"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
Taraflar arasında görülen babalık davasında Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ...'in 1966 doğumlu olduğunu, nüfus kayıtlarına ... ve ... ...'in çocukları olarak kayıt edildiğini, müvekkilinin gerçek babasının ... ... olmadığını, gerçek babasının ... olduğunu, müvekkilinin gerçek anne ve babasının dini nikahı ile evlendiklerini, resmi nikahları olmadan yıllarca yaşadıklarını, müvekkilinin gerçek babasının resmi nikahları olmadığı ve çocukların kimliksiz kalmaması için müvekkilinin nüfus kayıtlarına o dönemde resmi nikahı olan ... ...'in çocuğu olarak kayıt edildiğini, müvekkilinin doğumundan itibaren gerçek babası ... ile birlikte yaşadıklarını, ...'in okuma yazma bilmediğini, bu yanlışlığı düzeltmek için her hangi bir resmi makama başvurmadığını, ...'in 06.12.2013 tarihinde vefat ettiğini, müvekkilinin babasına mirasçı olamadığını, müvekkilinin mevcut durumu göstermeyen nüfus kaydı nedeni ile hem babasından kalan mirası alamayacağını, hem de mensup olmadığı halde nüfus kayıtlarında başka ailenin ferdi olarak göründüğü için o aileye mirasçı olacağını, bu durumun kabul edilemez bir durum olduğunu iddia ederek ...'in müvekkil ...'in babası olarak tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın hak düşürücü sürede açılmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 20.06.2014 tarihli ve 2014/96 Esas, 2014/293 Karar sayılı kararıyla; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 303 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre çocuğun ... olmasından başlayarak 1 yıl içinde babalık davasının açılması gerektiği, davacının 1966 doğumlu olduğu, doğumdan itibaren gerçek babası ... ile birlikte yaşıyorsa doğumdan itibaren gerçek babasını biliyor olması gerektiğini, dava açmasında gecikmeyi haklı kılan bir sebebin varlığının söz konusu olmadığı, hak düşürücü sürenin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 18. Hukuk Dairesi'nin 26.03.2015 tarihli, 2014/16609 Esas, 2015/4358 Karar sayılı ilamıyla; 4721 sayılı Kanun'un 303 üncü maddesinin ikinci fıkrasının "Çocuğa doğumdan sonra kayyım atanmışsa, çocuk hakkında bir yıllık süre, atamanın kayyıma tebliği tarihinde; hiç kayyım atanmamışsa çocuğun ... olduğu tarihte işlemeye başlar.'' şeklinde olduğu, bu hükmün Anayasa Mahkemesi'nin 2010/71 Esas-2011/143 Karar ve 27.10.2011 tarihli kararı ile iptal edildiği, kararın 07.02.2013 tarihinde yürürlüğe girdiği, Mahkemece karar verilmesinden önce iptal kararının yürürlüğe girdiği, yasada çocuk için hak düşürücü sürenin artık bulunmadığı, bu nedenle Mahkemece taraf delillerinin toplanması, DNA incelemesi yapılması ve sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerektiği ayrıca Mahkemece babalığının tespitine karar verilmesi istenilen ...'in yasal mirasçılarının saptanıp bunların yöntemince davaya dahil edilerek taraf teşkilinin sağlanıp hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesinin doğru görülmediği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 07.03.2016 tarihli, 2015/254 Esas, 2016/110 Karar sayılı kararı ile davacının DNA'ya esas olmak üzere kan örneklerinin müteveffa ...'in ise sağ tibia ayak bileğinden kemik örneğinin alınıp ... Adli Tıp Kurumu başkanlığına gönderildiği, raporun hazırlandığı, raporda müteveffa ...'in %99,99 ihtimalle davacının biyolojik babası olabileceğinin tespit edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı, süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'nin 18.05.2017 tarihli, 2017/12018 Esas, 2017/7299 Karar sayılı ilamıyla, davacının iki farklı talebi olduğu, nüfusta kayden baba olarak görülen ...'un nüfusuna gerçeğe aykırı beyanla kaydedildiğinin de iddia edildiği, bu talebin nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin olduğu, Mahkemece, iş bu dava yönünden tefrik kararı ile dosya ayrı bir esasa kaydedilerek davada asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmesi, biyolojik baba olduğu iddia olunan ... yönünden açılan babalığın tespiti davasında ise kayıt düzeltme davasının sonucu beklenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, kayıt düzeltme davası ile ilgili olumlu olumsuz bir hüküm kurulmadan babalığın tespitine karar verilmesi doğru görülmediği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
C. Üçüncü Bozma Kararı
1.Bozmaya uyan Mahkemece verilen 14.02.2019 tarihli, 2017/565 Esas, 2019/94 Karar sayılı ilamıyla, kayden baba olarak görülen ... yönünden davanın tefrik edilerek ... Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiş olduğu, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesince 2018/182 E. sayısı ile görülen davada yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilerek davacının baba adının ... olarak düzeltilmesine karar verilmiş olduğu görülmekle ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin kararı, dosya içerisinde bulunan Adli Tıp Kurumu Raporu göz önünde bulundurulduğunda davacının babasının ... olduğunun ispatlanmış olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı, süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'nin 02.07.2019 tarih, 2019/3439 Esas, 2019/6827 Karar sayılı ilamıyla, nüfus kaydının düzeltilmesi davasının temyiz aşamasında olduğu, halen derdest olduğu,bozma ilamında açıkça kayden baba ... yönünden kayıt düzeltme davasının sonucu beklenerek babalık davası hakkında karar verilmesi gereğine işaret edilmesine rağmen Mahkemece, uyulan bozma ilamı gereği kayden baba ... ile davacı arasındaki nüfus kayıtlarındaki geçerli olan bağ ortadan kaldırılıp, kararın kesinleşmesi beklenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken mevcut bağın ortadan kaldırılmasına yönelik nüfus kayıt düzeltme davasının kesinleşmesi beklenmeksizin karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesi, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/182 Esas sayılı dosyasında nihai olarak davanın kabulü ile ... ili Merkez ilçesi ... Köyü Cilt:33 Hane:48 da kayıtlı ... TC nolu ...'in baba hanesindeki ... olan ismin nüfus hanesindeki kaydının iptaline karar verildiği ve kararın 13.06.2022 tarihinde kesinleştiği, davacının başka bir erkek ile soybağı ilişkisi bulunmadığı, dosyada bulunan ATK raporuna göre ...'in davacı ... ...'in %99,99 ihtimalle biyolojik babası olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne babalığın hükmen tespitine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili, davacının 1966 yılında doğduğunu, davanın hak düşürücü sürede açılmadığını, davalının baba olduğuna ilişkin belirtiler olmadan Adli Tıp Kurumu'ndan rapor alınmasının doğru olmadığını, davanın reddi gerektiğini, Mahkeme kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, babalığın hükmen tespiti istemine ilişkin olup, uyuşmazlık, davanın kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, hak düşürücü süre içinde dava açılıp açılmadığı noktalarında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 301 inci, 302 nci, 303 üncü, 304 üncü maddeleri. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ve kesinleşen yönlerin yeniden incelenmesinin hukuken mümkün bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
27.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.