Logo

2. Hukuk Dairesi2022/11181 E. 2023/2066 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında kusur belirleme, kadının açtığı boşanma davasının kabulünün yerindeliği, hükmedilen nafaka ve tazminatların miktarlarının ve hükmedilme şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu değerlendirilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1230 E., 2022/1553 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/271 E., 2022/229 K.

Taraflar arasındaki boşanmadan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir. Kararın davalı-davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına, boşanma davalarının birleştirme hususu değerlendirilmek üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında karşılıklı açılan boşanma davalarının yapılan yargılaması sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davacı-davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile kusura ilişkin gerekçenin düzeltilmesine, sair yönlerden esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının müvekkiline karşı kötü davrandığını, asabi ve geçimsiz bir kişiliğinin olduğunu, en ... sorunları bile büyüterek kavga ve tartışma ortamı yarattığını, saygı göstermediğini, müvekkilinin kişiliğine ve saygınlığına karşı hakaretlerde bulunduğunu, müvekkiline psikolojik anlamda baskı kurup sosyal hayatını bitirmeye çalıştığını, müvekkilinin arkadaşlarıyla görüşmesine hiçbir zaman izin vermediğini ve hep onu baskı altında tutmaya çalıştığını, bu durum yüzünden müvekkilinin ... çevresinde azalma olduğunu, arkadaşları tarafından aşağılanmaya başladığını, müvekkilinin sosyal hayatının kalmadığını, müvekkilinin telefonunu kendi telefonuna yönlendirerek gelen bütün aramaları ve mesajları kontrol ettiğini, müvekkili ile hiçbir şekilde diyalog kurmadığını, fikir alışverişinde bulunmadığını, evliliğin devam edebilmesi için çaba göstermediğini, ortak çocukların sıklıkla boşanmaları gerektiğini beyan ettiklerini, müvekkilini kardeşinin iş yerinde çalışan bir kadınla ilişki yaşamakla suçladığını ve müvekkilini evden kovduğunu, müvekkilinin evden ayrılmak zorunda kaldığını, eve geri dönmek için uğraş verdiğini, ancak kadının bu çağrılara cevap vermediğini. evliliğin fiilen sona erdiğini, tarafların on altı aydır ayrı yaşadıklarını belirterek, davalının kusuru ile müşterek hayat çekilmez hale geldiğini belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davacı-davalı erkek vekili birleşen davaya verdiği cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin izinli olduğu dönemlerde vaktini ailesi ile geçirdiğini, fakat bu zamanlarda dahi davacının huzursuzluk çıkarıp ortamın neşesini kaçırmak için elinden gelen agresifliği gösterdiğini, müvekkilinin hakaretlere maruz kalması, toplum içinde ... düşürülmesi ve tüm gayretlerine rağmen kadının habersiz ve sebepsiz olarak evi terk etmesinin müvekkilinde büyük bir hayal kırıklığına neden olduğunu, psikolojik çöküntüye sebebiyet verdiğini, ziynet talebinin ayrı bir dava konusu olup reddi gerektiğini, kadının kusurlu davranışlarıyla evlilik birliğinin temelinden sarsıldığının açmış oldukları boşanma davasıyla tespit edildiğini, bu davanın konusuz kaldığını belirterek ... 4. Aile Mahkemesinin 2017/850 Esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılmasına, davanın ve kadının tüm taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili birleşen dosyada dava dilekçesinde özetle; tarafların 30.08.1975 tarihinde evlendiklerini, evliliklerinden ergin dört müşterek çocuklarının bulunduğunu, erkeğin kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsılıp çekilmez hale geldiğini, müvekkilinin ekonomik gücü olmaması nedeniyle dört çocuğu için kadının tüm bu olumsuzluklarına katlandığını, erkeğin kadına fiziksel, sözel, duygusal ve ekonomik şiddet uyguladığını, eve çok geç saatlerde geldiğini, evi adeta otel gibi kullandığını, evde olduğu zamanlarda da gizli gizli