Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10860 E. 2023/3391 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı eşin, aile konutu olarak kullanılan taşınmazın davalı eş tarafından rızası olmadan satıldığını iddia ederek açtığı tapu iptali ve tescil davasının reddine ilişkin kararın temyiz incelemesi.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı eşin taşınmazı devrederken davacının rızasının bulunmadığının ispatlanamaması ve davalıların diğer davalılara karşı iyi niyet iddiasının değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin davayı reddeden direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1393 E., 2022/1223 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/306 E., 2021/195 K.

Taraflar arasındaki aile konutu nedeniyle tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; aile konutu olarak yıllardır çocukları ile birlikte kaldıkları evin davalı eş adına kayıtlı olduğunu, evin 2012 yılında alındığını davacı eşin rızası olmadan aile konutu vasfındaki taşınmazı aynı muhitte emlakçılık yapan davalı ...'a sattığını, davalı ...'in taşınmazın aile konutu olarak kullanıldığını bildiği için iyi niyetli üçüncü kişiler zinciri oluşturmak adına taşınmazı diğer davalı ...'ya sattığını; ...'ın baskısı ve tehdidi ile taşınmaza aile konutu şerhi koyabilmesinin engellendiğini, davacının eğitimsiz olmasının ve okuma yazma bilmemesinin de bu ortama zemin hazırladığını, davalı ...'nın sürekli tehdit ve cebri icra yolu ile evden çıkarmaya çalıştığını, davalı ...'nın evin su ve elektrik faturalarını üzerine alarak müvekkilini zor durumda bırakıp evden çıkmaya zorladığını iddia ederek 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı ve 337 nci maddeleri gereğince adli yardım talebinin kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 194 üncü maddesi gereğince davasının kabulüne; Kirazpınar Mah. ... Emlak Konutları 2. Etap 5785 ada, A1 Blok D:8 .../... olarak kayıtlı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davalı eş adına kayıt ve tesciline, aile konutu şerhi konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar ... ve ... cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; davacının evin satışından haberdar olduğunu, evi kendisinin gösterdiğini, kendisi evi satın almasa evin icra yolu ile satışa çıkacağını, birlikte Emlak Konuta gittiklerini, borcu kapatıp icrayı kaldırdıklarını, toplam borcun 55.000 TL olduğunu, ...'ın daireyi kendisine 06/10/2016 yılında kalan borcu ile birlikte Emlak Konutlarında devir ettiğini, ... ile 10 aylık kira kontratı düzenlediklerini, kira bedelini de 600,00 TL olarak karalaştırdıklarını, dairenin aylık yakıt ve aidat giderleriyle birlikte 1.000,00 TL olarak 10 ay üzerinden kendisine 10.000,00 TL ödemiş olduğunu, davacının da işlemler sırasında yanlarında olduğunu, 15.08.2017 tarihinde tahliye taahhütnamesi imzalandığını ve süre dolmasına rağmen aradan geçen 1 yıllık sürede kira ödemediklerini aidat ve yakıt borçlarını da kendisinin ödediğini, davalı ...'nın kendilerine tahliye davası açması üzerine eşlerin bir olup böyle bir dava açtıklarını, davacının beyan ettiği gibi tarafların ayrılmadığını halen birlikte yaşadıklarını, kendisi daireyi satın aldıktan 1,5 yıl sonra da bir bebeklerinin dünyaya geldiğini, dairenin de tapusunun bulunmadığını, kendisinin de aynı şartlarda 07.12.2016 tarihinde ...'ya devir ettiğini, davalı ...'ın 10.08.2017 tarihinde evden çıkacağını belirttiğini, birlikte tarafların evine gittiklerini Ahmet ve eşinin evi kendilerine gösterdiğini, ...'ya verdiği sözden dolayı sırf kendisinin kira ve aidatları ödediğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı ... cevap dilekçesinde özetle; dava konusu daireyi emlak konuttan sözleşme ile satın aldığını, yaptığı işten dolayı borçlarını ve emlak konuta kalan taksitleri ödeyemediğini, evi satmaya karar verdiğini, bu durumu davacıya söylediğini, satmadığı takdirde emlak konutun evi elinden alacağını, bunu davacının da bildiğini, davacının 10 ay daha oturmayı istediğini, kendisinin de kabul ettiğini, bu koşullarla evi davalı ...'a sattığını ve parasını aldığını, ... ile kira sözleşmesi yaptıklarını, satış parasından kirayı da ödediğini, tüm bunları davacının bildiğini dairenin tapusunun hiç bir zaman kendisinin olmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1. ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 12.01.2018 tarih ve 2018/11 Esas-5 Karar sayılı kararı ile davacının talebi 4721 sayılı Kanun’un 194 üncü maddesine dayandığından davanın Aile Mahkemelerinin görev alanında kaldığı gerekçesi ile Mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir.

2. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Körfez 1. Noterliği'nin 22.02.2012 tarih ve 2260 yevmiye numarası ile tanzim ve tasdikli Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı ile davalı ... arasında, dava konusu ... Emlak Konutları 2 projesi ... ili, ... ilçesi, 5785 ada, 1 parselde kayıtlı A 1 Blok 8 nolu bağımsız bölüme ilişkin 115.841,58 TL KDV'siz bedelle gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi tanzim edildiği; davalı ...'in bir kısım borçlarının bulunduğu, Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı‘na dava konusu taşınmazın taksitlerini ödeyemediği, bu nedenle ... 9. Noterliği 06.10.2016 tarihli 38696 yevmiye numarası ile düzenlenen ve tasdiklenen sözleşme ile 22.02.2012 tarihli sözleşmeyi aynı şartlarla bütün hak ve hukuki neticeleri ile diğer davalı ...'a devrettiği, davalı ... ile diğer davalı ... arasında 10 ay süreli kira sözleşmesi düzenlendiği, daha sonra davalı ...'in de ... 9. Noterliği 07.12.2016 tarihli 48768 yevmiye numarası ile düzenlenen ve tasdiklenen sözleşme ile 06.10.2016 tarihli sözleşmeyi aynı şartlarla bütün hak ve hukuki neticeleri ile diğer davalı ...'ya devrettiği, aynı gün davalı ... tarafından Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı hesabına 1.367,00 TL devir bedeli yatırıldığı, 04.12.2017 tarihinde davalı ... tarafından Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı’na kalan borcun tamamının kapatılması için indirim kampanyasından yaralanma talepli dilekçe verildiği ve aynı gün tarihli dekont ile 48.910,30 TL ödendiği, dava konusu taşınmazın Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı adına tapuya kayıtlı iken satış sureti ile 06.03.2018 tarihinde davalı ... adına kayıt ve tescil edildiği, neticede dava konusu taşınmazın başından itibaren davalı ... adına tapu kaydının oluşmadığı, davalı ...'in Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş ile akdettiği sözleşme gereği gayrimenkul satış vaadi alacaklısı olduğu; dava konusu konutun aile konutu olduğuna ilişkin taraflar arasında bir uyuşmazlık olmadığı, davacı tanığının beyanı ile de taşınmazın aile konutu niteliğinde olduğu, davalı ...'in dava konusu taşınmaza ilişkin Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş ile akdettiği gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden doğan hakkını davalı ...'a devrederken davacının açık rızasının alındığı davalı tarafça ispat edilemediği, buna bağlı olarak davacının, davalı ... ile davalı ... arasındaki devir sözleşmesinin iptalini talep edebileceği düşünülebilir ise de, hiç bir zaman davalı ... adına tapuya tescil edilmemiş taşınmazın, tapu kaydının iptali ile davalı ... adına tescilini talep edemeyeceği, diğer davalı ... ise dava konusu taşınmaza ilişkin gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden doğan hakları davalı ...'ten değil davalı ...'den devraldığı, bu nedenle davalı ...'ın İbrahim adına olan taşınmaz satış vaadi sözleşmesini devralırken davacıdan açık muvafakat istemesi beklenemeyeceği gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 194 üncü maddesi gereğince davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, mahkemece taşınmazın aile konutu olduğu tespit edildiği halde davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı ... yararına takdir edilen vekalet ücretinin hatalı olduğunu, talep artırım dilekçesinin davalılara tebliğ edilmeden karar verilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğun ileri sürerek karar kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı İlk Derece Mahkemesi karar gerekçesinin yerinde olduğu, belirtilen gerekçeyle davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığı, davanın reddine karar verilmesi karşısında davada kendisini vekille temsil ettiren davalı ... yararına taşınmazın dava tarihi itibariyle mahkemece tespit edilen değeri üzerinden vekalet ücreti takdir edilmesinde, usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığı gibi, takdir edilen vekalet ücreti tutarında da bir hata bulunmadığı, dava nispi harca tabi olup, mahkemece tespit edilecek dava değeri üzerinden re'sen dikkate alınması gerektiğinden, dava dilekçesinde belirtilen değerin ve yargılama sırasında verilen değer artırımına ilişkin dilekçenin sonuca etkisinin bulunmadığı gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; davalıların birlikte hareket ettiklerini, aile konutu olarak kullanıldığının sabit olduğunu, davalı eşin mal varlığını kaçırma amacıyla aile konutunu emlakçı olan diğer davalı ...’e devrettiği, davalı ...'in ise taşınmazı diğer davalı ...’a devrettiği, yapılan satışlar ve sözleşmelerin iyi niyet zincirleri oluşturmaya yönelik olduğunu, bu nedenle aile konutu olan taşınmazın tapu iptali ve tescilini talep etmek zorunda kaldığını, Emlak Konutun artık devreden çıktığını, tapunun hali hazırda davalı ... adına olduğuna göre tescilin iptaline karar verilebileceğini, talep artırım dilekçesinin davalılara tebliğ edilmediğini, vekalet ücretinin hatalı hesaplandığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan aile konutu nedeniyle tapu iptal ve tescil davasında malik olmayan eş talebi ile aile konutu şerhinin kaldırılmasının ... olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği, tapuya güvenerek iyi niyetli edinimin hukuken korunup korunmayacağı ile vekalet ücretinin hatalı hesaplanıp hesaplanmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 2 nci maddesi, 194 üncü maddesi,1023 üncü maddesi. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.