"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Aile Mahkemesi
Taraflar arasındaki evlenen kadının ve ortak çocukların, kadının evlenmeden önceki soyadını kullanmasına izin davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; müvekkili ve ortak çocukların soyadının resmi işlemlerde mağduriyete sebebiyet verdiğini belirterek müvekkilinin ve ortak çocukların, kadının evlenmeden önceki soyadını kullanmasına izin verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar cevap dilekçesi vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile güncel yüksek yargı kararları gereği, evli iken bekarlık soyadını kullanma konusunda kadın ve erkeğin eşit haklara sahip olduğu, kadının bu hakkının anayasal eşitlik ilkesinin doğal sonucu olduğu ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nda düzenlenen eşitlik ilkesi kapsamında kabulü gerektiği gerekçesiyle davacı kadının kendi soyadının değiştirilmesine yönelik davasının kabulüne, davacının evlilik soyadının iptaline, kızlık soyadı ile değiştirilmesine, değişikliğin nüfusa tesciline; ancak 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 321 inci maddesi uyarınca evlilik devam ederken çocuğun ailenin soyadını taşıyacağı yönünden yasal düzenlemenin mevcut olduğu, aile soyadının ise babanın soyadı olduğunu, bu maddede yer alan düzenlemenin emredici nitelikte olduğunu, taraflarca aksi kararlaştırılamayacağını ve uyulmasının zorunlu olduğunu; aynı hükmün Soyadı Nizamnamesi'nde de yer aldığını, çocuğun soyadını; doğumla, soybağının kurulmasıyla, evlat edinme yoluyla ve idari yolla kazandığını; çocuğun evlilik birliği içerisinde doğmuş ise ailenin, başka bir ifade ile babanın soyadını aldığını; çocuğun soyadının, ana ve babasıyla soybağı ilişkisini gösterdiğini; buna göre ... olmayan çocuğun, doğumla veya kan bağına dayanan soybağının yahut da yapay soybağının (evlat edinme) kurulmasıyla kazandığı soyadının bu husustaki emredici hükümler nedeniyle anne ve babanın evliliği devam ederken değiştirilemeyeceği belirtilerek çocuklar yönünden açılan soyadının değiştirilmesine ilişkin davanın ise reddine karar verilmiştir
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili; eğitim sisteminde yapılan sınavlarda ve diğer tüm resmi işlemlerde çocukların mağduriyet yaşadığını, verilen kararın Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'na aykırı olduğunu belirterek ortak çocuklara yönelik davanın reddi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile çocuğun hangi soyadını alacağı, 4721 sayılı Kanun'un 321 inci maddesinde, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununda (5490 sayılı Kanun), Soyadı Nizamnamesinde ve Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelikte düzenlendiği, 4721 sayılı Kanun'un “Soyadı” başlıklı 321 inci maddesi Anayasa Mahkemesinin iptal hükmünün yürürlüğe girmesiyle “Çocuk, ana ve baba evli ise ailenin soyadını taşır. Ancak, ana önceki evliliğinden dolayı çifte soyadı taşıyorsa çocuk onun bekarlık soyadını taşır” şeklini aldığı; o halde 4721 sayılı Kanun'a göre çocuğun; ana ve baba evli ise, ailenin soyadını alacağı, ailenin soyadının ise, babanın soyadı olduğu, bu maddede yer alan düzenlemenin emredici nitelikte olduğu ve aynı hükmün Soyadı Nizamnamesinde de yer aldığı, 23.11.2006 tarihli 26355 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe konulan Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 22 nci maddesinin birinci fıkrasında da, “Evlilik içinde veya herhangi bir nedenle evliliğin sona ermesinden başlayarak üçyüz gün içinde Türk babadan olan veya Türk anadan doğan çocuklar doğumlarından başlayarak Türk vatandaşlığını kazanırlar. Bu çocuklar babanın soyadını alır ve aile kütüklerinde babalarının hanesine yazılırlar...” düzenlemesinin mevcut olduğu belirtilerek İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun bulunduğu gerekçesiyle davacı kadının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili; istinaf başvurusunun reddi kararının hatalı olduğunu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortak çocuklara yönelik davanın reddi kararı yönünden bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; evlilik birliği devam ederken ortak çocukların soyadının annenin bekarlık soyadı ile değiştirilmesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 321 inci maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi, 371 nci maddesi.
5490 sayılı Kanunun ilgili maddeleri, Soyadı Nizamnamesi ve Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 22 nci maddesi,
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
29.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.