"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının yanlış istinaf sınırlaması nedeni ile bozulmasına, bozma sebebine göre tarafların sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; başvurunun kısmen kabulüne, gerekçenin düzeltilmesine, sair istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalının baskıcı, kıskanç tutum ve davranışları ile sebepsiz yere huzursuzluk çıkarması nedeniyle taraflar arasında anlaşmazlıkların yaşanmaya başladığını, davalının davacıyı iş ve sosyal çevresinde rencide ettiğini, müşterek çocukların önünde hakaret ettiğini, müşterek kızlarının doğumundan beri cinsel birlikteliği sonlandırarak yatak odasında kızları ... ile birlikte yattığını bu sebeplerle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını, taraflar ve müşterek çocuklar açısından korunmaya değer bir faydanın kalmadığını, davalının dominant bir karakterde olduğunu, isteklerinin tümünün olmasını arzu eden ve bu doğrultuda ısrardan kaçınmayan biri olduğunu, davalının ailesi ile davalının isteği nedeniyle yakın oturduklarını ve davalının ailesinin her şeye müdahale ettiklerini, kadının erkeğin ailesini sürekli eleştirdiğini ve kademe kademe davacının ailesinden uzaklaştığını ve bayramlarda bile gidip gelmez olduklarını, davalının ailesi ile olan bu ilişkinin mahremiyetin kaybolmasına neden olduğunu, erkeğin babasının hastalığında, hastanede olduğu zamanlarda kadınını sürekli arayarak nerede olduğunu sorduğunu, babasının durumunu sormadığını, kadına uzman ile görüşmeleri talebinde bulunduğunu, görüştükleri uzmanın kadın ile görüşmelere devam etmek istediğini ancak kadının bunu kabul etmediğini, evlilik birliğinin devamının taraflar açısından çekilmez hale geldiğini, birliğin sürdürülmesinde eşler bakımından korunmaya değer bir yanın kalmadığını belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaları kabul etmediklerini, kadının eş olarak yasanın kadına yüklediği tüm sorumlulukları yerine getirdiğini, sorumluluğunu bilen bir kişi olduğunu, bu davanın açılmasından üç dört ay kadar öncesine kadar tarafların hiç bir problemlerinin olmadığını, erkeğin mali müşavir olması nedeniyle mali müşavirlik kursuna gitmekte iken tanışmış olduğu ve o kursta hocalık yapan G. S. isimli bir bayan ile olan ilişkisi sebebiyle erkeğin, kadın ve çocuklarına kötü davranmaya başladığını, evini ihmal ettiğini ve en sonunda da ortak haneyi terk ettiğini, Kurban bayramı için kadının ...'ta bulunan annesinin yanında bulunan çocukları almaya gittikleri sırada erkeğin sürekli yolda davalıya sen gelme, ben kendim gider alır gelirim ya da sen kendi başına git, ne yaparsan yap dediğini, yolda sürekli ... isimli bayanın davacıyı ardı ardına arayarak mesaj attığını, kızlarına söz verdikleri için ...'ya ...'e tatile gitmek için yola çıktıklarını ancak yer bulamadıkları için ...'e doğru geri dönerken benzin istasyonunda durduklarında kadın ... isimli bayan ile konuştuğunu, kadın telefonu kapatmasını söylediğinde, erkeğin kadını darp ederek, kadın ve oğlunu orada bırakıp, ağlamakta olan kızları da arabada olmak suretiyle oradan uzaklaştığını, kadının hastaneye giderek darp raporu aldığını ve karakola şikayetçi olduğunu, tarafların ...'e döndükten bir gün sonra erkeğin, kadın ve çocukları Gökova'ya otele bırakarak ordan geri döndüğünü ve G. S. 