"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/658 E., 2022/1648 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 12. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/623 E., 2020/104 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Kararın davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından kusur belirlemesi, erkeğin kabul edilen davası, maddi tazminatın miktarı ile reddedilen manevi tazminat talebi yönlerinden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen maddi tazminatın miktarı ve kadının boşanmanın fer'î niteliğinde olmayan alacak talebi yönünden verilen gönderme kararı yönünden; davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından ise kusur belirlemesi, erkeğin kabul edilen davası, maddi tazminat miktarı ile reddedilen manevi tazminat talebi yönlerinden temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı davacı-karşı davalı erkek tarafça istinaf yoluna başvurulmamıştır. Davalı-karşı davacı kadının istinaf başvurusu da tazminat miktarı ve boşanmanın eki niteliğinde olmayan kıdem tazminatının iadesi yönünden kısmen kabul edilmiştir. Hâl böyle iken İlk Derece Mahkemesince belirlenen kusur belirlemesine karşı istinaf yoluna başvurmayan davacı-karşı davalı erkeğin bu yönden temyiz hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davacı-karşı davalı erkeğin kusur belirlemesi yönünden temyiz isteminin reddine karar vermek gerekir.
Davalı-karşı davacı kadının vekilinin tüm yönlerden, davacı-karşı davalı erkek vekilinin ise reddedilen yön dışında gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2009 yılında evlendiklerini, müvekkilinin boşanmak üzere 03.05.2010 tarihinde Bakırköy 8. Aile Mahkemesinde dava açtığını, söz konusu davanın 20.04.2011 tarih ve 2010/372 Esas 2011/358 Karar sayılı karar ile reddedilerek 05.06.2015 tarihinde kesinleştiğini, red kararının kesinleşmesinden bu yana 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrasının aradığı üç yılın geçmiş bulunduğunu, tarafların bu süre içerisinde tekrar bir araya gelmediklerini ve evlilik birliğinin yeniden kurulmadığını belirterek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası gereğince boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; Mahkemenin yetkili olmadığını, İstanbul Anadolu Aile Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davacının müvekkiline kötü muamelede bulunup müvekkilinin tüm maddî birikimini ve takılarını alıp evi terk ettiğini, müvekkilinin beş parasız bırakıldığını, önceki davadan sonra tarafların görüştüklerini, müvekkilinin terk edildiği güne kadar uğradığı haksızları ve hakaretleri etrafına fark ettirmediğini, iş yerinden çıkarken almış olduğu kıdem tazminatı 14.000,00 TL'yi erkeğe verdiğini, nişanlılık döneminde takılan 8 adet 30'ar gramlık altın bileziklerin ve nikahta takılan 200 gramlık 4 adet 22 ayar bileziğin erkeğe verildiğini, davacının bu maddî imkanları ele geçirince evliliğin 8 ... ayında evi terk ettiğini, kredi kartının erkek ve ailesi tarafından kullanıldığını, kartlardan dolayı haciz işlemi başlatıldığını, erkeğin altınları ve tazminat parasını o dönemde kadın arkadaşları ile yediğini belirterek davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, müvekkili yararına 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata, müvekkilinin kişisel malı sayılan 14.000,00 TL'nin ve 200 gramlık 4 adet 22 ayar altın bileziğin yasal faiziyle iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasında daha önce görülmüş olan red ile sonuçlanan boşanma davasının kesinleşme tarihinden itibaren geçen üç sene boyunca ve kesinleşme tarihinden öncesinden itibaren de ayrı yaşıyor oldukları ve evlilik birliğinin ... süredir fiilen kurulamıyor olduğu, erkeğin tarafların müşterek hanesini terk ettiği ve bir daha dönmediği, böylece müşterek hayata ve evlilik birliğine son vermeye sebep olduğu ve kusurlu bulunduğu gerekçesiyle erkeğin açmış olduğu boşanma davasının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası gereği kabulü, kadının açmış olduğu 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddenin birinci fıkrası gereği kabulü ile tarafların boşanmalarına, tarafların kusur durumları ve sosyal ve ekonomik durumları gözetilerek kadın yararına 10.000,00 TL maddî tazminata, erkeğin kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eder bir eylemde bulunduğuna ilişkin iddia ve tespit bulunmadığından kadının manevî tazminat talebinin reddine, kadının ziynet alacağı davasının