"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1624 E., 2022/1618 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/749 E., 2020/84 K.
Taraflar arasındaki katkı payı, değer artış payı ve katılma alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davanın ayrı ayrı kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı-davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 16.04.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir..
Belli edilen günde temyiz eden davacı- davalı ... ve karşı taraf davalı- davacı ... geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 2002 yılından önce 2500 ada 6 parsel 8 nolu bağımsız bölüm, 2002 yılından sonra da 1824 ada 10 parsel 4 nolu bağımsız bölüm, 2499 ada 7 parsel 2 nolu bağımsız bölüm ve 2500 ada 6 parsel 11 nolu bağımsız bölümü satın aldığını, ancak bazı sebeplerden dolayı taşınmazları evlilik birliği içinde davalı-davacıya devrettiğini belirterek; 2500 ada 6 parsel 8 nolu bağımsız bölümün müvekkilinin kişisel malı olduğundan tamamının müvekkiline iadesini, 1824 ada 10 parsel 4 nolu bağımsız bölüm, 2499 ada 7 parsel 2 nolu bağımsız bölüm ve 2500 ada 6 parsel 11 nolu bağımsız bölümün de edinilmiş mallar kapsamında paylaştırılmasını, taşınmazların yarı hissesinin müvekkili adına tescilini talep ve dava etmiştir.
2. Davacı-davalı erkek vekili 04.10.2017 tarihli ıslah dilekçesinde talep miktarını 03.10.2017 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda talep miktarını artırarak toplam 57.895,00 TL'ye yükseltmiştir.
3. Davacı-davalı erkek vekili birleşen davada cevap dilekçesi sunmamıştır.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı kadın cevap dilekçesinde; müvekkilinin altınlarının bozdurularak 1984-1985 yıllarında İstanbul'da bir daire aldıklarını, çok az kısmını ev sahibine taksitle ödediklerini, daha önce de 1980-1981 yıllarına yine altınlarını bozdurarak İstanbul'da bir arsa aldıklarını, daireyi kiraya verdiklerini, kira paralarını davalının aldığını, biriken kira paraları ile Konya'da kooperatife girdiklerini, çalışarak da katkısının olduğunu, İstanbul'daki arsayı satarak parasını davacı-davalının aldığını, müvekkiline vermediğini, davacı-davalı emekli olduktan sonra Konya'daki taşınmaz satılarak Sivas'ta bir daire ve tarla alındığını, Sivas'taki dairenin satılarak elde edinilen paranın bir kısmı ile 2500 ada 6 parsel 6 nolu bağımsız bölümün, kalan kısmı ile de 1824 ada 10 parsel 3 nolu bağımsız bölümün satın alındığını, davacı-davalının emekli olduktan sonra gelirinin ancak kendisine yettiğini, kendisinin de çalışmaya devam ettiğini, 2499 ada 7 parsel 2 nolu bağımsız bölümün kredi ile alındığını, 2500 ada 6 parsel 8 nolu bağımsız bölümün de çalışarak biriktirdiği ve hediye verilen altınları ve kızının altınları bozdurularak alındığını belirterek; davanın reddini savunmuştur.
2.Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde; müvekkili adına olan taşınmazların müvekkilinin ziynet eşyaları kullanılarak satın alındığını, davacı-davalının katkısının olmadığını, davacı-davalının polis olduğunu, müvekkilinin de Halk Eğitim kurslarında aldığı örgü, el nakışı, makine nakışı, el sanatları ve trikotaj sertifikalarıyla durmadan çalışıp para biriktirerek davacı-davalı erkek adına üç adet taşınmaz edinildiğini belirterek; davanın kabulünü talep ve dava etmiştir.