'nin ailesi ile tanıştırmaya götürdüğünü, daha sonra kadın ve çocukları otelden almaya geldiğinde kimsenin yüzüne bakmadığını, ortak çocuk ...'in yolda mola verdikleri sırada fotoğraf çekmek istemesi üzerine ben sizinle aynı resimde olmak istemiyorum, benden bir an önce boşanacaksın, artık seni sevmiyorum, ... ile hayatımı birleştireceğim, seni de istemiyorum, çocukları da dediğini, çocukların gözleri önünde kadına saldırarak boğazını sıktığını, gece yarısına doğru ...'a geldiklerinde sürekli olarak G.S.'nin erkeği araması üzerine erkeğin, kadın ve çocukları otogarın önünde bırakarak ne haliniz varsa görün, sizi ...'e götürmeyeceğim, sokakta yatın dediğini, erkeğin kadın ve çocuklara karşı her zaman olumsuz davranışlarda bulunduğunu, bu olumsuz davranışlardan her iki çocuğundan olumsuz etkilendiğini, erkeğin öfke kontrolü olmayan birisi olduğunu belirterek kusurlu olan tarafın erkek olduğunu, bu nedenle davanın reddi ile ortak çocukların bakımını kadın üstlendiğinden kadın için, 2.000,00 TL küçük ... için aylık 5.000,00 TL tedbir nafakasına karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince; erkek tanıklarının kadının erkeği iş yerinden sürekli aradığı şeklindeki anlatımları soyut nitelikli sebep ve saiki açıklanamayan beyanlar olduğu gibi erkeğin kendisini aldattığından şüphe eden kadının tepkisel nitelikte davranışları olarak kabul edildiğinden kusur belirlemesinde değerlendirme konusu yapılmadığı, erkek tanığı ...'in kadının erkeği devamlı aradığı, davacının iş çıkışına arabayla geldiği, Cumartesi günleri gelerek davacıyı odasında beklediği, erkek tanığı ... davalının, davacının ailesi ile gidip gelmediği, zaman zaman annesinin evinde kaldığı, davacının çocuklarına düşkün birisi olduğu, davacı tanığı ... davalının sürekli davacıyı aradığı, yüksek sesle bağırarak konuştuğu, ... beyin çok naif ve kibar olduğu, kadın tanığı ... 2018 yılı Mayıs ayına kadar tarafların örnek bir evliliklerinin olduğu, erkeğin kadın arayarak telefonda seni sevmiyorum, istemiyorum, sen aşağılık bir kadınsın, biraz gururlu onurlu ol, senden boşanacağım dediği, ... S. isimli kadın olduğunu sonradan öğrendiği bir kadının telefonu alarak bizim pembe panjurlu evimiz olacak, telli duvaklı gelin olacağım, fotoları sana göndereceğim, sen ve çocuklar ...'ın hayatında olmayacaksınız şeklinde sözler söylediği, kadın tanığı ...'nın 2018 yılı Haziran ayına kadar tarafların çok iyi geçindikleri ... isimli bayanın ben evleneceğim, telli duvaklı gelin olacağım, ...'ı seviyorum dediği, erkeğin zarar veririm ben onlara, kızına söyle ayrılacak dediği, kadın tanığı ...'in babasının sosyal medya yazışmalarında ... isimli bayanla canımlı yazışmalarını gördükleri, yolda sürekli annesine hakaret ettiği, senin gibi kadın mı olur, senden kadın mı olur, şerefsiz diye söylediği, annesini sürekli ... isimli kadın ile kıyasladığı, annesini darp ettiği, babasının karşılıklı atışmalardan dolayı ... isimli kişiden özür dilemesini söylediği, annesi, kardeşi ve kendisini arabadan indirdiği, kredi kartını aldığı, gece 02:00-03:00 sıralarında Havaş'ın aracıyla dönmek zorunda kaldıkları, ... isimli bayanın telefonu açarak ben telli duvaklı gelin olacağım, unutun onu dediği, davalı tanığı ...'un davacıyı bir bayanla el ele yürürken gördüğü, davalının kendisini arayarak geceleyin saat 01:00 civarında davacının çocuklarıyla birlikte kendisini otobanda bıraktığını söylediği, davalı tanığı ...'ün örnek aile oldukları, kadın tanığı ... ...'nin davacının 2018 yılı kurban bayramına kadar tarafların arasında geçimsizlik ile ilgili hiç bir şeye tanık olmadığı, erkeğin kendisine ... isimli bir bayanla birlikte olduğunu, onunla daha rahat ve huzurlu gezeceğine, hayatını daha rahat devam ettireceğine inandığını söylediği, ... hanımı aradığında ise kendisinin hiç bir şekilde bundan vazgeçmeyeceğini söylediği şeklindeki beyanları ve toplanan delillerden erkeğin başka bir kadınla birlikte olduğu, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, birlik görevlerini yerine getirmediği, kadına atfı kabil kusurun ispat edilemediği, kimsenin kendi kusurundan kaynaklanan sebeplere dayanarak hak elde edemeyeceğinden erkeğin sabit