Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10517 E. 2023/1492 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadının boşanma davasına ilişkin istinaf başvurusunun süresinde olup olmadığı ve Bölge Adliye Mahkemesi'nin usulden ret kararının yerindeliği.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin istinaf başvurusunun süresinde yapılmadığı gerekçesiyle verdiği usulden ret kararının, 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesinin 1. fıkrası uyarınca usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 13. Aile Mahkemesi

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun süre yönünden usulden reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince 7.11.2022 tarihli ek karar ile temyiz dilekçesinin kesinlikten reddine karar verilmiştir.

Ek karar davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

Temyiz istemi, davalı-davacı kadının temyiz dilekçesi hakkında verilen süreden ret kararına karşı temyiz yoluna başvurulamayacağı gerekçesiyle temyiz dilekçesinin kesinlikten reddine yönelik Bölge Adliye Mahkemesinin 7.11.2022 tarihli ek kararına ilişkindir.

Miktar veya değeri temyiz kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre, davalı-davacı kadının temyiz dilekçesi hakkında verilen sürede olmadığına dair ek kararın kesin olduğu gerekçesiyle temyiz isteminin reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesince verilen ek kararın 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesine aykırı olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda temyiz dilekçesinin kesinlikten reddine ilişkin ek kararın hatalı olduğu anlaşılmakla; 7.11.2022 tarihli ek kararın ortadan kaldırılması gerekmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2013 yılında evlendiklerini, müvekkilinin ikinci evliliği olduğunu, aynı şekilde davalının da ikinci evliliği olduğunu, davalının bir çocuğunun olduğunu, müvekkilinin de ilk evliliğinden iki çocuğunun olduğunu, evlilik kurulmadan önce bu çocukların taraflar ile birlikte yaşayacaklarının konuşulduğunu, davalının bu durumu bilerek evlenmesine rağmen zamanla bu çocukları istemediği, hatta müvekkilinin kızı ... ...'un boğazını sıkarak şiddet uyguladığını, taraflar arasında bir karı koca ilişkisinin olmadığını belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkile verilmesini, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesini, 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilerek tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin eşine ve eşinin ilk evliliğinden olan çocuklarına yükümlülüklerini yerine getirdiğini, davacının iddiasının aksine davacının müvekkili kovduğunu, müvekkilinin çocuğun odasında kalmasının sebebinin çocuğun hasta olmasından kaynaklandığını, davacının ilk evliliğinden olan çocukların ortak karar doğrultusunda babaannelerinin evine gittiklerini, müvekkilinin evden gitmek istemediğini fakat davacının sözleri üzerine evden ayrılmak zorunda kaldığını, müvekkilinin kendi geçimini ve çocukların geçimini kendisinin sağladığını, davacının eve cinsel ilaçlar getirdiğini ve müvekkile zorla bunları içirmek istediğini, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüyle,evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, ortak çocuk için aylık 750,00 TL iştirak nafakası müvekkili için 1.500,00 TL yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilerek tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, kadının kocasının önceki eşinden olan çocuklarına kötü davrandığı, çocuklara hakaretler ettiği, küfürler ettiği, çocukları aşağıladığı, küçük çocuğun boğazını sıkarak çocuğu darp ettiği, erkeğe de hakaretler ettiği, "sen benim istediğim şartları sağlayamazsın, senin erkekliğin bu mu?, salak, aptal, beynin almıyor mu?" diye hakaretlerde ve aşağılamalarda bulunduğu ve bunları değişik zamanlarda pek çok defa söylediği, erkeğin ölmüş eşine küfür ettiği, erkeğin önceki eşinden olan çocukları evden kovduğu, erkeğe "ş...siz" diye hakaret ettiği, erkeğin de kadının hakaretlerine karşı "aynısını sana iade ediyorum" diyerek karşılık verdiği, yatak odası sırlarını başkaları ile paylaştığı, özürlü çocuğunun tedavisi ile ilgilenmediği görülmüş, her iki tarafın da bu eylem ve söylemleri ile evlilik birliğinin devam etmeyecek nitelikte temelinden sarsıldığı davanın ve karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, tarafların ortak çocukları ...'nın velâyetinin anneye verilmesine, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk ... için aylık 800,00 TL iştirak nafakasının kararın kesinleşmesinden sonra davacı-davalıdan alınarak davalı-davacı anneye verilmesine, davalı-davacı kadının maddî manevî tazminat ve yoksulluk nafakası talebinin reddine, davacı-davalının maddî tazminat talebinin reddine, davacı-davalının manevî tazminat talebinin 1.000 TL'lik kısmının kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davalı-davacı vekili; kusur belirlemesi, tazminatların ve yoksulluk nafakasının reddi yönünden süresinde istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davacı-davalı vekili; katılma yoluyla kusur belirlemesi, maddî tazminatın reddi, manevî tazminatın miktarı yönünden süresinde istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile gerekçeli kararın davalı vekiline 10.07.2022 tarihinde tebliğ edildiği, istinaf süresinin adli tatile rastladığı, davalı vekilinin istinaf talebinin ise 08.09.2022 günü yapıldığı ve harcın da aynı gün yatırıldığı, davalının istinaf talebinin süresinde olmadığı, bu nedenle istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerektiği, davacı tarafından yapılan katılma yolu ile istinaf dilekçesinin ise 20.09.2022 tarihli olduğu, 6100 sayılı Kanun'un 348 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca istinafa başvuranın talebi Bölge Adliye Mahkemesi tarafından esasa girilmeden reddolunursa katılma yolu ile başvuranın talebinin de reddolunacağı, belirtilen hüküm uyarınca davacının katılma yolu ile istinaf talebinin de reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile kadının istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 345 inci maddesi ve 352 nci maddesinin birinci fıkrası gereğince süre yönünden reddine, erkeğin katılma yolu ile istinaf talebinin ise 6100 sayılı Kanun'un 348 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekilince usulden ret kararının temyizi üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 07.11.2022 tarihli ek kararı ile davalı vekilince istinaf talebinin 08.09.2022 günü yapıldığı ve harcın da aynı gün yatırılmadığı bu nedenle davalının istinaf talebinin süresinde olmaması nedeni ile Bölge Adliye Mahkemesinin usulden ret kararının kesin nitelikli olması nedeniyle 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin (ç) bendi uyarınca temyiz talebinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; temyiz talebinin reddine dair olan 7.11.2022 tarihinde verilen ek kararın kaldırılması, kusur belirlemesi, tazminatların reddi, yoksulluk nafakasının reddi yönünden süresinde temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; kadının istinaf başvurusunun sürede olup olmadığı, istinaf başvurusunun usulden ret kararının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi.

3.Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı kadın tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Bölge Adliye Mahkemesinin 07.11.2022 tarihli ek kararının KALDIRILMASINA,

2.Davalı-davacı kadının diğer hususlara yönelik temyizinin incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi usulden ret kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

30.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.