3.Davalı-davacı kadın 03.10.2017 tarihli dilekçesinde; talep miktarını toplam 100.342,00 TL'ye yükseltmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1. İlk Derece Mahkemesinin 12.10.2017 tarih ve 2013/754 Esas, 2017/647 Karar sayılı kararı ile, asıl davanın kabulüyle, 57.895,00 TL'nin tahsiline, birleşen davanın kabulüyle 100.342,15 TL'nin tahsiline, her iki alacağın mahsubu ile sonuç itibariyle; 42.447,15 TL'nin davacı-davalıdan tahsiline karar verilmiş, işbu karar davacı-davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesinin 07.05.2019 tarih ve 2017/3322 Esas, 2019/823 Karar sayılı kararı ile davaların kısmen kabul edilmesine rağmen hükümde kabulüne karar verilerek gerekçe ile hüküm arasında çelişki oluşturulduğu, her bir talep hakkında karar verilmesi gerektiği belirtilerek İlk Derece Mahkemesi kararının infazda tereddüt yaratmamak üzere bütünü ile kaldırılmasına, usuli kazanılmış haklar gözetilmek kaydı ile usulüne uygun hüküm tesis edilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
2. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, 2500 ada 6 parsel 8 nolu bağımsız bölüm, 1824 ada 10 parsel 4 nolu bağımsız bölüm ile 2499 ada 7 parsel 2 nolu bağımsız bölümün davacı-davalı adına kayıtlı iken, daha sonra davalı-davacıya devredildiği, taşınmazların edinilmiş mal niteliğinde olduğu, taraflar arasındaki boşanma davasının 13.07.2012 tarihinde açıldığı, boşanma kararı verilmeden önce 15.02.2013 tarihinde, işbu taşınmazların davacı-davalı tarafından davalı-davacıya “satış” sebebiyle devredildiği, gerek tescil işleminin zamanı gerek tarafların mahkeme içi ikrar niteliğindeki beyanları gerekse de tarafların ortak çocuğu tanık ...’nın beyanları dikkate alındığında; tarafların boşanma aşamasında mal paylaşımına ilişkin anlaşmaları uyarınca ve taraflar arasındaki mal rejimi sona erdikten sonra davalı-davacı tarafından davacı-davalıya yapılan ödeme karşılığında anılan taşınmaz devrinin gerçekleştiği; 2500 ada 6 parsel 11 nolu bağımsız bölümün 18.12.2006 tarihinde davalı-davacı satın alındığı, davacı-davalının işbu taşınmaz yönünden 57.895,00 TL katılma alacağı olduğu; 5398 ada 59 parsel sayılı taşınmazın 21.09.2001 tarihinde davacı-davalı adına satış sebebi ile, 2378 ada 18 parsel sayılı taşınmazın 89/214 hissesinin 15.12.1997 tarihinde davacı-davalı adına “imar” sebebi ile tescil edildiği; davalı-davacının 1993 tarihinden itibaren çalışmakta olup aradan geçen uzun süre nedeni ile eşlerin 1993-2001 yılları arasındaki gelirlerinin tam ve eksiksiz olarak tespit edilmesi mümkün olamadığı, dosya içerisinde bulunan taraf ve tanık beyanlarından, davacı-davalının polis memuru olduğu, davalı-davacının ise 2001 yılına kadar düşük gelirle taraflar İstanbul’a taşındıktan sonra daha yüksek gelirle çalıştığı, davacı- davalının kumar alışkanlığı olduğu, bütün bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, tarafların katkı oranının % 50 olarak kabulü gerektiği, buna göre 5398 ada 59 parsel sayılı taşınmaz yönünden 78.092,15 TL, 2378 ada 18 parsel sayılı taşınmaz yönünden 22.250,00 TL davalı-davacının katkı payı alacağı olduğu; 102 ada 4 parsel sayılı taşınmazın 1/28 hissesinin 05.01.2011 tarihinde davacı-davalı adına “intikal” sebebi ile tescil edildiği, kişisel mal olduğu gerekçesiyle; asıl davanın kısmen kabulüyle 2500 ada 6 parsel 11 nolu bağımsız bölüm yönünden 57.895,00 TL katılma alacağının tahsiline, davacı-davalının 2500 ada 6 parsel 8 nolu bağımsız bölüm, 1824 ada 10 parsel 4 nolu bağımsız bölüm ile 2499 ada 7 parsel 2 nolu bağımsız bölümlere yönelik taleplerinin reddine; birleşen davanın kısmen kabulüyle 5398 ada 59 parsel sayılı taşınmaz yönünden 78.092,15 TL, 2378 ada 18 parsel sayılı taşınmaz yönünden 22.250,00 TL olmak üzere toplam 100.342,15 TL katkı payı alacağının tahsiline, davalı-davacının 102 ada 4 parsel sayılı taşınmaza yönelik talebinin reddine; her iki alacağın mahsubu ile sonuç itibariyle; 42.447,15 TL'nin davacı-davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; asıl davada boşanma davasından sonra davalı-davacıya devredilen taşınmazların bir tanesinin 2002 yılından önce iki tanesinin 2002 yılından sonra satın alındığını, 2002 yılından önce satın alınan taşınmazın müvekkilinin kişisel malı olduğunu, müvekkilinin hakkının verilmediğini, birleşen davada tasfiye konusu taşınmazların bir kısmının müvekkilinin babasından miras kalan, bir kısmının da müvekkilinin kendi gelirleriyle aldığı taşınmazlar olduğunu, müvekkilinin yuvasını kurtarmak için taşınmazları bedelsiz olarak davalı-davacıya devrettiğini, boşanma aşamasında mal paylaşımı