olmayan davasının reddine, kadın için aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına, tarafların ortak çocuğu 2012 doğumlu ... için aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı kadın vekili tedbir nafakalarının miktarları yönünden, davacı erkek vekili katılma yolu ile kusur belirlemesi, reddedilen davası ve tedbir nafakalarının miktarları yönünden istinaf talebinde bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 17.01.2022 tarihli ve 2020/1161 Esas, 2022/39 Karar sayılı kararıyla; davacı erkeğin reddedilen boşanma davasına yönelik katılma yoluyla istinaf talebinde bulunduğu, katılma yoluyla istinaf, asıl istinaf talebine sıkı sıkıya bağlı olduğu, davalı kadın, erkeğin boşanma davasının reddine yönelik hükmü istinaf etmediğine göre, bu talep yönünden davacı erkeğin katılma yoluyla istinaf hakkı bulunmadığı, bu sebeple davacı erkeğin münhasıran boşanma davasının reddine yönelik katılma yolu ile istinaf dilekçesinin reddi gerektiği, tarafların tedbir nafakaları yönünden istinaf taleplerinin ise tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davalı kadın ve yanında bulunan müşterek çocuk ... yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinde isabetsizlik görülmediği, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, paranın alım gücü, tedbir nafakasının niteliği göz önüne alındığında, davalı kadın ve ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir nafakası miktarları da hakkaniyete uygun bulunduğundan, nafakaların miktarının indirilmesinin yada arttırılmasının gerekmediği gerekçesiyle, tarafların tedbir nafaka miktarlarına yönelik yerinde bulunmayan istinaf itirazlarının esastan reddine, davacı erkeğin boşanma davasının reddine yönelik hüküm bakımından katılma yolu ile istinaf dilekçesinin usulden reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı kadın vekili tedbir nafakalarının miktarı yönünden, davacı erkek vekili kusur belirlemesi, reddedilen davası ile tedbir nafakalarının miktarları yönünden kararı temyiz etmiştir.
2. Dairenin 09.05.2022 tarihli, 2022/2195 Esas ve 2022/4165 Karar sayılı kararıyla her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesince, davacı erkeğin davanın reddi yönünden katılma yoluyla istinaf hakkının bulunmadığı belirtilerek bu yönden istinaf talebinin usulden reddine karar verilmiş ise de; hüküm davalı kadın tarafından istinaf edildiğine göre, davacı erkeğin, davalı kadının istinaf sebepleri ile bağlı olmaksızın katılma yoluyla davayı bütün yönleriyle istinaf etme hakkı bulunduğu gözetilerek, davanın reddine yönelik istinaf taleplerinin esastan incelenmesi gerekirken yazılı şekilde erkeğin katılma yoluyla istinaf dilekçesinin bu hükümler yönünden inceleme dışı bırakılarak usûlden reddinin doğru olmadığı gerekçesiyle hükmün münhasıran bu sebeple bozulmasına, bozma sebebine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bozmaya uyan Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; toplanan delillerle, özellikle bir kısım tanık beyanları, telefon kayıtları ile davacı erkeğin sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, müşterek konutu terk ederek mahkemenin de kabulünde olduğu üzere birlik yükümlülüğünü ihlal ettiği, erkek tanık beyanlarının kadının kusurlu bir davranışını ispat etmeye elverişli olmadığı gibi kadının başka bir kadınla sadakatsiz davrandığını öğrendiği eşini onu sık sık telefonla aramasının kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, kadının kıskançlık göstermesinin hayatın olağan akışına uygun bulunduğu, böylece erkeğin tam kusurlu olduğu, ancak, kadın Yargıtay bozma kararından sonra ibraz ettiği dilekçelerinde tarafların fiilen ayrı yaşanılan dört yılın sonunda tekrar bir araya geldiklerini, yerel