Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10695 E. 2023/1477 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmanın dört yıllık ayrılık süresine dayanıp dayanmadığı, kusur belirlemesi, maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk ve iştirak nafakası miktarlarının yerinde olup olmadığı hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme, tarafların iddia ve savunmaları, deliller, uygulanabilir hukuk kuralları, hukuki ilişkinin nitelendirilmesi, dava şartları, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçeler gözetilerek, davalı kadın vekilinin temyiz nedenlerinin kararı bozmaya yeterli olmadığına kanaat getirerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Anadolu 1. Aile Mahkemesi

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; ... Anadolu 9. Aile Mahkemesi’nin 2015/619 Esas sayılı dosyası ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrasına dayalı boşanma davası açıldığını, davanın reddedildiğini ve kararın 04.07.2016 tarihinde kesinleştiğini, müşterek haneye tekrar dönmediğini, 20.03.2015 tarihinden beri tarafların ayrı yaşadıklarını iddia ederek, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası gereği boşanmalarına, davacı lehine 5.000,00TL manevî tazminatın ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın haksız olduğunu, davacının bir araya gelmek istediğini, fiilen üç yıllık ayrı yaşama iradesinin olmadığını, davacının sadakatsiz yaşam sürmek için evini ve çocuklarını terk ettiğini, davacı kusurlu olduğundan boşanma davasının reddedildiğini, ancak bu tarihten sonra zaman zaman bir araya gelmeleri ve barışmak için aynı çatı altına girmek için çabalarının olduğunu, boşanma koşullarının yerine getirilemediğini, bu nedenlerle davanın reddine, mahkemenin aksi kanaatte olması durumuna ise, 100.000,00 TL maddî tazminat, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini, 2.000,00 TL tedbir, yoksulluk, 2.000,00 TL tedbir, iştirak nafakasına hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kesinleşen dayanak red kararından sonra eldeki dava tarihi olan 10.07.2019 tarihine kadar üç yıllık bekleme süresi dolduğu, bu üç yıllık fiili ayrılık sürede tarafların yeniden aile birliğini sağlayamadığı, erkek eşin açtığı ilk boşanma davasının 17.03.2016 tarihli duruşmasında, kadın eşin, eşini sevdiğini ve boşanmak istemediğini beyan ettiği, boşanmayı istememek af anlamına gelmese de eşini sevdiğini beyan etmesinin af anlamına geldiği, böylece bu tarihten önceki olayların artık erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, dolayısıyla davacı erkeğe yüklenen sadakatsizlik vakıalarının bu dosya kapsamında erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, ancak ret ile sonuçlanan ilk davayı açarak fiili ayrılığa sebep olan ve birlikte yaşamaktan kaçınan davacı erkeğin boşanmaya neden olan olaylarda tamamen kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası gereği boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin davalı anneye verilmesine, müşterek çocuk ile davalı baba arasında şahsi ilişki tesisine, müşterek çocuk yararına aylık 400,00 TL tedbir nafakasına, kesinleşmeden itibaren aylık 750,00 TL'ye çıkartılarak iştirak nafakası adı altında davacıdan alınarak davalıya verilmesine, davacının manevî tazminat talebinin reddine, davalı yararına 20.000,00 TL maddî tazminata, erkeğin kusurlu davranışı kişilik haklarına saldırı teşkil etmeyen ve düzenli işi ve geliri bulunmakla boşanma ile yoksulluğa düşemeyecek olan davalının manevî tazminat, tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın vekili; davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığını, asgari ücretin müvekkilini yoksulluktan kurtarmadığını, yoksulluk nafakası talebinin kabulü gerektiğini, kusur tespiti, davanın kabulü, manevî tazminat ile yoksulluk nafakasının reddi ile maddî tazminat ile iştirak nafakası miktarına yönelik istinaf talebinde bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı yararına hükmedilen maddî tazminat miktarının az olduğu, diğer yönlerden hükmün usul ve kanuna uygun olduğu, davalının maddî tazminat miktarına yönelik istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının buna ilişkin kısmının kaldırılmasına, davalı lehine 50.000,00 TL maddî tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine, davalının diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili; kusur tespiti, davanın kabulü, manevî tazminat ile yoksulluk nafakasının reddi ile maddî tazminat ile iştirak nafakası miktarının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası koşullarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesi, kadının manevî tazminat ile yoksulluk nafakası taleplerinin reddinin ve maddî tazminat ile iştirak nafakası miktarının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 182 nci, 327 nci, 328 inci, 330 uncu maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

30.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.