yapmadıklarını, davalı-davacının kötüniyeli olduğunu, tanıkların yalan ve taraflı beyanda bulunduklarını, davalı-davacının çalışırken biriktirdiğini Kombasan'a yatırarak batırdığını, çalışmalarının kısa süreli olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, tarafların boşanma davası sürecinde 05.02.2013 tarihli oturumda boşanma konusunda anlaştıklarını ve mal paylaşımı ile ilgili bir kaç pürüz kaldığını bildirerek süre aldıkları, bir kısım devirlerin bu süreçte yapıldığı, ancak anlaşmalı boşanmanın sağlanamadığı; asıl davaya konu tasfiye konusu 2500 ada 6 parsel 8 bağımsız bölüm, 1824 ada 10 parsel 4 nolu bağımsız bölüm ve 2499 ada 7 parsel 2 nolu bağımsız bölümlerin daha önceki tarihlerde davacı-davalı adına satış yoluyla kayıtlı olduğu, boşanma davasında 05.02.2013 tarihinde alınan süreden sonra 15.02.2013 tarihinde satış yoluyla davalı-davacıya devrediliği ve onun adına kayıtlı olduğu, boşanma dava tarihinden (mal rejiminin sona erdiği tarihten) sonra davalı-davacı adına tescil edilen taşınmazlarda davacı-davalının katılma alacağının olamayacağı ve mal rejimi tasfiyesi istemli davalarda kural olarak ayni tasfiye söz konusu olamayacağı; tescile yönelik istemin de reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı; asıl davada tasfiye konusu 2500 ada 6 parsel 11 nolu bağımsız bölümün 18.12.2006 tarihinde satış yoluyla davalı-davacı adına tescil edildiği, evlilik birliği içinde edinilen işbu taşınmaz yönünden davalı-davacının edinilmiş mal karinesinin aksinin kanıtlayamadığı, taşınmazda davalı-davacının 8/19 payına isabet eden 115.790,00 TL'nin yarısı oranında 57.895,00 TL davacı-davalının katılma alacağı bulunduğu ve ıslah edilen dava değerine göre davanın bu meblağ üzerinden kısmen kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı; birleşen davada tasfiye konusu 5398 ada 59 parsel sayılı taşınmazın 21.09.2001 tarihinde satış yoluyla, 2378 ada 18 parsel sayılı taşınmazın 89/214 hissesinin 15.12.1997 tarihinde satış yoluyla davacı-davalı adına tescil edildiği, kocanın evi geçim yükümlülüğü ile kesinleşen boşanma kararı ile emekli polis memuru olan kocanın kumar alışkanlığı, kadının çalışmaları da dikkate alındığında tarafların net kazançlarının tespit edilememesi üzerine Mahkemece % 50 hakkaniyet oranı belirlenmesinin somut olayın gerçeklerine uygun düştüğü, toplam 100.342,15 TL katkı payı alacağının olduğunun tespitinde de isabetsizlik bulunmadığı; 102 ada 4 parsel sayılı taşınmazın 1/28 hissesi yönünden davalı-davacının alacak talebinin reddinin de isabetli olduğu gerekçesiyle; başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; asıl davada boşanma davasından sonra davalı-davacıya devredilen taşınmazların bir tanesinin 2002 yılından önce iki tanesinin 2002 yılından sonra satın alındığını, 2002 yılından önce satın alınan taşınmazın müvekkilinin kişisel malı olduğunu, müvekkilinin hakkının verilmediğini, birleşen davada tasfiye konusu taşınmazların bir kısmının müvekkilinin babasından miras kalan, bir kısmının da müvekkilinin kendi gelirleriyle aldığı taşınmazlar olduğunu, müvekkilinin yuvasını kurtarmak için taşınmazları bedelsiz olarak davalı-davacıya devrettiğini, boşanma aşamasında mal paylaşımı yapmadıklarını, davalı-davacının kötüniyeli olduğunu, tanıkların yalan ve taraflı beyanda bulunduklarını, davalı-davacının çalışırken biriktirdiğini Kombasan Holding'e yatırarak batırdığını, çalışmalarının kısa süreli olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tasfiyeye dahil edilecek mallar, katkı payı oranı, delillerin değerlendirilmesi noktasında toplanmaktadır. Dava, katkı payı, değer artış payı ve katılma alacağı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi, 31 inci maddesi, 33 üncü maddesi, 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 4 üncü maddesi, 5 inci maddesi, 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 220 nci maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 226 ncı maddesi, 227 nci maddesi, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası; 4722 sayılı Türk Medenî Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 10 uncu maddesi; 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin 152 nci maddesi, 153 üncü maddesi, 170 inci maddesi, 186 ncı maddesinin birinci fıkrası, 189 uncu maddesi, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 146 ncı maddesi, 544 üncü maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 646 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı- davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
16.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...