"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1968 E., 2022/2019 K.
KARAR : İsinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 8. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/303 E., 2022/484 K.
Taraflar arasındaki katılma alacağı, ziynet ve çeyiz eşyası alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmiş olup kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 24.04.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen 24.04.2024 gününde temyiz eden davalı ... vekili Avukat ... ile karşı taraf davacı ... vekili Avukat ... geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saatte Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava ve cevaba cevap dilekçelerinde özetle; tarafların 2012 yılında evlendiğini ve taraflar arasındaki geçimsizlik sebebiyle boşanma davası açıldığını, taraflar arasındaki mal rejiminin boşanma davasının açıldığı tarih olan 28.12.2018 tarihinde sona erdiğini, tarafların evlilik tarihinden önce davalı erkek tarafından ev sahibi olabilmek amacıyla kooperatife üye olunduğu, kooperatif borçlarının ise evlilik birliği içerisinde ödendiğini, dava konusu aile konutu olarak da kullanılan taşınmazın evlilik birliği içerisinde edinildiğini ve kadının katılma alacağı hakkı olduğunu, taraflar arasındaki fiili ayrılığın 2018 yılı Temmuz ayında başladığını, dava konusu taşınmazın ise davalı erkek tarafından 2018 yılı Eylül ayında arkadaşına devrettiğini, davacı kadına ait olan 22 ayar 5 adet bileziğin, borcu olduğu gerekçesiyle davacı kadından alınarak davalı erkek tarafından bozdurulduğunu, davacı kadına nişanda takılan setin ise evin borcu olduğu gerekçesiyle alındığını, davacı kadına düğünde takılan 40 adet çeyrek altının da davalı erkek tarafından bozdurulduğunu, tarafların düğününde davalı erkeği tarafından takılan ziynet eşyalarının ise davalı erkeğin annesi tarafından ayrı bir çantaya konulduğunu, tarafların ortak çocuğunun doğumunda takılan 10 adet çeyrek altının da bozdurulduğunu ve davalı erkeğin annesine bilezik alındığını, çeyiz senedinin taraflarca düzenlendiği ve imzalandığı, çeyiz senedinde davacı kadının çeyiz olarak götürdüğü eşyaların listesinin olduğu ve bunların davacı kadına iade edilmediği, cevap dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını iddia edilerek davanın kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik katılma alacağı talebi yönünden 10.000,00 TL'nin yasal faizi ile birlikte davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine, ziynet ve çeyiz eşyalarının davacı kadına aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması durumunda fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL alacağı yasal faizi ile birlikte davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesi talep ve dava edilmiştir. Davacı vekili 12.05.2022 tarihli dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunda aleyhe olan hususları kabul etmediklerini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla katılma alacağı talebinin 187.606,37 TL üzerinden, çeyiz eşyası alacağının 11.050,00 TL üzerinden ve çeyiz eşyası alacağının 78.834,00 TL üzerinden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap, ikinci cevap dilekçelerinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, davalı erkeğin evlilik tarihinden önce kooperatife üye olduğunu, borçlarının evlilik birliği içerisinde anne ve babasının yardımı ve çekilen kredi ile ödendiğini, borcun halen ödenmeye devam ettiğini, taşınmazın 48.500,00 TL'si için kredi çekildiğini, kalan 37.000,00 ve 15.000,00 TL'sinin ise iki taksit halinde kooperatife banka kanalıyla havale edildiğini, kredi ödemelerine davalı erkeğin anne ve babası tarafından maddî olarak yardım edildiği, dava konusu taşınmazın borçlarını ödeyebilmek amacıyla satıldığını, ziynet eşyaları yönünden ise miktarları ve harcanma sebepleri ile ilgili olarak hatalı bilgi verildiğini, davacı kadına 4 adet bilezik takıldığını, 1 tanesinin davacının babası tarafından