Logo

2. Hukuk Dairesi2022/1131 E. 2023/158 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Bozma sonrası yapılan yargılamada, katkı payı alacağının belirlenmesinde kullanılacak taşınmaz değeri ile katkı oranının tespitine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, taşınmazın değerine ilişkin alınan çelişkili bilirkişi raporları arasındaki uyuşmazlığın giderilmemesi ve eksik inceleme ile hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görülerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

Taraflar arasında katkı payı alacağı davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili, evlilik birliği içinde edinilen 1399 parselde kayıtlı arsanın 13.12.1995 tarihinde davalı adına tescil edildiğini, arsanın üzerine 2 katlı bina, tek katlı bina ve 140 m² yüzölçümlü işyeri yapıldığını ancak tapuda cins tashihinin yaptırılmadığından taşınmazın arsa vasfının değişmediğini, dava konusu arsanın edinilmesinde müvekkilinin babasının verdiği inek ve buzağılar ile kooperatif hissesinin satışından elde edilen paranın kullanıldığını, müvekkilinin yıllarca hem evde hem de tarlada çalıştığını, hayvancılık dahi yaparak inek sağdığını, kuzu-koyun besleyerek sattığını, salça, nar ekşisi gibi ürünleri yapıp satarak tasarruf etmesini sağladığını, arsa üzerinde mevcut taşınmazın yapımında müvekkilinin hem maddî hem işgücü katkısının bulunduğunu, inşaat başlangıcında biriktirdiği 6 adet 22 gram bileziğini satarak inşaatın yapımını sağladığını, yapım aşamasında müvekkilinin ziynetleri ile alınan ... mevkiinde bulunan tarlanın satılmak suretiyle ve yine müvekkilinin pazarlarda sattığı ürünlerin bedelleri ile inşaatın tamamlandığını, davalının evlilik birliği süresince düzenli gelir elde etmediğini belirterek tasfiye konusu arsa ve üzerinde bulunan taşınmazlara ilişkin müvekkilinin katkısının hesaplanarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; tarafların 1981 yılından beri beraber yaşadıklarını, müvekkilin babasına ait olan evin ve yine müvekkilinin babasından miras kalan ... kasabasındaki arsanın satılmasıyla arsanın alındığını ve üzerindeki binaların yapıldığını, davacının hiçbir katkısının olmadığını, müvekkilinin kişisel malı olduğunu, dava dilekçesinde iddia edilen kooperatif hissesine davacının babasının 100,00 TL yatırdığını, kalan kooperatif parasını müvekkilinin yatırdığını, yatırdığı para karşılığında kooperatif hissesinin devredildiğini, davacının babasının taraflara evlilik birliği sürecinde herhangi bir desteğinin olmadığını, davacı adına olan tarlaların kredi borcuyla alındığını, boşanma sürecinde satılarak kredi borcunun ödendiğini, geri kalan bedelin de paylaşıldığını, tasfiye konusu taşınmazın edinilmesinde tarlanın satış parasının kullanılmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Mahkemenin 09.06.2015 tarihli ve 2013/446 Esas, 2015/428 Karar sayılı kararıyla; davacının katkısını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 28.02.2018 tarihli ve 2015/22390 Esas, 2018/2864 Karar sayılı kararı ile dosya kapsamında dinlenen tanık beyanları, özellikle müşterek çocuğun beyanları nazara alındığında davacı kadının tasfiye konusu malvarlığının edinilmesine katkıda bulunduğunu, davacının katkı oranı belirlenerek katkı payı alacağının belirlenmesi gerektiğini belirtilerek bozma kararı verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesince yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararla; davacının tasfiye konusu malvarlığının edinilmesine katkısı olduğu, ancak eşlerin taşınmazın edinilmesine katkı oranlarını belirleyecek yeterli veri olmadığından 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 4 üncü ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 inci maddeleri uyarınca davacının % 35 oranında (256.105,00 TL x % 35 = 89.636,00 TL) katkısı olabileceği gerekçesiyle taleple bağlı kalınarak 10.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davalı vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; davacının katkısını ispatlayamadığını, tanık beyanlarının soyut olduğunu, zamanaşımı definin değerlendirilmediğini, değer raporları arasında çelişki olduğunu, eksik incelemeyle karar verildiğini belirtilerek kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; katkı payı oranının az belirlendiğini belirtilerek kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ispat, bilirkişi raporu, zaman aşımı, katkı payı oranı noktasında toplanmaktadır. Dava katkı payı alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin 170 inci maddesi, 186 ncı maddesinin birinci fıkrası, 189 uncu maddesi, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun146 ncı maddesi, 544 üncü maddesi, 6098 sayılı Kanun'un 50 inci maddesi ve 646 ncı maddesi.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin tüm davalı vekilinin aşağıdaki paragraflar kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Davalı vekilinin değer raporuna yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde; somut olayda, Mahkemece yazılı şekilde karar verilmiş ise de, taşınmazın değerine yönelik yapılan araştırma ve inceleme yeterli değildir. Şöyle ki, 13.12.2019 tarihli bilirkişi raporunda tasfiye konusu taşınmazın dava tarihindeki değerinin 209.436,00 TL olarak belirlendiği, işbu rapora davalı vekilinin itiraz etmesi üzerine farklı bir bilirkişiden alınan 06.10.2020 tarihli bilirkişi raporunda ise tasfiye konusu taşınmazın dava tarihindeki değerinin 256.105,00 TL olarak belirlendiği, davalı vekili tarafından rapora itiraz edildiği, Mahkemece, davalı vekilinin rapora itirazları yönünden bir değerlendirme yapılmadan ve raporlar arasındaki çelişki giderilmeden son alınan bilirkişi raporuna göre katkı payı alacağının hesaplandığı anlaşılmaktadır. O halde, Mahkemece konusunda uzman bilirkişilerden yeni heyet oluşturup keşif yapılarak, önceki raporlar arasındaki çelişkileri giderecek yeni bir rapor alınarak sonuca göre alacağın hesaplanması gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile karar verilmesi doğru görülmemiş bu sebeple hüküm bozulmuştur.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin bozma kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Yukarıda (2) nolu paragraflarda belirtildiği üzere, davalı vekilinin değer raporuna yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davacıya yükletilmesine,

Peşin harcın istek halinde yatıran davalıya iadesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

16.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.