telefon konuşmaları ve mesajlaşmalar yaptığını, müvekkilinin şüphelendiğini ve erkeğin başka bir kadınla görüştüğünü öğrendiğini, bu durumu çocuklarına söylediğini, çocukların bu kadını araştırdıklarını ve davalıyla aynı iş yerinde çalışan bir kadınla ilişkisi olduğunu öğrendiklerini beyanla tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, müvekkili için aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, müvekkili için 50.000,00 TL maddî ve 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 15.11.2018 tarih ve 2017/85 Esas ve 2018/1060 Karar sayılı kararı ile kadının iş bu dosyasının ... 1.Aile Mahkemesinin 2018/1138 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesi yönündeki talebi yargılamada tahkikat aşaması bitirilip 10.07.2018 tarihinde sözlü yargılamaya geçildiği ve sözlü yargılamanın bizzat kadın vekiline ihtar edildiği, buna rağmen aradan dört aylık bir süre geçtikten sonra sözlü yargılama duruşmasının bir gün öncesinden 14.11.2018 tarihinde iş bu davanın açıldığı anlaşılmakla usul ekonomisine fayda sağlayamayacağı, kadının eşine hakaret ettiği, şerefsiz, alçak şeklinde hakaretler ettiği, her konuda sorun çıkardığı, aşırı kıskanç tavırları ile davacının hayatını çekilmez hale getirdiği, arkadaşları ile görüşmesini dahi engellediği, sosyal hayatını kısıtladığı, erkeğin telefonlarını kendi telefonuna yönlendirerek tüm arama ve mesajlarını kontrol altında tuttuğu, sonrasında da sen beni aldatıyorsun diyerek evden kovduğu, dava tarihine kadar on altı ... süresince tarafların ayrı yaşadıkları, bu nedenle kadının ağır kusuru ile evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı gerekçesiyle erkeğin açtığı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde kadın vekili, davanın kabulüne dair verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, mevcut dosyanın açmış oldukları dava dosyası ile birleştirme durumu reddedilerek karar verilmiş olduğu gibi tanıklarının dinlenmediğini belirterek kararın tamamı yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

2. Bölge Adliye Mahkemesinin 01.03.2021 tarih ve 2019/284 Esas ve 2021/396 Karar sayılı kararı ile kadın vekilinin 14.11.2018 tarihli dilekçesinde, ... 1. Aile Mahkemesinin 2018/1138 Esas sayılı dosyasının tarafları ile dava konusunun bu dosya ile aynı olduğunu belirterek dosyaların birleştirilmesini talep etttiği, İlk Derece Mahkemesince talebin reddine karar verilerek dosyanın karara çıkartılmış olduğunu, erkeğin ... 4. Aile Mahkemesinde açmış olduğu eldeki boşanma davası ile kadın tarafından açılan ... 1. Aile Mahkemesinin 2018/1138 Esas sayılı dosyası arasında bağlantı bulunduğu, erkek tarafından açılan davada, kadın tarafından açılan davanın birleştirilmesi beklenerek, deliller birlikte değerlendirilip gerçekleşecek sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle istinaf talebinin diğer yönler incelenmeksizin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, kadının diğer istinaf taleplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının eşine hakaret ettiği, şerefsiz, alçak dediği, erkeğin ise eşine hakaret ettiği, tehdit ettiği, şiddet uyguladığı, dışarı çıkmasına dahi izin vermediği, çocuklarıyla ilgilenmediği, eğitim hayatlarında ihtiyaçlarını da karşılamadığı, ilgisiz bir eş olduğu, aile sohbetlerine dahi katılmadığı, çocuklarına da şiddet uyguladığı, ekonomik şiddetinin de mevcut olduğu, evin ihtiyaçlarını almadığı, alsa da eşine danışmak yerine kendi bildiği gibi alışveriş yaptığı ve sadece kendi istediklerini aldığı, eşine duygusal şiddet uyguladığı, eşini aynı iş yerinde çalıştığı başka bir kadınla aldattığı, kadın boşanma davası açınca erkeğin abilerinin müşterek konuta gelerek kadına hakaret ettikleri, böylelikle erkeğin ağır, kadının daha az kusuru olduğu gerekçesiyle her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, kadın yararına dava tarihinden itibaren aylık 