Mahkeme kararının gerekçesinde özenle açıklandığı üzere kadının kusurlu olmayan eş olup, tekrar bu evlilik birliğinin kurulacağı inancının karşılıksız kalmadığını, tarafların bir araya geldiklerini, erkeğin bir dönem yaşadığı birlikteliklerin geride kaldığını, evlilik birliğinin tekrar cereyan ettiğini, tarafların gerek yazlıkta gerek kışlıkta birlikte geçirdikleri zamanlar dikkate alındığında erkeğin dava sebepleri olan geçimsizlik sebeplerinin ortadan kalktığını belirterek, öncelikle erkeğin haksız olarak açtığı boşanma davasının kusurlu eş tarafından açılamayacağı sebebi ile reddinin tasdik edilerek, ayrıca ve önemle tarafların yargılamanın sürdüğü dört sene sonunda tekrar bir araya geldikleri değerlendirilerek, davanın reddine karar verilmesini istediği, davacı erkek vekilinin 25.10.2022 tarihinde ayrı ayrı ibraz ettiği iki ayrı dilekçede kadın tarafından sunulan delillerin hukuka aykırı delil olduğunu, bu konuda savcılığa suç duyurusunda bulunduklarını, erkeğin, kadının kusurlu davranışlarını affetmediğini, tarafların karı koca olarak hiç bir zaman aynı konutta yaşamayıp, bu şekilde de hareket etmediklerini, tarafların delil olarak sunulan fotoğraflardaki tarihler dikkate alındığında tatil zamanına denk gelip, kadının özellikle ortak çocuk ... ile babanın kişisel ilişkisini engellemek istediğinden ortak çocuğun durumu da göz önüne alınarak onunla kişisel ilişki kurmak amacıyla bir araya gelinen zamanlara ilişkin olduğunu, müvekkilinin çocuklarla mecburen davalının da olduğu ortamlarda zaman geçirdiğinden, bu görüntülerin tarafların bir araya gelmesi olarak değerlendirilemeyeceğini, davanın ispat edildiğini belirterek, davanın kabulüne karar verilmesini talep ettiği, taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, bu duruma erkeğin tam kusurlu hareketleri ile sebebiyet verdiği sabit ise de kadının istinaf aşamasında ibraz ettiği dilekçesinde tarafların dört yıllık fiili ayrılık süresinin sonunda evlilik birliğini yeniden tesis etmek üzere bir araya geldiklerini ifade etmesi göz önüne alındığında, kadının erkeğin kusurlu davranışlarını affettiği, en azından hoşgörü ile karşıladığının kabulü gerektiği, bu durumda, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin de kusursuz hale geldiği, bununla birlikte kadının boşanmaya sebebiyet verecek herhangi bir kusuru ispat edilemediği, mahkemece davanın reddine ilişkin verilen kararda sonucu itibari ile usul ve kanuna aykırı bir yön görülmediği, tarafların tedbir nafakaları yönünden istinaf taleplerinin ise tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere kadın ve ortak çocuk ... yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinde isabetsizlik görülmediği, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, paranın alım gücü, tedbir nafakasının niteliği göz önüne alındığında, kadın ve ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir nafakası miktarları da hakkaniyete uygun bulunduğundan, nafakaların miktarının indirilmesinin yada arttırılmasının gerekmediği gerekçesiyle, tarafların tedbir nafaka miktarlarına yönelik yerinde bulunmayan istinaf itirazlarının esastan reddine erkeğin davanın kabulü gerektiğine ilişkin istinaf itirazlarının reddine, ancak kusurun gerekçesinin açıklanan şekilde düzeltilmesine, erkeğin sair, kadının tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemenin müvekkilin kusurlu olduğu yönündeki tespitlerini kabul etmemekle birlikte davalının açık irade beyanı uyarınca ilgili kusurlu davranışların kadın tarafından affedildiği ve nihai olarak müvekkilin huzurdaki davada kusursuz eş haline geldiği yönündeki tespitlerine katıldıklarını, kadının istinaf aşamasında hem duruşmadaki beyanlarında hem de sunduğu dilekçelerde davacı ile birlikte