Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10884 E. 2024/1360 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Anlaşmalı boşanma davası kapsamında verilen ve mal rejiminin tasfiyesine ilişkin yabancı mahkeme kararının tenfizinin mümkün olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Türkiye ile yabancı mahkemenin bulunduğu ülke arasında tenfizi mümkün kılan ikili veya çok taraflı anlaşma olmamasına rağmen, 5718 sayılı Kanun'un 54. ve 58. maddeleri uyarınca tenfiz talebinde yasal bir engel bulunmadığı, kararın Türk kamu düzenine aykırı olmadığı ve davalı tarafın yabancı mahkemede savunma hakkının kısıtlanmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1400 E., 2022/1489 K.

DAVA TARİHİ : 09.03.2020

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Espiye Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2020/139 E., 2022/192 K.

Taraflar arasındaki tanıma ve tenfiz (mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan) davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalının New Jersey Eyalet Mahkemesinin 03.11.2014 tarih ve FM-03-962-14 sayılı kararı ile boşandığını, tarafların her türlü maddî ve hukuki sonuçları üzerinde anlaşarak boşandıklarını, kararın kesinleştiğini, kararın sadece boşanma yönünden tanınması için Espiye Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 01.10.2015 tarih ve 2015/39 Esas, 2015/419 Karar sayılı hükmü ile yabancı mahkeme kararının boşanma yönünden tanınmasına karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, boşanma davası sonunda müvekkilinin aleyhine mal rejiminin tasfiyesi ve alacak davası açıldığını, tarafların Amerika'daki davasında bu hususlarda tam bağlayıcı bir anlaşma yaptıklarını, mal rejimi ile alakalı bu davanın halihazırda derdest olduğunu, New Jersey Eyalet Mahkemesinin 03/11/2014 tarih ve FM-03-962-14 sayılı kararının boşanmanın mali sonuçları ile ilgili olarak kesin hüküm halinin alınabilmesi için kararın boşanma haricinde mali sonuçlar yönünden de tenfizinin talep edilme zaruretinin doğduğunu belirterek; New Jersey Eyalet Mahkemesinin 03/11/2014 tarih ve FM-03-962-14 sayılı kararının boşanmanın mali sonuçlarına ilişkin mal rejiminin tasfiyesi yönünden tenfizini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde; tarafların yurtdışında boşandıklarını, mal rejiminin tasfiyesine yönelik herhangi bir anlaşmasının bulunmadığını, yurtdışında yapılan anlaşmanın o ülke için geçerli olduğunu, Türkiye'deki malvarlığını kapsamadığını, davacının mal rejiminin tasfiyesine yönelik açılan davanın sürüncemede bırakmak için bu davayı açıltığını, davayı kabul etmemekle birlikte davacının Amerika'da açılan davanın şartlarını da yerine getirmediğini, Türk Mahkemelerinin münhasır yetkisine girdiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, tarafların 20.03.1997 tarihinde evlendikleri, New Jersey Eyalet Mahkemesinin 03.11.2014 tarihinde kesinleşen FM-03-963-14 sayılı kararı ile boşandıkları, boşanmaya ilişkin yabancı mahkeme kararının tanındığı ve tanıma kararının 29.03.2016 tarihinde kesinleştiği; davacının tarafların boşanmalarına ilişkin yabancı mahkeme kararının eki olan ve boşanmanın mali sonuçlarının yer aldığı karar eki protokolün tenfizini talep ettiği; 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un (5718 sayılı Kanun) 54 ve 58 nci maddeleri uyarınca yabancı mahkeme kararının tanınmasında yasal bir engel bulunmadığı, kararda Türk Kamu düzenine açıkça aykırılık teşkil edilmediği, yabancı mahkemede tarafların savunma hakkının kısıtlanmadığı gerekçesiyle; davanın kabulü ile, New Jersey Eyalet Mahkemesinin 03.11.2014 tarih ve FM-03-962-14 sayılı kararının boşanmanın mali sonuçlarına ilişkin Türkiye'deki mallar yönünden, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin bölümün tenfizine, tercüman bilirkişi Esra Y. L. tarafından hazırlanan tercüme evraklarının kararın eki sayılmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; davanın zamanaşımı ve hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ile Türkiye arasında ikili bir adli yardımlaşma anlaşması mevcut olmadığını, davacının sadece kararın mali sonuçlarına ilişkin kısmının tenfizini istemesinin iyi niyetli olmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının ABD'de yapılan anlaşmanın şartlarının yerine getirmediğini, anlaşmanın sadece ABD'deki malları kapsadığını, Türk Mahkemelerinin münhasır yetkisine girdiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, somut olayda tenfizi talep edilen ilamın ABD'nin New Jersey Eyaleti Mahkemesi'nden verildiği, ilamın verildiği devletle Türkiye Cumhuriyeti arasında ilamların tenfizini mümkün kılan ikili veya her iki devletin taraf olduğu çok taraflı bir anlaşma bulunmadığı, 06.04.2021 tarihli Adalet Bakanlığı Dış İlişkiler ve Avrupa Biliği Genel Müdürlüğü tarafından gönderilen müzekkere cevabı ve ekinde Ek-3' te "parasal ilamların tanınmasına dair 1962 Model Kanun (New Jersey eyaletinde kabul edilmiş) ve tadiller içeren 2005 tarihli bir Model Kanun bulunduğu" yönünde bilgi verildiği; toplanan deliller, taraflara ait nüfus kaydı, iddia, savunma ile incelenen tüm dosya kapsamına göre, 5718 sayılı Kanun'un 54 ve 58 nci maddeleri uyarınca kararın tanınmasında yasal bir engel bulunmadığı, tercüme evraklarında tarafların "tenfizi talep edilen konularda tüm şart ve sorumlulukları tam, eksiksiz ve nihai bir çözümünü temsil ettiklerini kabul ettikleri"ni imza altına aldıkları gibi bu kararın Türk kamu düzenine açıkça aykırılık teşkil edilmediği, yabancı mahkemede tarafların savunma hakkının kısıtlanmadığı, davanın kabul edilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı; yapılan açıklamalara, dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, İlk Derece Mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle; başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde; Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçeli olmadığını, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini, davanın zamanaşımı ve hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, ABD ile Türkiye arasında ikili bir adli yardımlaşma anlaşması mevcut olmadığını, davacının sadece kararın mali sonuçlarına ilişkin kısmının tenfizini istemesinin iyi niyetli olmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının ABD'de yapılan anlaşmanın şartlarına yerine getirmediğini, anlaşmanın sadece ABD'deki malları kapsadığını, Türk Mahkemelerinin münhasır yetkisine girdiğini, davacıya (4) nolu celsede kesin süre verildiğini, kesin süre içinde ara kararın yerine getirilmediğininden davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, anlaşmalı boşanma dava dosyasında karar verilen mal rejimin tasfiyesine yönelik yabancı mahkeme kararının tenfizinin mümkün olup olmadığı, yabancı mahkeme kararındaki taşınmazlara ilişkin hükmün tenfizine ilişkin koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır. Dava, tenfiz (mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan) istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 12 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 5718 sayılı Kanun'un 15 inci maddesi, 21 inci maddesi, 25 inci maddesi, 50 ve devamı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

29.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.