödemeyi taşınmazın satılmasından sonra yapıldığı, bilirkişi raporunun hatalı olduğu, değer tespitinin kanuna aykırı olarak yapıldığı belirtilerek; hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, kanunun uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu belirtilerek; davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının hatalı olduğu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle hükmün tamamı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; katılma alacağı istemine ilişkin olup uyuşmazlık, değer tespitinin usulüne uygun olup olmadığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olup olmadığı, davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 220 nci maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 227 nci maddesi, 229 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 232 nci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürüle nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.