tefrikine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; erkeğin müvekkiline baskı ve şiddet uygulayarak müvekkilini sokağa attığını, bu sebeple davasının reddi gerektiği, müvekkilinin uğradığı psikolojik şiddetin izlerini halen taşıdığını, manevî tazminat talebinin reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin nişanlılık dönemlerinde davacının kirasını ödediğini, çalıştığı iş yerinden almış olduğu 14.000,00 TL kıdem tazminatını davacıya verdiğini, buna rağmen mahkemenin 10.000,00 TL gibi çok cüzi miktarda tazminata hükmettiğini belirterek kararın kaldırılmasına, esas davanın reddine, karşı davanın kabulü ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesini beyanla kararı erkeğin kabul edilen davası, kusur belirlemesi, reddedilen manevî tazminat talebi ile maddî tazminat miktarı yönünden istinaf etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile toplanan delillere göre, mahkeme karar gerekçesinin dosya kapsamındaki delillerle uyumlu olduğu, erkeğin 2010 yılında açmış olduğu boşanma davasının reddedilmesi ve red kararının kesinleşmesinden itibaren tarafların üç yıldan bu yana bir araya gelmedikleri, Mahkemece erkeğe yüklenen kusurlu davranışın sabit olduğu, kadın tarafından boşanma sebebi olarak dayanılan diğer vakıaların ispatlanamadığı, boşanmaya yol açan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, boşanmaya yol açan olaylar nedeniyle kadının kişilik hakları ihlal edilmediği, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına hükmolunan maddî tazminat miktarının az olduğu, kadın karşı dava dilekçesinde kıdem tazminatı 14.000,00 TL'nin iadesini talep ettiği, ön inceleme duruşmasında Mahkemece kıdem tazminatı talebine değinilmediği, ziynet eşyasına yönelik talebin tefrik edildiği, bu talep hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediği, bu talebin 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmanın eki niteliğindeki maddî tazminat niteliğinde olmadığı, ayrı harcı tabi bağımsız bir talep olduğu, başvurma harcının dava dilekçesindeki bütün istekleri kapsadığı, bu taleple ilgili nispi peşin harcın kadına tamamlattırılması, harç tamamlandığı takdirde gösterilen deliller değerlendirilip gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmesi, harç tamamlanmadığı takdirde ise anılan Harçlar Kanunu'nun 32 nci maddesi uyarınca işlem yapılması gerektiği gerekçesiyle kadın yararına 25.000,00 TL maddî tazminata, kıdem tazminatı hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilerek kadının maddî tazminat miktarı ile kıdem tazminatına yönelik istinaf talebinin kabulüne, kadının diğer istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçeli kararında kusur oranı hakkında hiçbir gerekçeye yer vermediği, gibi kadının az kusurlu olduğuna nasıl hükmedildiğinin anlaşılamadığını, hükmedilen maddî tazminat miktarının oldukça yüksek olduğunu, erkeğin daha az kusurlu olduğu gerçeğinin tespiti gerektiği, aleyhe sonuç doğuran kısımların kaldırılması gerektiği gerekçesiyle kararı kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen maddî tazminatın miktarı ve kadının boşanmanın fer'î niteliğinde olmayan alacak talebi yönünden verilen gönderme kararı yönünden temyiz etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; erkeğin kusurlu olması ile bu evliliğin sona erdiği, müvekkilin evlilik süresince yıpratıldığı, sokağa atıldığı göz önünde bulundurulduğunda manevî tazminat talebinin kabulü gerekirken reddinin hatalı olduğu gibi kusurlu olan erkeğin davasının kabulünün de hatalı olduğunu, hükmedilen maddî tazminat miktarının oldukça düşük olduğunu belirterek kararı kusur belirlemesi, erkeğin kabul edilen davası, reddedilen manevî tazminat talebi ile hükmedilen maddî tazminatın miktarı yönünden temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, erkeğin 4721 sayılı Kanunu'nun 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrasına dayalı açtığı davasının kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin ikinci fıkrasının koşullarının oluşup oluşmadığı ve maddî tazminatın miktarı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 ... maddeleri. 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 30-32 ... maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1.Davacı-karşı davalı erkeğin kusur belirlemesine yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2.Davalı-karşı davacı kadının tüm, davacı -karşı davalı erkeğin diğer hususlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.