borç alındığını, tarafların düğününde 32 adet çeyrek altın, 4 adet bilezik takıldığını, ortak çocuğun doğumunda ise 3 adet çeyrek altın getirildiğini, ziynetlerin bir kısmının evlilik birliği içerisinde ortak çocukların ihtiyaçları için bozdurulduğunu, bir kısmının davacı kadının ortak konuttan ayrılırken yanında götürüldüğünü, kalan kısmının ise ortak konuta 2014 yılında giren hırsız tarafından alındığını, çeyiz senedinde belirtilen eşyaların çeyiz olarak verilmediğini, tarafların davalı erkeğin anne ve babası ile birlikte yaşadığını, kurulu düzenin bulunduğunu ve çeyiz senedinde geçen eşyaların alınmadığını iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile katılma alacağı talebi yönünden yapılan incelemede; toplanan deliller, tanık anlatımları, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde, dava konusu taşınmazın 2016 yılında edinildiği, edinilmiş mal olduğu ve boşanma dava tarihinden yaklaşık 3 ay önce satıldığı, davacı kadının dava konusu taşınmaz üzerinde katılma alacağı hakkı olduğu, ziynet alacağı yönünden yapılan incelemede; kadına, düğünde takılan ziynet eşyalarının aksi ispat edilinceye kadar kadının kişisel malı olduğu, tarafların düğününde 40 adet çeyrek altın takıldığının dinlenen tanık beyanları ile ispatlandığı, ortak çocuğun doğumunda 10 adet çeyrek altın takıldığı, ortak çocuğun velâyeti annede olduğundan bunların da kadına ait olduğu, kadına ait olan diğer ziynetlerin kadından zorla alındığı ve bir kısmı ile tadilat yapıldığı, bir kısmı ile ihtiyaçların karşılandığı, kadına iade edilmediği, çeyiz eşyası alacağı yönünden yapılan incelemede ise kadının kişisel malı oldukları ve ortak konutta kaldığı, kadına iade edilmediği gerekçesiyle davanın kabulü ile 187.606,37 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren başlayacak yasal faizi ile birlikte davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine, ziynet eşyalarının ve çeyiz eşyalarının davacı kadına aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması durumunda ise 10.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren, kalan 79.882,00 TL'nin ise ıslah tarihinden itibaren başlayacak yasal faizi ile birlikte davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, eksik inceleme ile karar verildiği, taraflar arasındaki mal rejiminin 25.01.2019 tarihinde sona erdiği, dava konusu taşınmazın ise 04.09.2018 tarihinde devredildiği, taraflar arasındaki mal rejiminin sona erdiği tarihte dava konusu taşınmazın davalı erkek adına kayıtlı olmadığı, mal kaçırmak için devredildiği iddiasının ise kadın tarafından ispatlanamadığı, taşınmazın güncel değerinin dikkate alınmasının hatalı olduğu, taşınmazın bedelinin ödenmesine davalı erkeğin anne ve babasının da yardım ettiği ancak buna ilişkin kayıtların dikkate alınmadığı, ziynet alacağı yönünden ise bir kısım ziynetlerin varlığının ispatlanamadığı, bir kısmının ise davacı kadın tarafından ortak konuttan ayrılırken yanında götürüldüğü, çeyiz senedinde yer alan eşyaların var olmadığı, ıslah dilekçesinin süresinde verilmediği, davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek; hükmün tamamı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince; davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği,bu itibarla verilen kararda herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı belirtilerek; davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile hükmün tamamı yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, katılma alacağı ve ziynet, çeyiz eşyalarının aynen, mümkün olmaması halinde bedelinin iadesi alacağı istemine ilişkin olup uyuşmazlık, tasfiye konusu malın hangi tarihteki değerinin esas alınması gerektiği, kişisel mal savunması ve ispatı, eksik inceleme bulunup bulunmadığı, ıslah dilekçesinin süresinde verilip verilmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ıncı maddesi, 33 üncü maddesi, 176 ncı ve devamı maddeleri, 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1 inci maddesinin ikinci fıkrası, 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 220 nci maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. 