Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10908 E. 2024/1361 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Daha önce kesinleşmiş mal rejiminin tasfiyesi ve alacağın tahsili davasında, davalıların sonradan elde ettikleri belgeler ve vekilin ihmali nedeniyle yargılamanın iadesi koşullarının oluşup oluşmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Dayanılan belgelerin yargılama sırasında mevcut olduğu halde mahkemeye sunulmadığı, vekilin ihmal veya özensiz davranışının yargılamanın iadesi sebebi olmadığı ve davacı tarafın karara tesir eden hileli bir davranışta bulunduğunun ispatlanamadığı gözetilerek, yargılamanın iadesi talebinin reddine dair yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/258 E., 2022/843 K.

DAVALILAR- YARGILAMANIN

DAVA TARİHİ : 01.06.2021

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/651 E., 2021/1076 K.

Taraflar arasındaki yargılamanın iadesi (değer artış payı ve katılma alacağı) davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davalılar-yargılamanın iadesi talep edenler vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar-yargılamanın iadesi talep edenler vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davalılar-yargılamanın iadesi talep edenler vekili dava dilekçesinde; davacı ... tarafından mal rejiminin tasfiyesi ve alacağın tahsili talepli dava açıldığını, Mahkemenin 10.07.2018 tarih ve 2016/793 Esas, 2018/562 Karar sayılı hüküm ile davanın kabulüyle, 86.813,93 TL değer artış payı ve katılma alacağının tahsiline karar verildiğini, ilgili kararın davalı müvekkillerinin yargılama esnasında vekilleri olan Avukat Ferhat P. ve davacı tarafından istinaf edilmediğini ve 10.09.2018 tarihinde kesinleştiğini, müvekkili ...'un, davacı ...'in muris eşi Mehmet'in ilk evliliğinden olan oğlu olduğunu, müvekkili ...'un her ikisi de doktor olan anne ve babasının evliliklerini 02.04.1997 tarihinde gerçekleştiğini ve 08.11.2004 tarihinde ise boşandıklarını, müvekkili ...'un velâyetinin annesi ...'te kalmasına karar verildiğini, sonrasında müvekkili ...'un babasının 05.01.2010 tarihinde davacı ... ile evlendiğini, müvekkilinin babasının 27.05.2016 tarihinde kanser hastalığı sebebi ile vefat ettiğini, mirasçı olarak geriye davacı ile müvekkili ...'un kaldığını, davacı tarafından açılan mal rejiminin tasfiyesi davasında müvekkili ...'u Avukat Ferhat P.'nin temsil ettiğini, dava tarihinde reşit olmadığı için velâyeten davalı ...'un annesi ...'e yöneltilen davada vekilliklerini yapması için müvekkillerinin o tarihte Av. Ferhat P.'ye genel avukat vekâleti verdiklerini, müvekkillerinin yapılan yargılamanın sona ermesinin ardından davacı ...'in 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 375 inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi kapsamına girecek şekilde hileli bir eylemde bulunduğunu fark ettiklerini, lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olduğunu, müvekkili ... ve annesi ...'in bugünden yaklaşık bir ay kadar önce bir kan grubu kartı ve muris Mehmet tarafından elyazısı ile yazılıp imzalanmış üç adet belge bulduklarını, bu kan grubu kartı muris Mehmet tarafından müvekkili ...hakkında düzenlendiğini, dosya kapsamına davacı ... tarafından sunulan delillerinden birisinin 'murise ait imzalı belge' olduğunu, bu belgedeki kuyumcu kartlarındaki 'borç aldım' yazısı ve imzanın Mahkemece hükme esas alındığını, müvekkillerinin buldukları ve muris tarafından yazılan yazı ve imzayı içerir "kan grubu kartı" ve diğer belgeler incelendiğinde ile murise ait diğer yazı ve imzalar incelendiğinde davacı ...'in karara tesir eden hileli bir davranışta bulunduğunun ortaya çıkacağını, bu durumun aynı zamanda 6100 sayılı Kanun'un 375 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi uyarınca da yargılamanın iadesinin talep etme hakkını doğurduğunu, müvekkillerinin vekili Av. Ferhat P'nin meslek ahlakına uymayan hal ve davranışları ve ihmalkarlıkları nedeniyle başka müvekkillerini de mağdur ettiğini öğrendiklerini, Av. Ferhat P.'nin ne 26.05.2017 tarihli davaya konu altınların kuyumcuların alış satış fiyatına göre bedelini tespit eden bilirkişi raporuna karşı ne hesap raporuna karşı ne de davacının gerçek dışı ve kurguya dayalı beyanlarına karşı davalı müvekkillerinin lehine tek bir savunma ve itirazda bulunmadığını, Mahkemece verilen süreye rağmen son söz ile ilgili herhangi bir açıklama, beyan ve savunma yapılmadığını, vekilleri tarafından bilgi verme yükümlülüğünü de uyumadığından davalıların karar kesinleştikten sonra işbu karardan haberdar olduklarını, vekilin karara karşı istinaf yoluna da başvurmadığını