yaşadıklarını, her şeyin geride kaldığını, mutlu ve huzurlu bir yuvanın tekrar kurulduğunu iddia ederken, istinaf ilamının tebliğinin ardından sunduğu temyiz dilekçesinde tüm bu beyan ve iddialarının tam tersini söylemiş olmasının da kadının kötü niyetini ispatladığını, kadının davanın reddini sağlamak kastıyla tarafların bir araya geldiği, aile birliğinin tekrar kurulduğu gibi gerçeğe aykırı iddialarda bulunulmuş daha sonra ise davalı yanın açık af iradesini gizlemek adına iş bu iddianın tam tersi yönde çelişkili iddialar ileri sürüldüğünü, tarafların bir araya gelmediği dosyada mevcut delil ve beyanları doğrultusunda anlaşılmakta olduğunu, kadının huzurdaki dava yönünden kötü niyet kastıyla hareket ettiği bir kez daha sübuta erdiği, kadının açık af iradesinin sonucu olarak erkek yönünden kusur iddialarının incelenme olanağı kalmadığı, incelenmesi gereken yegane konunun kadının kusurlu davranışlarının evlilik birliğini temelinden sarsıp sarsmadığı hususu olduğu, kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kusurlu olduğu dosyada mübrez delil ve tanık anlatımları uyarınca sübuta erdiği, ayrıca tarafların dört yıldır ayrı hanelerde yaşamakta olup tekrar bir araya gelmek için bu kadar zaman ve imkan varken bir araya gelmemeleri hususu da tek başına iş bu evlililiğin sona erdiğini ispatladığını, kadının müşterek çocuklar sebebi ile bir arada bulundukları sınırlı zamanlarda müvekkilin izni ve rızasının bulunmadığı gizli fotoğraf ve video çekimlerine karşı ... Cumhuriyet Başsavcılığının 2022/151016 Hazırlık Soruşturma No'lu dosyası kapsamında suç duyurusunda bulunulduğunu belirterek kararı kusur belirlemesi ve reddedilen davası yönünden kararı temyiz etmiştir.
2.Davalı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; toplanan delillerle davacı erkeğin başka bir kadınla ilişki yaşayarak, evlilik birliğinde kusurlu davranışlar sergilediği, evlilik birliğinin sona ermesinin temel sebebi davacının müvekkili ve ortak iki çocuğun aile düzenini hiçe sayarak evlilik birliğine aykırı biçimde yaşam sürdüğü, müvekkili başka kadınla aldattığı, tarafların müşterek tanıdıklarının düğünleri, ortak yemek davetlerde ve bazen de çocukları için bir araya geldikleri, bu süreler özellikle çocuklarında tatilde olduğu yaz tatili dönemine denk geldiği, boşanma davası süresince özellikle çocukların çok yıprandığı ve psikolojik tedavi görmek zorunda kaldıkları, çocukları bu ortamdan uzaklaştırmak ve yaz tatili döneminde erkeğin zaman zaman ... olarak kullanılan konuta gelerek kaldığı, eşlerin zaman zaman bir araya geliyor oluşu erkek tarafından affetme olarak ileri sürülemeyeceği, uzun süreli olarak aynı evde yaşamanın, affetme olarak nitelendirilebilecek bir davranış olarak sayılsa da aynı evde oturma mutlak surette affetme olarak değerlendirilemeyeceği, tarafların sırf aynı evde oturması affetme olarak nitelendirilemeyeceği, erkeğin dava açıldıktan sonra emekliliğe hak kazandığını, hem emeklilik maaşı hem de aktif olarak üst düzey yönetici vasfıyla çalıştığı yerden maaş aldığını, ayrıca erkeğin en üst kademeden emekliliğe ayrıldığı, erkeğin emeklilik maaşının sorgulanmadığını, kadının emeklilikte açtığı mağaza dava devam ederken zarar ettiği ve tasfiye olduğunu belirterek kararı kusur belirlemesi ve tedbir nafakalarının miktarı yönünden temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında evlilik birliğinin sarsılmasına neden olacak bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kadın ve ortak çocuk yararına hükmedilen tedbir nafakalarının miktarı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası ile 169 uncu maddesi hükümleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.04.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.