4721 sayılı Kanun'un 220 nci maddesinin birinci fıkrasının (2) ve (4) nolu alt bentlerinde, mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan veya bir eşin sonradan miras yoluyla ya da herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği malvarlığı değerleri ile kişisel mallar yerine geçen değerlerin kişisel mal olduğunu düzenlenmiş; aynı Kanun'un 222 nci maddesinin üçüncü fıkrasında da bir eşin bütün mallarının, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olduğu düzenlenmiştir. Eşler, 19.10.2012 tarihinde evlenmiş, 25.01.2019 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, 01.07.2021 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (4721 sayılı Kanunu md. 225/2). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı Kanunu md. 10, 4721 sayılı Kanun md. 202/1). Tasfiyeye konu 1545 ada 169 parsel 16 nolu mesken, ada 233 parselde 8 nolu bağımsız bölüm, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 14.01.2003 tarihinde satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (4721 sayılı Kanun md. 179). Somut olayda, İlk Derece Mahkemesince, davalının kişisel mal savunmasını ispatlayamadığı gerekçesiyle taşınmazın edinilmiş mal olduğu kabul edilerek katılma alacağının kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme yeterli değildir. Şöyle ki, davalı erkek tarafından süresinde sunulan cevap dilekçesinde, dava konusu taşınmazın bir kısım borçlarının anne ve babası tarafından ödendiği ve buna ilişkin banka dekontlarının olduğu vakıası ve delillerine dayanmış buna ilişkin deliller de süresinde ibraz edilmişse de gerek İlk Derece Mahkemesince gerekse de Bölge Adliye Mahkemesince davalı erkek tarafından süresinde dayanılan bu vakıaya dair olumlu, olumsuz herhangi bir değerlendirme yapılmamış olup ilgili dekontların incelenmesinde, evlilik birliği içerisinde erkeğin annesi tarafından kooperatif aidatlarının banka havalesi yolu ile ödendiği ve kredi taksitlerinin bir bölümünün yine erkeğin annesi ve babası tarafından ödendiğinin anlaşıldığı, dinlenen tanık beyanlarında da taşınmaz bedelinin bir kısmının erkeğin anne ve babası tarafından ödendiğinin belirtildiği, ödeme planlarının incelenmesinde ise tarih ve miktarların aynı olduğu, yapılan ödemelerin davalı erkeğin kişisel malı olduğunun kabulü gerektiği anlaşılmıştır. O halde, İlk Derece Mahkemesince, tasfiye konusu taşınmazın tasfiye (önceki karar bozulmakla değer güncelliğini yitirdiğinden bozma sonrası yeni karar tarihine en yakın tarihteki) tarihi itibariyle sürüm (rayiç) değeri tespit edilip kişisel mal savunmasının ispatlandığı hususu da dikkate alınarak denetimine açık, gerekçeli bilirkişi raporu alınması, hasıl olacak sonuca göre talep miktarı ve tarafların kazanılmış hakları da gözetilerek davacının taşınmazdan kaynaklanan katılma alacağı hakkında karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.
3.Her ne kadar İlk Derece Mahkemesince, ortak çocuğun doğumunda takılan 10 adet çeyrek altının davacı kadına ait olduğu gerekçesiyle 10 adet çeyrek altın yönünden de davacı kadının davası kabul edilmişse de tarafların ortak çocuğunun doğumunda takılan altınların çocuğun mal varlığına dahil olduğu ve kadına iadesi yönünde karar verilmesinin hatalı olduğu anlaşılmış olup hükmün bu yönden de bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kişisel mal savunması ve kabul edilen 10 adet çeyrek altın yönlerinden ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.Yukarıda (2) ve (3) numaralı paragraflarda belirtildiği üzere İlk Derece Mahkemesi kararının kişisel mal savunması ve kabul edilen 10 adet çeyrek altın yönünden davalı erkek yararına BOZULMASINA,
3.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı erkek vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,24.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.