belirterek; yargılamanın iadesi taleplerinin kabulü ile Eskişehir 3.Aile Mahkemesinin 10.07.2018 tarih ve 2016/793 Esas, 2018/562 Karar sayılı dosyasının ve hükmünün incelenmesi suretiyle hükmün iptali ile yargılanmanın iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davacı vekili yargılamanın iadesi talebine karşı cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, somut olayda yargılamanın iadesi talebinin kanuni süresi içerisinde yapıldığı, yargılamanın iadesi yoluyla kaldırılması istenen hükmün kesinleştiği, Mahkemece hükme esas alınan muris Mehmet'in '3'lü burma bilezik aldım' yazısı ve imzasına ilişkin itirazların yargılama yapılan dosyada itiraz olarak sunulması gerektiği, talepte bulunmadan bir ay önce bulunduğu söylenen belgelerin yargılamanın iadesi şartlarını oluşturmadığı, kaldı ki yeni sunulan üç adet belge ile hükme esas alınan belgede imzaların birbirine benzediği, yargılaması yapılıp kesinleşen dosyada davayı takip eden vekilin bilirkişi raporuna hiç itiraz etmemesi de yargılamanın iadesini gerektiren sebeplerden olmadığı gerekçesiyle; yargılamanın iadesi talebinin 6100 sayılı Kanun'da yazılı sebeplerden biri olmadığı ve koşullar oluşmadığından esasa girilmeden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar-yargılamanın iadesi talep edenler vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalılar-yargılamanın iadesi talep edenler vekili istinaf dilekçesinde; yargılamanın iadesi sebeplerinin oluştuğunu, yargılamanın iadesinin talep edildiği dilekçede ayrıntılı olarak yargılamanın iadesi sebeplerinin açıklandığını, Mahkemenin imzaların birbirine benzediğini teknik inceleme yapılmadan, bilirkişi raporu almadan yapamayacağını, 6100 sayılı Kanun'un 375 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) ve (h) bendi uyarınca yargılamanın iadesi şartlarının oluştuğunu, esasa girilmeden verilen kararda hiçbir duruşmaya katılmamış davacı vekili lehine vekâlet ücreti hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, dosya kapsamına, dava evrakı ile yargılama tutanakları içeriğine, Mahkemece deliller değerlendirilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına, davalı-yargılamanın iadesi talep eden ...'un muris tarafından imzalanmayan belgelerin karara esas alındığı, oysa sonradan elde ettikleri belgelere göre imzaların murisin imzalarına benzemediğinin anlaşıldığı ileri sürülmüş ise de, bu iddianın asıl yargılama sırasında ileri sürülmesi gerektiği halde bu yönde bir itirazın bulunmadığı, kaldı ki beyanlarda murisin elinin ürünü belgelerin davalı-yargılamanın iadesi talep eden ...'un annesi ...hakkında düzenlendiği ve belgelerin bir kısmının muris tarafından ...'e gönderildiği açıklanmakla, dayanılan belgelerin sonradan elde edilen belge niteliğinde olmadıkları, belgelerin yargılama sırasında da mevcut olduğu halde Mahkemeye sunulmadığının anlaşıldığına, yargılama sırasında davalı-yargılamanın iadesi talep eden vekil ile temsil edildiği, vekilin ihmal ya da özensiz davranışının yargılamanın yenilenmesi sebeplerinden olmadığı, hükme esas alındığı ileri sürülen belgelerin davada takdiri delil niteliğinde olup, içeriğinde açıklanan olguların başkaca delillerle de değerlendirilerek karar verildiği, davacı tarafın karara tesir eden hileli bir davranışta bulunduğunun ispatlanamadığına göre, yargılamanın iadesi koşullarının oluşmadığı, Mahkemece, yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığın gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar-yargılamanın iadesi talep edenler vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalılar-yargılamanın iadesi talep edenler vekili temyiz dilekçesinde; yargılamanın iadesi sebeplerinin oluştuğunu, yargılamanın iadesinin talep edildiği dilekçede ayrıntılı olarak yargılamanın iadesi sebeplerinin açıklandığını, Mahkemenin imzaların birbirine benzediğini teknik inceleme yapılmadan, bilirkişi raporu almadan yapamayacağını, 6100 sayılı Kanun'un 375 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) ve (h) bendi uyarınca yargılamanın iadesi şartlarının oluştuğunu, esas girilmeden verilen kararda hiçbir duruşmaya katılmamış davacı vekili lehine vekâlet ücreti hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, yargılamanın iadesi koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır. Dava, yargılamanın iadesi (değer artış payı ve katılma alacağı) istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 374 ve devamı maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalılar vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

29.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.