250,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle 1.000,00 TL'ye yükseltilerek bu miktar tedbir nafakasının karar kesinleşince yoksulluk nafakası olarak devamına, kadın yararına tarafların sosyal ve ekonomik durumu kusurun derecesi evlilik birliğine verilen zarar nazara alınarak 30.000,00 TL maddî tazminata, erkeğin kadının kişilik haklarını ağır surette haleldar ettiği anlaşıldığından tarafların sosyal ve ekonomik durumu kusurun derecesi evlilik birliğine verilen zarar nazara alınarak 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı-davalı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; birleşen davada tanıkların süresinde bildirilmemesine rağmen kadının tanıklarının dinlenilmelerini, 16.01.2019 tarihli duruşmada kadının kocamın eve dönmesini istiyorum beyanının af olarak kabul edilmeyerek, kadının davasının kabulüne karar verildiğini belirterek kararı kusur belirlemesi, kadının kabul edilen davası, tazminat ve nafaka yönlerinden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kadının, birleşen dava dosyasının 16.01.2020 tarihli duruşmasında kocamın eve dönmesini istiyorum şeklindeki beyanının, erkeği affettiği yönünde değerlendirilemeyeceği, kadın vekilinin süresinde tanık isimlerini bildirmediği, ancak bir sonraki duruşmada tanıklarının hazır olduğunu belirterek dinlenmesini talep ettiğinden Mahkemenin kadın tanıklarını dinlemesinin usul ve kanuna uygun olduğunu, İlk Derece Mahkemesince kadına, eşine hakaret ettiği, erkeğe ise kadına hakaret ettiği, tehdit ettiği, şiddet uyguladığı, dışarı çıkmasına dahi izin vermediği, çocuklarıyla ilgilenmediği, eğitim hayatlarında ihtiyaçlarını da karşılamadığı, ilgisiz bir eş olduğu, aile sohbetlerine dahi katılmadığı, çocuklarına da şiddet uyguladığı, ekonomik şiddetinin de mevcut olduğu, evin ihtiyaçlarını almadığı, alsa da eşine danışmak yerine kendi bildiği gibi alışveriş yaptığı ve sadece kendi istediklerini aldığı, eşine duygusal şiddet uyguladığı, eşini aynı iş yerinde çalışan başka bir kadınla aldattığı, kadın boşanma davası açınca erkeğin abilerinin müşterek konuta gelerek kadına hakaret ettikleri, erkeğin eşine psikolojik baskı uyguladığı, aldattığı vakıalarının kusur olarak yüklendiği erkeğe yüklenen dışarı çıkmasına dahi izin vermediği, aile sohbetlerine dahi katılmadığı, vakılarının kadın tarafından ispat edilemediği, erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, erkeğe yüklenen diğer vakıaların sabit olduğu, kadının istinaf kanun yoluna başvurmaması nedeni ile İlk Derece Mahkemesince yüklenen kusurun kesinleştiği, kadının ayrıca, geçimsiz bir insan olduğu, erkeğe karşı ilgisiz ve soğuk davrandığı, kıskanç olduğu, erkeğin telefonuna bir program yükleyerek erkeğe gelen mesajları kendisine yönlendirdiği, erkeğin sosyal hayatını kısıtladığı, vakıalarının da sabit olduğu, erkeğin kadına yönelik diğer iddialarını ispat edemediği, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, tarafların tespit edilen kusurlu davranışlarına göre kadının az erkeğin ağır kusurlu olduğu sonucuna varıldığı gerekçesiyle kusur gerekçesinin düzeltilmesine karar verilerek erkeğin kusur değerlendirmesine yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne, erkeğin diğer istinaf taleplerinin ise reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; istinaf başvuru dilekçesini tekrarla, ağır kusurlu tarafın kadın olduğunu belirterek kararı kadının kabul edilen boşanma davası, tazminat ve nafaka yönünden temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, tarafların kusur belirlemesi ve kadının davasının kabulünün yerinde olup olmadığı, kadın yararına hükmedilen nafaka ve tazminatların hükmedilme şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 ... maddesi. 6098 sayılı Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 ... maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı erkek ekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.