Logo

2. Hukuk Dairesi2022/11056 E. 2023/1581 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kadına hükmedilen maddi tazminat miktarı ve nafakalara uygulanacak artış oranının doğru olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki tüm deliller ve bozma ilamı kapsamı değerlendirilerek, ilk derece mahkemesince belirlenen maddi tazminat miktarı ve nafakalara TÜFE oranında artış uygulanması yönünde verilen hükmün usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek, davalı erkeğin temyiz itirazlarının reddine ve kararın onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Aile Mahkemesi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında temyiz incelemesi sonucunda, Dairece ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi kararının kadın yararına hükmedilen maddi tazminatın miktarı ve nafakalara uygulanacak artış yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda mahkemece kadın lehine 25.000,00 maddî tazminata ve nafakalara yıllık TÜFE oranında artış uygulamasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince verilen karar davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde, 4721 sayılı Kanunu’nun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına ve ortak çocuklar ... ve ...'ın velâyetinin anneye verilmesine çocuklar için ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile kadın için aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası verilmesine nafakalara her yıl TÜİK'in açıkladığı ÜFE oranında artış uygulanmasına yine kadın yararına 50.000,00 TL maddî tazminata ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 14.02.2020 tarihli kararı ile tanık beyanlarının görgüye dayalı olmadığı davanın ispatlanamadığı gerekçe gösterilerek boşanma davasının reddine karar verilmiştir

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin 14.02.2020 tarihli kararına karşı; davacı kadın vekili, hükmün tamamı yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 21.02.2022 tarihli kararı ile erkeğin çocuklarını görmeye hiç gelmediği, onlarla doğru düzgün ilgilenmediği belirtilerek davanın reddine yönelik istinaf başvurularının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle; davanın kabulüne, tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye bırakılmasına, çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 300,00 TL tedbir ve 500,00 TL iştirak nafakası ile kadın yararına aylık 650,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilerek her yıl bu nafakalara %15 oranında artış uygulanmasına, kadın yararına 40.000,00 TL maddî tazminatın ödenmesine, kadının manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin 21.02.2022 tarihli kararına karşı, davacı kadın tarafından kusur belirlemesi, reddedilen manevî tazminat talebi, tedbir yoksulluk ve iştirak nafakalarının ve maddî tazminatın miktarı ile artış oranı yönünden, davalı erkek tarafından ise hükmün tamamı yönünden temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Dairenin 14.06.2022 tarihli kararı ile kadın yararına hükmedilen maddî tazminatın miktarının, kusur durumu ve tarafların sosyal ekonomik durumu gereğince az olduğunun ayrıca kadının nafakalara yönelik talebinin yıllık ÜFE oranında artış uygulanması yönünde olduğunun, Bölge Adliye Mahkemesince kadın ve çocuklar yarına hükmedilen nafakalara yıllık %15 oranında artış uygulanmasına karar verildiğinin, her iki tarafın ekonomik ve sosyal durumları, nafakanın niteliği ve mevcut ekonomik koşullar birlikte değerlendirildiğinde taraflar arasındaki menfaat dengeleri de gözetildiğinde her yıl TÜİK tarafından belirlenen TÜFE veya ÜFE oranları üzerinden nafakalara yıllık artış oranı belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı belirtilerek hükmün bozulmasına, hükmün bozma kapsamı dışında kalan yönlerden ise onanmasına karar verilmiştir

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, ortak çocuklar ... ve ... yararına hükmedilen aylık ayrı ayrı 500,00 TL iştirak nafakası ile kadın yararına hükmedilen 650,00 TL yoksulluk nafakasına boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren her yıl TÜİK tarafından açıklanan TÜFE oranında artış uygulanmasına, kadın yararına 25.000,00 TL maddî tazminatın davalı erkekten tahsiline karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, erkeğin kusurlu olduğunun ispatlanamadığını, tanık beyanlarının görgüye dayalı olduğunu bu nedenle itibar edilemeyeceğini, hükmedilen nafaka ve tazminat kararlarının açık şekilde hakkaniyete ve kanunu aykırı olduğunu nafaka miktarlarının yüksek olduğunu belirterek kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadın yararına hükmedilen maddî tazminatın miktarı ile nafakalara uygulanacak artış oranı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı, 174 üncü, 175 inci, 182 nci ve 330 uncu. 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrası, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.